Sahil bölgesinde neler oluyor?
Dün ikindi vakitlerinde, Lazkiye’ye bağlı Ceble kasabasındaki güvenlik birimleri, bazı köylerde silah bulunduğu iddiası üzere başlatılan operasyonlar kapsamında girilen bir köyde devrik rejim milisleri tarafından silahlı saldırıya maruz kaldı. Yaşananlar ani bir tepkiden öte planlı bir saldırıya işaret ediyordu. Birimler köye girdiğinde hiçbir silahlı müdahalede bulunmadan devrik rejim milisleri bir anda evlerin çatılarından toplu bir şekilde güvenlik birimlerine karşı hafif ve ağır silahlarla saldırı başlattı. İlk safhada bazı güvenlik görevlileri hayatını kaybederken bazısı ise yaralandı. Saldırıya maruz kalan güvenlik birimleri, isyancıların keskin nişancı tüfeği ile de saldırıda bulunduğunu bildirdi.
İlk gelişmelerde küçük çaptaki isyan hücrelerinin saldırıları gibi gözükse de Tartus, Banyas ve Lazkiye şehirlerinde ve Ceble kasabasındaki çeşitli kontrol noktalarına hafif ve ağır silahlarla yapılan eş zamanlı saldırılar; ağır iş makinaları ile Lazkiye ve Tartus’a bağlanan yolların toprak ve çöp konteynırları ile kapatılması planlı bir saldırı olduğunu birçok kesim için açığa çıkardı. Yakın zamanda mevcut hükümeti ve güvenlik birimlerini tehdit ederek saldırılarda bulunacağını ilan eden “Sahil Kalkan Tugayı’nın” Telegram kanalından saldırıları üstlenen açıklamalarıyla saldırıların arkasında devrik rejim artıklarının olduğu anlaşıldı.
Saldırıların, özellikle Hımeymim Üssü’nün bulunduğu Ceble kasabası ve kırsalındaki bölgelerde yoğunlaştığı görüldü. Saldırılar genel olarak kontrol noktaları ve askeri kışlaları ele geçirmek ve halkın güvenliği için devriye atan araçlara suikast düzenleme üzere yoğunlaştı. Yol üzerindeki kontrol noktaları sayı olarak kalabalık olmadığı için isyancılar tarafından ele geçirilebilse de askeri kışlalarda güvenlik birimlerinin sabırlı mücadelesi sonucu isyancılar başarılı olamadı Sahadan aktarılanlara göre, bazı kışlalarda kuşatma altında uzun süren çatışmalara, birçok kayıplar verilmesi ve cephane eksikliği yaşanmasına rağmen, isyancıların saldırıları sonuçsuz kaldı.
Devrik rejim artıklarından yüzlercesi etkisiz hale getirildi ve yüzlercesi güvenlik birimleri tarafından tutuklandı. İsyancılar haince saldırılarda tank, çeşitli füze rampaları, hafif ve ağır silahlar kullandı. Güvenlik birimleri ise isyana helikopterler, tanklar, insansız hava araçları, kısa menzilli füzeler ve hafif silahlar ile müdahale etti.
Çeşitli bölgelerden gelen büyük destek ve güvenlik birimlerinin büyük fedakarlıkları ile isyan bastırıldı. Saldırının bastırılmasını sağlayan bir diğer etken de isyancıların halk desteğini yanlarına alamaması oldu.
Kontrol Neden Uzun Süre Sağlanamadı?
Genel asayişin uzun bir süre sağlanamamasının sebebi ise, öncelikle devrik rejim artıklarının destek ulaşımını sağlayacak yollara sivil, kadın ve çocuk ayırımı yapmadan pusular kurması idi. Halka baskıyı daha kontrollü yapabilmek için devrik rejim döneminde şehir ve ilçe girişleri birkaç ana yol üzerinden girilebilir şekilde tasarlanmış. Özellikle saldırıların yoğunlaştığı Ceble’ye ulaşım, Alevi yoğunluktaki dağ yolları dışında birkaç anayol dışında sağlanamamaktadır.
