Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Cuma günü yaptığı açıklamada, Suriye’ye ilişkin bir sonraki müzakerelerin Astana formatında 11-12 Kasım tarihlerinde Kazakistan’ın Nur-Sultan şehrinde gerçekleştirileceğini duyurdu. Bu açıklama, Esad rejimi güçlerinin ve onların Rus müttefiklerinin Suriye’nin kuzeybatısındaki özgürleştirilmiş bölgelere yönelik şiddetinin arttığı bir dönemde yapıldı.
Gözlemciler, bu tür müzakerelerin sıklıkla çatışmaların şiddetlenmesiyle paralel gittiğini belirtiyor, çünkü Moskova, görüşmelerin başlamasından önce sahadaki etkisini göstermeye çalışıyor.
22. müzakere turu, “Astana22” konferansı olarak biliniyor Rusya, Türkiye ve İran’ın Astana sürecinin başlıca garantörleri ile Esad rejimi ve muhalefet delegasyonlarını içeriyor. Ayrıca, Ürdün, Lübnan, Irak, BM ve Kızılhaç ve Kızılay Uluslararası Komitesi (ICRC) gözlemcileri de toplantıda yer alacak. Gündemde, Suriye’deki siyasi çözüm, insani sorunlar, mültecilerin dönüşü ve ülkenin yeniden inşası yer alacak.
Suriye çatışması, müzakereler öncesinde Esad rejimi ve Rusya’nın sıklıkla saldırılarını artırdığı ölümcül bir süreç olarak tanımlanıyor. Örneğin, Mayıs 2022’de, bir önceki Astana görüşmeleri öncesinde, Rus ve Esad güçleri, İdlib ve Halep illerinde bombalamaları yoğunlaştırarak hem devrimcilere hem de sivil halka zarar verdi. Aynı yıl, Rusya’nın hava saldırıları, Cebel el-Erbain bölgesindeki tavuk çiftliklerine, tarım arazilerine ve yerleşim alanlarına yönelik yapıldı ve bu da ölümlere ve yeni göç dalgalarına yol açtı. Geçtiğimiz yıl, 2023’te Rusya, müzakereler sırasında yerinden edilmiş kişilerin kamplarına ve yerleşim alanlarına hava saldırıları düzenledi.
Yerel kaynaklar, özellikle Rus güçlerinin, Astana görüşmeleri öncesinde şiddet patlamalarını sürekli olarak artırdığını belirtiyor. Analistler, bunun Moskova’nın çatışma üzerindeki etkisini vurgulayan stratejik bir hamle olduğunu düşünüyor. Bu, Rusya’nın diğer askeri cephelerdeki (Ukrayna gibi) varlığına rağmen, kaynaklar üzerinde önemli etkiler yaratıyor.
Son haftalarda, Esad rejimi güçlerinin, Rusya’nın liderliğinde, özellikle İdlib ilindeki Cebel ez-Zaviye bölgesinde hava saldırıları ve topçu atışları ile saldırıları artırdığı bildiriliyor. İnsan hakları kuruluşları, çiftlikler, evler ve ana tedarik yollarının bombalandığını belgeledi. Çarşamba günü, 15 Rus kamikaze dronu, İdlib’in doğusundaki Maret al-Nesan – Kefer Nuran yolu boyunca saldırı düzenleyerek bir sivilin ölümüne ve diğerinin yaralanmasına yol açtı.
Müzakerelere katılanlar, siyasi ilerlemenin önemini vurgulamaya devam etse de, bazı uluslararası sesler Astana formatını verimsiz olarak eleştiriyor. 2021’den bu yana ABD, bu formata katılmıyor ve Suriye’de barış için en iyi yol olarak BM himayesinde gerçekleştirilen Cenevre görüşmelerini tercih ediyor. Daha önce Kazakistan’da ABD Büyükelçisi olan William Moser, Washington’un Astana görüşmelerine gözlemci olarak geri dönmeyeceğini belirterek, Cenevre formatını Suriye sorununu çözmek için en iyi yol olarak değerlendirdiğini ifade etti.
Yaklaşan görüşmelerde, katılımcıların daha önce tartışılan konuları tekrar gündeme getirmesi bekleniyor; bunlar arasında insani koridorların oluşturulması, kaybolan kişiler krizi ve güven inşa etme önlemleri yer alacak. Ancak analistler, ana katılımcıların derinlemesine yerleşmiş pozisyonları ve Rusya’nın barış görüşmeleri öncesindeki askeri operasyonları artırma geçmişi göz önüne alındığında, önemli bir ilerleme olasılığının düşük olduğunu söylüyor.
Kasım ayında yapılacak görüşmeler, esir takası ve insani yardım gibi küçük anlaşmalara yol açabilir, ancak bölgesel gözlemciler temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Görüşmeler öncesindeki şiddet senaryosunun tekrar devreye girmesiyle birlikte, Suriye’nin kuzeyindeki sivil halk daha fazla askeri tırmanmaya karşı tedirgin ve müzakerelere katılacak olanlar Nur-Sultan’da buluşmak üzere hazırlıklarına devam ediyor.