
“Saldırıyı Caydırma”Operasyonları kapsamında hareket eden devrimci güçler, Perşembe günü stratejik Hama şehrine girerek Esad rejimi güçlerini geri çekilmeye zorladı. Bu gelişme, 2011’de Suriye devriminin başlamasından bu yana devrimci güçlerin Hama’da ilk kez bu kadar önemli bir mevzi elde ettiğini gösteriyor. Askeri Operasyonlar Komutanlığı (AOK), akşam saatlerinde şiddetli çatışmaların ardından şehir üzerinde tam kontrol sağlandığını doğruladı. Ağır ve orta ölçekli silahların kullanıldığı çatışmalarda rejim güçleri ve müttefikleri, özellikle İran destekli milisler, ağır kayıplar verdi.
Devrimci güçler ayrıca Hama’nın doğusundaki 66. Füze Tugayı’nı ele geçirdi. Bölgedeki önemli bir askeri üs olan bu noktanın ele geçirilmesi, bölgesel dengeleri değiştirebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Suriye’nin dördüncü büyük şehri olan Hama, ülkenin çalkantılı tarihinde hem tarihi hem de sembolik bir öneme sahip. Hama, 1960’lı yıllardan bu yana Baas Partisi’ne karşı direnişin odak noktalarından biri olmuştur. 1982’de Hafız Esad liderliğindeki güçlerin Müslüman Kardeşler ayaklanmasını bastırmak amacıyla düzenlediği saldırılarda on binlerce sivil katledilmiş ve bu olay Suriye tarihinin en kanlı katliamlarından biri olarak kayıtlara geçmiştir.
Hama, stratejik konumu nedeniyle de önem taşıyor. Suriye’nin ortasında yer alan şehir, Humus ve diğer bölgelere geçiş noktası olarak kritik bir rol oynuyor. Şehrin kontrolü, devrimci güçlerin daha güneye ilerlemesine ve rejimin Humus ve Şam’daki kalelerine tehdit oluşturmasına olanak tanıyor.
Suriye üzerine çalışmalar yapan araştırmacı Abbas Şerife, Hama halkı ile rejim arasındaki derin çatışmalara dikkat çekti. Şerife, “Hama ile rejim arasındaki çatışmanın tohumları 1960’larda atıldı, 1982’de patladı ve 2011’de yeniden ortaya çıktı” dedi.
Devrimci güçler, Hama şehrindeki kazanımlarının yanı sıra kırsalda da kontrol alanlarını genişletti. 20’den fazla askeri üs ve köyü ele geçiren güçler, Hama’nın kuzeyindeki stratejik bir mevki olan Zeyn el-Abidin Dağı’nda yoğun çatışmaların ardından bu noktayı da ele geçirdi. Bu bölge, rejim ve İran güçleri için önemli bir komuta merkezi olarak biliniyordu. Ayrıca, Şahin dronlarının kullanıldığı operasyonlarda onlarca askeri araç imha edildiği bildirildi.
Devrimci güçler, Hama Askeri Havaalanı’nı da kontrol altına alarak rejimin hava operasyonlarına darbe vurdu ve Hama Merkez Hapishanesi’ndeki yaklaşık 3.000 mahkumu serbest bıraktı. Askeri Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Yarbay Hasan Abdulgani, operasyonu, “Şehri onlarca yıllık baskıdan kurtarma hareketi” olarak nitelendirdi. Abdulgani, “Hama, Hafız Esad’ın tanklarıyla halkından çalındı; bugün onu gerçek sahiplerine iade ettik” dedi.
Esad rejimi, Hama’dan çekilmesini, “sivillerin hayatını korumak için” yapılan bir adım olarak tanımladı. Rejim tarafından yapılan açıklamada, “Çatışmaların şiddetlenmesi nedeniyle askeri birimler şehir dışına yeniden konuşlandırılmıştır” denildi. Ancak bu geri çekilme, rejim güçlerinin zayıflığını ve birçok cephede süren çatışmalar nedeniyle yaşadığı tükenmişliği gözler önüne seriyor.
Hama’nın kaybı, uluslararası alanda da dikkat çekti. Suriye uzmanı Charles Lister, gelişmelerle ilgili yaptığı değerlendirmede, “2011’den 2023’e kadar Esad, iki il başkentini Rakka ve İdlib kaybetti. Sekiz gün içinde ise iki önemli kenti daha Halep ve Hama kaybetti” dedi.
Rusya, müttefiki olan rejim güçlerinin hızla mevzi kaybetmesini endişeyle izliyor. Perşembe sabahı Rus savaş uçakları, Hama’nın kuzeyinde ilerleyen devrimci güçleri hedef alan hava saldırıları düzenledi. Ancak analistler, Rusya’nın Ukrayna savaşına odaklanması nedeniyle 2015 ve 2016’daki gibi güçlü bir destek sağlayamadığını belirtiyor. İran destekli milislerin ise lojistik sıkıntılar ve artan direniş nedeniyle zorlandığı ifade ediliyor.
Rusya ve İran’ın desteği, çatışmanın ilk yıllarından itibaren Esad rejiminin hayatta kalmasında kritik bir rol oynadı. Ancak Perşembe günkü gelişmeler, bu ittifakın kilit bölgelerde kontrolü sürdürmekte zorlandığını gösteriyor. Rusya Bilimler Akademisi’nden Nikolai Sukhov, Hama’nın ele geçirilmesinin, “Suriye devletinin askeri, siyasi ve ekonomik açılardan büyüyen krizini” gözler önüne serdiğini belirtti.
Hama’nın ele geçirilmesi, Suriye halkı arasında daha fazla ilerleme kaydedilmesi yönünde umutları artırdı. Hama’nın doğu kırsalındaki önemli bir şehir olan Selamiye’nin de özgürleştirilmesine yaklaşılmasıyla, kampanyanın bir sonraki hamlesi Humus’a daha da yaklaşabilir.
Nadir bir açıklama yapan Askeri Operasyonlar Komutanı Ebu Muhammed El-Cevlani, Hama’nın özgürleştirilmesinin “intikam değil, merhamet ve sevgi” getireceğini vaat etti. El-Cevlani, şehrin sakinlerine yönelik video mesajında, “Mücahit devrimci kardeşleriniz, Suriye’de 40 yıldır devam eden bir yarayı temizlemek için Hama’ya girdi” ifadelerini kullandı.
Hama’nın ele geçirilmesi, yalnızca askeri bir zaferden fazlasını ifade ediyor. Bu gelişme, Suriye Devrimi’nin direncini bir kez daha gösteriyor ve rejim ile halk arasındaki derin düşmanlığın bir hatırlatıcısı olarak öne çıkıyor. Kırsal bölgelerde çatışmalar devam ederken, akıllardaki soru şu: Suriye’de uzun süredir devam eden bu çatışmalar daha büyük bir değişimin başlangıcı mı olacak?