Çarşamba günü Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayisi (TUSAŞ) genel merkezine düzenlenen intihar saldırısında beş kişi hayatını kaybetti, 22 kişi yaralandı. Türk yetkililere göre saldırganlar, bir erkek ve bir kadın, güvenlik güçleriyle çatışmaya girdikten sonra “etkisiz hale getirildi.” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya göre, saldırganların Kürdistan İşçi Partisi (PKK) üyesi olduklarından şüpheleniliyor, ancak henüz hiçbir grup sorumluluğu üstlenmedi.
Saldırı, askeri uçaklar, insansız hava araçları ve uzay teknolojisi üreten büyük bir savunma sanayi üreticisi olan TUSAŞ tesisindeki vardiya değişimi sırasında gerçekleşti. Türk medyasında yayılan video görüntüleri, saldırganların taksiyle gelip tesisin kapılarını geçtikten sonra ateş açtığını gösterdi. Yetkililer, saldırganlardan birinin patlayıcı yelek giydiğini ve bunu patlattığını belirtti.
Saldırı, uluslararası alanda geniş çaplı kınamalara yol açtı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, olayı “korkunç bir terör eylemi” olarak nitelendirerek, Türkiye’ye yönelik güvenlik tehditleriyle mücadelede ittifakın desteğini yineledi. Rutte, “Bu tür eylemler insanlık değerleriyle çelişiyor ve uluslararası toplumun terörizme karşı birleşmesini gerektiriyor,” dedi.
Birleşmiş Milletler de, Sözcü Yardımcısı Farhan Haq aracılığıyla bir açıklama yaparak saldırıyı kınadı ve kurbanlara başsağlığı diledi. BM Genel Sekreteri António Guterres, görüşlerini dile getirerek, bu tür şiddet eylemlerini önlemek için küresel çabaların gerekliliğini vurguladı.
Ortadoğu’da, Ürdün ve Cezayir hükümetleri de saldırıyı sert bir şekilde kınayarak Türkiye’ile dayanışma mesajları gönderdi. Türkiye’nin yakın müttefiki olan Azerbaycan da saldırıyı kınayarak desteğini yineledi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Azerbaycan, bu zor zamanlarda kardeş Türkiye’nin yanındadır,” denildi.
Kuzeybatı Suriye’deki özgürleştirilmiş bölgelerde faaliyet gösteren Suriye Kurtuluş Hükümeti (SKH) de saldırıyı kınayarak, “Türkiye’nin gücünü zayıflatmayı amaçlayan bu terörist sabotaj eylemlerini kınıyoruz,” ifadesini kullandı ve kurbanlar ile ailelerine başsağlığı diledi. Kuzey Suriye’deki önemli devrimci gruplardan Ahrar el-Şam da saldırıyı kınayarak, olayı Türkiye’nin egemenliğine ve stratejik savunma kabiliyetlerini geliştirme çabalarına doğrudan bir saldırı olarak değerlendirdi.
Saldırıya misilleme olarak Türkiye, PKK’ya ait mevzileri hedef alan bir dizi hava saldırısı başlattı. Türk Savunma Bakanlığı, Menbiç ve Haseke bölgelerindeki askeri noktalar da dahil olmak üzere PKK’ya bağlı 32 hedefin vurulduğunu doğruladı. Bakanlık yaptığı açıklamada, bu saldırıların “Türk halkına yönelik terör tehditlerini ortadan kaldırmak ve ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak” amacıyla gerçekleştirildiğini belirtti.
Kuzey Suriye’deki yerel kaynaklar, Türk topçu ateşinin, PKK ile bağlantılı savaşçıları içeren Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri de hedef aldığını bildirdi. Bombardıman, Al-Malikiyah çevresi ve Tel Tamr kasabası gibi bölgeleri vurdu. Ankara, SDG’yi PKK’nın bir uzantısı olarak görmektedir ve bu grupla yıllardır savaş halindedir.
Saldırı sonrası güvenlik yetkililerinden brifing alan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele çabalarının yoğunlaştırılacağına dair söz verdi. Erdoğan, “Son terörist etkisiz hale getirilene kadar mücadelemiz kararlılıkla devam edecek,” dedi.
TUSAŞ, helikopterler, savaş uçakları ve insansız hava araçları üreten, Türkiye’nin askeri ve havacılık gelişiminde merkezi bir rol oynayan önde gelen savunma şirketlerinden biridir. Çarşamba günü saldırıya uğrayan tesis, Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde yer almakta ve Türkiye’nin son yıllarda genişleyen savunma sanayisinin önemli bir merkezi olarak hizmet vermektedir.