
Suriye’deki artan çatışmalar, insani krize, bölgesel istikrara ve son askeri gelişmelerin siyasi sonuçlarına ilişkin uluslararası açıklamalarda artışa yol açtı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Pazar günü devam eden çatışmaların yarattığı ciddi risklere dikkat çekerek durumu “toplu bir başarısızlık” olarak tanımladı. Bu durum, Suriye çatışmasına siyasi bir çözüm getiren BM Güvenlik Konseyi Kararı 2254’ün uygulanmasında bir başarısızlık olarak değerlendiriliyor.
Pedersen, tüm tarafların uluslararası hukuka saygı göstermesi ve sivil halkı koruması gerektiğini vurguladı. Kapsamlı barış görüşmelerine acil ihtiyaç olduğunu belirtti. “Tüm taraflarla etkileşimde bulunmaya devam edeceğim ve uluslararası ve Suriye paydaşlarını yeni, kapsamlı barış görüşmeleri için bir araya getirmeye hazır olduğumu belirtmek isterim,” dedi ve kan dökülmesine son verilmesi çağrısında bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Sean Savitt, Esad rejiminin Rusya ve İran desteğine olan bağımlılığını vurgulayarak, kuzeybatı Suriye’deki rejim savunmalarının çöküşünü bu bağımlılığa atfetti. Savitt, gerginliğin azaltılmasını, sivil halkın korunmasını ve BM Kararı 2254 ile uyumlu bir siyasi sürecin başlatılmasını talep etti.
Savitt, ABD’nin Suriye devrimcilerinin son saldırısına müdahil olduğunu reddetti ve Washington’un personelini koruma ve IŞİD’in bölgede yeniden güçlenmesini engelleme konusundaki kararlılığını yineledi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin Suriye’deki istikrarsızlığa karşı tutumunu yineledi. Esad rejimi ile “muhalefet” arasında siyasi sürecin tamamlanmasının önemini vurgularken, Türkiye’nin terör tehditleriyle başa çıkma konusundaki kararlılığını da ifade etti.
Fidan, Türkiye’nin gerilimleri azaltmaya yönelik adımları desteklediğini belirterek, “Suriye’deki gerginliği azaltmaya yönelik adımları destekliyoruz,” dedi. Ayrıca, bölgedeki Kürt güçlerine yönelik ABD desteğini eleştirerek, yeni göç dalgalarına yol açabilecek her türlü gelişmeye karşı uyardı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Şam ziyareti sırasında, Tahran’ın Esad rejimine verdiği desteği yineledi. Mevcut durumu zorlayıcı olarak tanımlayan Arakçi, rejimin devrimci güçlerle başa çıkma yeteneğine güvendiğini belirtti.
Arakçi, “aşırı ideolojilerin ve terörizmin” yayılmasıyla mücadele etmek için bölgesel işbirliği çağrısında bulundu ve İran’ın Suriye’nin istikrarı ve toprak bütünlüğünü koruma konusundaki taahhüdünü vurguladı.
Arap Birliği, çatışmanın insani etkileri konusundaki endişelerini dile getirerek, Suriye’nin birliği ve egemenliğine desteklerini yineleyen bir açıklama yaptı. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani de Esad ile bir araya gelerek Bağdat’ın dayanışma mesajını iletti ve Irak’ın sınırlarının güvenli olduğunu belirtti.
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunması çağrısında bulunarak, bölgesel istikrarın önemini vurguladı. BAE Başkanı Muhammed bin Zayed de bu duyguyu paylaştı ve Suriye’nin terörizmle mücadelesi ve istikrarın yeniden tesis edilmesi çabalarına destek vereceklerini belirtti.
Suriye devrimci güçleri Halep, İdlib ve Hama’nın bazı bölgelerinde kazandıkları alanları konsolide ederken, Esad rejimi artan zorluklarla karşı karşıya. Rejim hava saldırılarının, hastaneler ve yerinden edilmiş kişiler için kamplar da dahil olmak üzere sivil altyapılara yönelik olduğu yönündeki raporlar geniş çapta kınandı. Pedersen ve diğer uluslararası sesler, kötüleşen insani krizi ele almak ve çatışmaların ortasında kalan sivillerin korunmasını sağlamak için acil önlemler alınması çağrısında bulundu.