Dünden itibaren Suriye’nin özgürleştirilmiş bölgelerinde internet erişimi aniden kesildi. Bu kesinti, yalnızca sivilleri değil, aynı zamanda bölgedeki hayati hizmetleri ve Türk askeri iletişimlerini de olumsuz etkiledi. Sorunun merkezinde, internet fiyatlandırması ve tedarik kontrolü üzerine yaşanan bir anlaşmazlık bulunuyor; bu da özel internet sağlayıcılarına bağımlı, savaştan etkilenmiş bir bölgede güvenilir bağlantının sağlanmasının zorluklarını gözler önüne seriyor.
Şu anda, Suriye’nin özgürleştirilmiş bölgelerinde internet hizmeti Türkiye’den dört ana tedarikçi aracılığıyla sağlanıyor ve bu tedarikçilerin tamamı bant genişliğini bir Türk şirketi olan Telecom Net’ten temin ediyor. Bu Suriyeli şirketlerden biri, bir Lübnanlı iş adamı Mazen’e ait olan Hat Net, sık sık güvenilmez hizmetleri nedeniyle eleştirilmiş durumda. Bu dört sağlayıcı, internet bant genişliğini Telecom Net’ten megabayt başına 15 sentten satın alıyor ve ardından Suriye Telekomünikasyon Kurumu’na megabayt başına 62 sentten satıyor. Kurum, daha sonra bu bant genişliğini yerel dağıtıcıya ulaştırıyor; son fiyat ise yerel ağlar ve tüketiciler için yaklaşık 2,25 dolara kadar çıkıyor.
İnternet, Suriye’nin özgürleştirilmiş bölgelerine iki ana yolla ulaşıyor: Uydu çanakları ve fiber-optik kablolar vasıtasıyla. Uydu çanakları pahalı ama gerekli bir yedek olarak kullanılırken, fiber-optik kablolar daha yaygın ve uygun maliyetli bir seçenek olarak öne çıkıyor. Ancak bu altyapının tamamı, fiyatları tekelleştirme ve kontrol altına alma çabalarından etkilendi. Mazen, bu dört sağlayıcıyı, bazı raporlara göre Türkiye’deki parlamento üyeleriyle yakın ilişkileri olan beşinci bir kişinin yönetimi altında topladı. Bu güç değişimi, sağlayıcıların birlikte hareket etmelerine olanak sağladı ve Suriye’nin özgürleştirilmiş bölgelerinde hem internet erişimini hem de fiyatları kontrol etme yetkisi verdi.
Son dönemde bu sağlayıcılar, Suriye Telekomünikasyon Kurumu’ndan megabayt başına satın alma fiyatını 62 sentten 1,75 dolara yükseltmelerini talep etti. Bu büyük zam talebi, zaten zor durumda olan ekonomiyi daha da sıkıntıya sokacaktı. Suriye Telekomünikasyon Kurumu bu talebi reddetti ve bunun üzerine sağlayıcılar, özgürleştirilmiş bölgelere internet hizmetini durdurdu. Bu hareket, kurumun fiyat artışını kabul etmesi için bir “ekonomik şantaj” olarak değerlendiriliyor.
Kesintinin ardından, Suriye Telekomünikasyon Kurumu yerel yargı mercilerine başvurarak sorumlu kişilerin hesap vermesini talep etti. Bu çabalar, dağıtım ağlarındaki bazı yerel ortakların gözaltına alınmasını da içerdi. Ayrıca kurum, durumun bölgedeki temel hizmetler ve güvenlik üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulayarak, sorumlu şirketlere karşı yasal işlem başlatmaları için Türk yetkililere de bildirimde bulundu.
Suriye Telekomünikasyon Yardımcı Direktörü Hişam Darviş, sağlayıcıların bu hamlesini, bölgenin kırılgan ekonomisini hedef alan fırsatçı bir “şantaj girişimi” olarak nitelendirerek kınadı. Darviş, kurumun hizmeti tekrar başlatmak için acilen alternatif sağlayıcılarla anlaşmalar yapmaya çalıştığını ve fiyatları ortalama vatandaşın erişebileceği seviyede tutmaya odaklandıklarını doğruladı. Bu arada Türk yetkililer, bu iddia edilen fiyat manipülasyonu ve hizmet kesintisiyle ilgili şirketleri incelemeye çağrıldı.
Bu durum, internet kesintisinin Suriye rejiminin askeri faaliyetlerini artırdığı bir döneme denk gelmesi nedeniyle daha da endişe verici hale geldi. Birçok kişi, internet erişiminin kontrolünün stratejik bir araç olarak kullanılabileceğinden ve bu durumun kritik bir dönemde iletişimi etkileyebileceğinden endişe duyuyor. Gerçekten de, bölgedeki Türk askeri birliklerine olan internet hizmeti de kesildi; bu da bağlantı üzerindeki güç mücadelesinin daha geniş yansımalarını gözler önüne seriyor.