
Suriye’nin sahil bölgesi, dış müdahale, organize dezenformasyon ve mezhepsel kışkırtmalarla daha da derinleşen bir krizin merkezi haline geldi. Suriye güvenlik güçleri artan şiddet olaylarını kontrol altına almaya çalışırken, yabancı aktörler de dahil olmak üzere düşmanca taraflar bölgeyi istikrarsızlaştırmak için propagandayı yoğunlaştırıyor.
Yabancı Müdahale ve Planlı Çatışma Ortamı
Suriyeli yetkililer, bölgedeki istikrarsızlığı körükleyen doğrudan ve dolaylı dış desteklere dikkat çekti. Güvenlik yetkilisi Sacidullah Dik, yabancı aktörlerle bağlantılı hareketlerin tespit edildiğini ve bu grupların lojistik ve medya desteğiyle Esed rejimi kalıntılarına yardım ettiğini belirtti. İran başta olmak üzere bazı ülkelerin bu kargaşanın büyümesine katkı sağladığı öne sürüldü.
Suriye makamlarına göre, sahilde son dönemde gerçekleşen saldırılar önceden planlanmış bir stratejinin parçası. Esed yanlısı isimler, Suheyl Hasan ve Gıyas Dala gibi figürlerin yeniden sahneye çıktığı ve mevcut yönetime meydan okumak amacıyla yeni askeri konseyler kurdukları bildirildi. İranlı yetkililerin açıklamaları da bu endişeleri pekiştiriyor. Danışman Ali Ekber Velayeti’nin “Suriye’de bir iç savaş olasılığı” hakkındaki sözleri, yabancı müdahaleye dair şüpheleri artırdı.
Medyanın Gerilimi Tırmandırmadaki Rolü
Yanlış bilgiler, krizi derinleştiren en önemli unsurlardan biri haline geldi. Sahte görsellerin, yanıltıcı sosyal medya paylaşımlarının ve manipüle edilmiş anlatıların yayılması, korku ve bölünmeyi körüklüyor. Suriye Enformasyon Bakanlığı, eski veya Suriye ile ilgisi olmayan görüntülerin güncel olaylar gibi servis edilmesine karşı halkı uyardı. Bu tür girişimlerin mezhepsel gerilimi artırmayı ve toplumsal huzursuzluğu derinleştirmeyi amaçladığı vurgulandı.
Bu tür dezenformasyonun dikkat çeken örneklerinden biri, Lazkiye’deki Hristiyan kiliselerinin şiddet olayları nedeniyle sivillere sığınak sağladığı iddiası oldu. Ancak bölgedeki kilise liderleri bu iddiayı yalanladı. Kiliselerin her zaman yardıma hazır olduğunu ancak mevcut durumun böyle bir ihtiyacı doğurmadığını belirttiler. Yetkililer, halkı doğrulanmamış sosyal medya haberleri yerine resmi kaynaklara güvenmeye çağırdı.
Dışişleri Bakanlığı danışmanı Razan Safur da benzer endişeleri dile getirerek, yanlış bilgilerin Elon Musk gibi tanınmış figürlere kadar ulaştığını söyledi. Safur, mevcut şiddetin büyük ölçüde Aleviler ve Sünniler arasındaki gerilimlerden kaynaklandığını, ancak dezenformasyonun olayları çarpıtarak abarttığını ve düşmanlığı daha da körüklediğini ifade etti.
“Yanlış bilgilendirme ve siber saldırılar devam ediyor” diyen Safur, devlet kurumlarının ve bağımsız televizyon ağlarının hedef alındığını belirtti. Suriye TV’nin IPTV üzerinden büyük çaplı bir siber saldırı ve sızma girişimiyle karşı karşıya kaldığını açıklaması, yabancı aktörlerin sadece kamuoyunu manipüle etmekle kalmayıp, aynı zamanda Suriye hükümetinin doğru bilgi aktarımını da engellemeye çalıştığını gösteriyor. Bu siber saldırılar ve yaygın dezenformasyonun, ülkeyi istikrarsızlaştırmayı hedefleyen koordineli bir stratejinin parçası olduğu değerlendiriliyor.
Medya Manipülasyonuna Karşı Dikkatli Olunmalı
Suriye’nin sahil bölgesindeki kriz, yanlış bilgilendirme ve dış müdahalenin yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Bölgedeki güvenlik çalışmaları devam ederken, doğru bilginin korunması hayati önem taşıyor. Yetkililer ve toplum liderleri, Suriyelileri ve uluslararası kamuoyunu manipülasyona karşı dikkatli olmaya, bilgileri güvenilir kaynaklardan doğrulamaya ve propagandanın yol açabileceği tehlikelerin farkında olmaya çağırıyor. Mevcut çatışma sürecinde gerçeği yalandan ayırabilmek, Suriye’nin geleceği açısından belirleyici bir faktör olacak.