
Suriye, Esad rejiminin düşmesinin ardından hassas bir geçiş sürecinden geçerken, Amerika Birleşik Devletleri askeri varlığı ve ekonomik politikası konusunda kritik kararlarla karşı karşıya. Analistler ve politika yapıcılar, Washington’un bir sonraki adımlarının Suriye’nin toparlanması ve bölgesel istikrar üzerinde önemli bir etkisi olacağını savunuyor.
Geçiş Sürecinde Bir Dönem
Beşar Esad rejiminin Aralık ayında çöküşü, Suriye için bir dönüm noktası oldu, ancak ülke ekonomik yıkım ve devam eden güvenlik endişeleriyle boğuşmaya devam ediyor. Quincy Enstitüsü üyesi Stephen Simon ve Oklahoma Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Merkezi Direktörü Joshua Landis, Foreign Affairs’te yazdıkları makalede, Suriye’nin yeni hükümetinin kontrolü sağlamlaştırması ve yeniden inşa sürecine başlaması için uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtti.
“Yeni hükümete yardımcı olmanın en iyi yolu, tüm ülke üzerinde kontrolünü sağlamasına olanak tanımaktır,” diye belirtti yazarlar, istikrarlı bir siyasi ve ekonomik temel gerekliliğini vurgulayarak.
Ancak önündeki engeller büyük. Suriye’nin GSYİH’si 2011’de 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü ve yeniden inşa maliyetleri 400 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Krizi daha da kötüleştiren bir durum ise nüfusun %70’inin yoksulluk sınırının altında yaşaması. Yazarlar, uzun süredir Esad rejimini hedef alan ancak artık sıradan Suriyelileri de etkileyen yaptırımların hafifletilmesinin, yabancı yatırımları çekmek ve ekonomiyi canlandırmak için gerekli bir adım olduğunu vurguluyor.
Askeri Varlık ve Stratejik Hedefler
Amerika Birleşik Devletleri uzun süredir Suriye’de, esas olarak IŞİD’e karşı terörle mücadele operasyonlarına odaklanmış durumda. Pentagon yetkilileri, 2.000 ABD askerinin hâlâ Suriye’de bulunduğunu – daha önce bildirilen 900 rakamından daha fazla – ve aşırılıkçı grupların yeniden ortaya çıkmasını önleme ihtiyacını gerekçe gösterdi.
Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı John Finer, misyonun önemini yineledi: “Bu askerler orada çok özel ve önemli bir nedenle bulunuyor, pazarlık kozu olarak değil.”
Bununla birlikte, Simon ve Landis, ABD’nin Suriye’deki stratejik hedeflerinin büyük ölçüde gerçekleştirildiğini, bunlar arasında IŞİD’i zayıflatmak ve İran etkisini sınırlamak olduğunu savunuyor. Bölgeyi istikrara kavuşturmak, azınlıkları korumak ve aşırılık tehditlerini kontrol etmek için Suriye Geçiş Hükümeti’nden (STG) garantiler alınması şartıyla koşullu bir geri çekilmeyi savunuyorlar.
PKK ve Bölgesel Dinamikler
ABD’nin müdahalesinin geleceği, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) PKK ile olan bağlantıları nedeniyle daha da karmaşık bir hale geliyor. IŞİD’e karşı mücadelede kilit müttefik olan SDG’ye rağmen, Türkiye SDG’yi PKK ile ilişkileri nedeniyle terör örgütü olarak görüyor.
“Suriyeli Kürtlerin kaderi, ABD’nin geri çekilmesi üzerindeki müzakerelerde büyük bir engel teşkil ediyor,” diye belirtiyor Foreign Affairs makalesi. Bu sorunun çözümü, Kürt özerkliği ile bölgesel istikrar arasında hassas bir denge kurmayı gerektiriyor, özellikle Türkiye’nin SDG’ye yönelik güçlü muhalefeti göz önüne alındığında.
Ekonomik Sorunlar
Simon ve Landis, Suriye’nin petrol sahalarının kontrolünü yeni hükümete devretmenin hayati bir ekonomik can simidi sağlayabileceğini savunuyor. Ayrıca, ABD’nin bölgesel müttefikleri olan Suudi Arabistan ve BAE’nin mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmek ve Suriye’nin toparlanmasını desteklemek için yeniden yapılanma çabalarında merkezi bir rol oynaması gerektiğini belirtiyor.
Yaptırımların hafifletilmesi de bir başka önemli unsur. Esad rejimini zayıflatmayı amaçlayan bu önlemler, Suriye’nin insani krizini daha da kötüleştirdi. Araştırmacılar, “Yaptırımların kaldırılması veya hafifletilmesi, ülkenin toparlanması için gereklidir,” diye vurgularken, Washington’un yaptırımların Suriye halkı üzerindeki daha geniş etkilerini dikkate alması gerektiğini belirtti.
İleriye Dönük Adımlar
ABD, Suriye’nin geçiş sürecinde önemli bir seçimle karşı karşıya. Askeri varlığı sürdürmek, yeni hükümetle gerilimi artırma riski taşırken, dikkatlice müzakere edilmiş bir geri çekilme istikrarı teşvik edebilir ve diplomatik bağları güçlendirebilir.
Simon ve Landis, geri çekilme koşullarını oluşturmanın “kolay olmayacağını, ancak hem ABD hem de Suriye için uzun vadeli önemli faydalar sağlayacağını” ifade ediyor. Yaptırımların hafifletilmesi, azınlıkların korunması ve yeniden yapılanmanın desteklenmesi, Suriye’nin yeniden inşasına ve istikrarlı bir bölgeye katkıda bulunmada kritik adımlar olacaktır.