İdlib ve Halep kırsalındaki binlerce Suriyeli sivil, rejim güçlerinin Rus ve İranlı müttefiklerinin desteğiyle kuzey Suriye’ye yönelik bombardımanı yoğunlaştırmasıyla bir kez daha evlerini terk ediyor. Son saldırılar, cephe hattına yakın yerleşim ve tarım alanlarını hedef alarak, fakir halkı dahada kötü koşulların olduğu aşırı kalabalık ve kaynak sıkıntısı çeken bölgelere doğru zorunlu göçe zorladı. Bu kasıtlı ve planlı yerinden edilme,
Lübnan’dan İsrail’in artan saldırılarından dolayı gelen mültecilerin oluşturduğu dalgalarla beraber kurtarılmış bölgeler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
Bir insani yardım izleme örgütü olan Suriye Müdahale Koordinatörleri, sadece 48 saat içinde 37 kasaba ve köyden 1843 kişinin zorunlu olarak yerinden edildiğini kaydetti. En çok etkilenenler, yerinden edilen nüfusun %81’ini oluşturan kadınlar ve çocuklar. Artan şiddet, bazı ailelerin yıkık ve dökükte olsa evlerine dönmesini teşvik eden kısa bir huzur dönemini bozarak kuzey Suriye’deki güvenlik durumunun nekadar kötüye gittiğini gözler önüne serdi.
Esad güçleri ve müttefiklerinin günlük saldırıları, köyleri ve sivil altyapıyı sistematik olarak hedef alarak aileleri evlerini terk etmek ve kamplara ya da askeri operasyonlardan uzak bölgelere sığınmak zorunda bıraktı. Suriye Müdahale Koordinatörleri ekibi, bu son şiddet dalgası nedeniyle siviller arasında can kayıpları yaşandığını bildirdi; kış mevsiminin de yaklaşması ile insani yardıma duyulan ihtiyacı kat kat artırdı. Örgüt, kuzey Suriye’deki mevcut insani yardımın kasabaların yalnızca %37’sini kamplarında %24’ünü karşılayabildiği bölgedeki sınırlı temel ihtiyaç varlıgına dikkat çekerek potansiyel bir insani felaket konusunda uyardı.
Artan İsrail saldırılarından kaçan mültecilerin Lübnan’dan geri dönüşü, zordurumdaki kuzey Suriye’nin sınırlı kaynaklarını daha da zorladı. Mevcut saldırılardan kaçan Suriyeli yerinden edilmiş evsiz,mazlum sivil halk ile birlikte bu mülteci dalgaları, uzun süredir yerinden edilmiş nüfusu barındırmakta zorlanan kamp ve barınakların yetersiz kapasitelerini dahada kötüleştiriyor. Kalabalık koşullar, kuzey Suriye’nin kurtarılmış bölgeleri sınırlarına ulaştıkça, binlerce kişinin Türkiye ve potansiyel olarak Avrupa’ya yönelmesiyle başka bir kitlesel mülteci akını endişelerini yeniden gündeme getirdi.
Bölgede faaliyet gösteren insani yardım ajansları, özellikle de BM ve OCHA, krizin derinleşmesinin, yerinden edilmiş Suriyelilerin sağlığı, güvenliği ve refahı için ciddi riskler oluşturduğu konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Yetersiz barınma, gıda ve tıbbi malzemeler, birçok kişiyi sert kış koşullarına karşı savunmasız bırakma tehlikesi taşırken, yetersiz fon sağlanan yardım çalışmaları artan talepleri karşılamakta zorlanıyor. Yerel yardım çalışanları, önümüzdeki aylarda aileleri korumak için kritik olan kışa uygun çadır ve ısıtma ekipmanları gibi temel ihtiyaç malzemelerinde eksiklik yaşandığını bildirdi.
Devam eden yerinden edilmeler, binlerce Suriyelinin Suriye sınırlarının ötesine sığınmak zorunda kalabileceği koşullarla yeni bir küresel kriz riskini beraberinde getirebilir. Halihazırda yaklaşık 3.7 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, yeni gelebilecek mülteci akınının yaratacağı ek baskıyla karşı karşıya kalabilir ve bu durum, Avrupa’ya kadar uzanabilecek kitlesel göçüde beraberinde getirebilir.
Suriye Müdahale Koordinatörleri, yerinden edilme bölgelerindeki yeni gelenleri izlemeye ve kaydetmeye devam ederek kötüleşen insani krizi çözebilmek adına acil insani müdahale ihtiyacının altını çiziyor.