İkinci bir nokta ise güvenlik birimlerinin adalet ve asayişi ayakta tutmak için suça karışmayan Alevilere kötü davranmaması bu bölgelerde ufak çaplı isyancı hücrelerinin saldırıları dışında bir hareketlilik olması ihtimalini azaltmıştır. Rejimin düşüşünden sonra ele geçirilen bölgelerin büyüklüğü askeri varlığın diğer bölgelere de paylaştırılmasını gerektirdi. Bu sebeplerden dolayı da isyancılara karşı etkili bir operasyon için desteğin diğer bölgelerden gelmesi beklenildi.
Üçüncü bir nokta ise devrik rejim artıkları, bu saldırı karşılığında güvenlik güçlerinden halkı ve uluslararası kamuoyunu arkalarına almalarını sağlayacak bir öfke patlaması beklediler. Bundan dolayı da güvenlik güçleri her yeri bombalayıp, yakıp-yıkmak yerine ev ev arama tarama yaparak isyancılarla mücadele etti. Sonuç olarak, gelen desteğin büyüklüğü ile rejim artıkları uzun süre direniş gösteremeyerek büyük oranda dağılıp teslim oldular.
Saldırının Arkasındaki Gerçek Güç kimdi?
Saha kaynakları ve ortaya çıkan deliller, saldırının ardında İran’ın desteği olduğunu gösteriyor. 6 Mart’ta yaşanan olaylardan çok önce Hamaney ve İran Devrim muhafızları liderinin halkı kışkırtıcı açıklamaları; 6 Mart’ta Devrik Esed rejiminin İran destekli generallerinden Gıyas Süleyman Dalla’nın, “Suriye’nin Kurtuluşu İçin Askeri Konsey” adlı askeri bir oluşum kurarak yeni Suriye hükümetine karşı savaşacaklarını ilan etmesi; İran liderinin uluslararası ilişkilerden sorumlu danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin, “Suriye’de her an bir iç savaş çıkma ihtimalinin bulunduğunu” söylemesi; Saldırıları üstlenen “Sahil Kalkanı Tugayı”nın Telegram kanalında ise devrik rejiminin İran destekli generallerinden Gıyas Süleyman Dalla’yı öven fotoğraflar paylaşılması şüphe oklarını İran üzerinde topladı. Diğer yandan şu anda İran ile yakın ilişkiler geliştiren Rusya’nın yanı başında gerçekleşen olaylardan haberi olmaması pek mümkün gözükmese de şu an Rusya aleyhine ortaya çıkan bir delil bulunmamakta.
Önemli Bazı Gözlemler
Bu süreçte öne çıkan bir diğer nokta ise Suriye halkının henüz olaylar birkaç saatlik iken güvenlik birimlerine destek olan ve saldırıyı kınayan sloganlarla meydanlara çıkması idi. Bir diğer husus ise Esed rejimin düşüşünden bu yana eman altında ki Alevilerin Rus üssünün önüne gidip sığınma talebinde bulunmasıydı. Bunun en büyük sebebi, Aleviler, devrik rejimin, bu tür bir kalkışmada vereceği acımasız karşılığın yeni yönetim tarafından da verileceğinden çekinmeleriydi. Bazı bireysel ihlaller yaşansa da çatışmalar sakinleyince bu durumun hemen önüne geçildi ve suçlular tutuklandı.
İsyancılarının beklentilerinin aksine bu kalkışma, uluslararası kamuoyunda yeni Şam Yönetiminin elini güçlendirecek, Alevilere olan desteğin ise azalmasını sağlayacaktır. 6 Mart’ta kalkışılan bu isyanın öncesinin ve sonrasının aynı olmayacağı kesin. Suriye yeni gelişmelere gebe, ilerleyen dönemde başka sürpriz olaylar görebiliriz…