
ABD, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından İran’ın Suriye’nin geleceğinde rol almayacağı yönündeki tutumunu net bir şekilde ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, Tahran’ın Suriye’deki etkisini “yıkıcı” ve ülkenin “yeni siyasi yönü” ile uyumsuz olarak tanımladı.
“İran, on yıllardır Suriye’de yıkıcı bir şekilde hareket eden bir avcı olmuştur,” diyen Leaf, Cuma günü Şam’da Suriye Askeri Operasyonlar Komutanlığı (AOK) Başkomutanı Ahmet Şeraa ile yaptığı görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu. “Bugünden itibaren İran’ın Suriye’nin geleceğinde yeri olmayacak ve olmamalıdır.”
İran’ın Suriye’deki Tarihi Rolü
İran, yıllardır Esad rejimiyle yakın bağlarını korumuş, terörle mücadele bahanesiyle özellikle DAEŞ’e karşı askeri, istihbarat ve mali destek sağlamıştı. Ancak eleştirmenler, Tahran’ı Suriye’yi bölgedeki stratejik bir dayanak noktası olarak kullanmakla suçladı; İran’ın, Orta Doğu’daki etkisini artırmak için askeri ve siyasi olarak kök saldığı iddia edildi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Cuma günü Mısır’ın El-Ghad kanalına verdiği röportajda ülkesinin Suriye’deki geçmiş rolünü savundu. Arakçi, İran’ın varlığının Esad rejiminin resmi davetine dayandığını belirtti ve Suriye’nin iç politikalarına müdahale ettikleri yönündeki iddiaları reddetti.
“Sadece istihbarat ve siyasi danışmanlık sağladık; [Esad’ın] ordusu ve hükümetinin kararları tamamen kendilerine aitti,” diyen Arakçi, büyük terörist grupların yenilgiye uğratılmasının ardından İran’ın askeri rolünün sona erdiğini söyledi. Ayrıca İran’ın müdahaleci tutum sergilediği yönündeki son suçlamaları da reddetti.
Çelişen Anlatılar
ABD, İran’ın müdahaleci olmadığını iddia eden açıklamalarını kesin bir şekilde reddediyor ve İran’ı Suriye’de istikrarsızlaştırıcı bir güç olarak görüyor. Leaf, İran’ın geçmiş sicilini göz önünde bulundurarak, Suriye’nin gelecekteki yönetiminde herhangi bir rol oynamasını sorguladı.
“İran’ı Suriye’nin geleceğinin bir parçası olarak hayal etmek zor,” diyen Leaf, İran etkisinden arındırılmış, Suriye’nin öncülüğünde bir siyasi süreci desteklemenin önemini vurguladı.
Leaf’in Şam ziyareti, ABD’nin Suriye’nin geçiş hükümetiyle (SGH) yaptığı ilk resmi görüşme olarak kayda geçti. Bu ziyaret, Batılı ülkelerin yeni hükümeti destekleme yollarını araştırdığı ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) terör listelerinden çıkarılma olasılığını tartıştığı bir döneme denk geldi.
Bölgesel İttifaklarda Değişim
İran’ın Suriye’nin geleceğinden dışlanması, bölgedeki değişen ittifaklarla daha da belirginleşiyor. Leaf, Türkiye’nin coğrafi yakınlığı ve güvenlik çıkarları nedeniyle önemli bir etki alanına sahip olmaya devam ettiğini kaydederken, İran’ın Esad’ın düşüşünden bu yana rolünün azaldığını vurguladı.
Arakçi’nin açıklamaları da bu değişen gerçeği yansıttı. “Suriye artık ‘Direniş Ekseni’nin bir parçası değil,” diyen Arakçi, ülkenin son gelişmelerini ABD-İsrail planlarının bir parçası olarak nitelendirdi.
Zorlu Günler Kapıda
Şimdilik Washington’ın mesajı net: Suriye’nin geleceği halkının elinde olacak, Tahran’ın müdahalesi olmadan. ABD, Suriye’nin toparlanmasını destekleme ve istikrarın sağlanmasına öncelik verme sözü verdi.
İran’ın bu azalan rolü kabul edip etmeyeceği veya kendini yeniden dayatmaya çalışıp çalışmayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak SGH’nin, İran ile eski ittifaklardan ziyade bağımsızlık ve bölgesel iş birliğine öncelik vereceği görünüyor.