
Avrupa Birliği’nin 2017 yılında Suriye için başlattığı yıllık bağış konferansına ilk kez bir Suriye hükümeti temsilcisi katılacak. Dışişleri Bakanı Es’ad Şeybani, pazartesi günü düzenlenecek olan dokuzuncu Brüksel Konferansı’na katılmaya hazırlanıyor. Bu gelişme, daha önce Suriye hükümetini resmi katılımdan dışlayan AB politikasında bir değişimi işaret ediyor.
Suriye’nin Şartlı Katılımı
Suriye’nin katılımı, pazar gecesine kadar belirsizliğini korudu. Ancak ülkenin Dışişleri Bakanlığı’ndan kaynaklar, konferansa katılma kararı alındığını doğruladı. Bakanlık daha önce, konferansın yalnızca doğrudan insani yardımlara odaklanması halinde katılım göstereceklerini belirtmişti. Suriyeli yetkililer ve insan hakları grupları, Batılı ülkelerin uyguladığı tek taraflı yaptırımları eleştirerek, bunların ekonomik toparlanmayı engellediğini ve insani krizi daha da kötüleştirdiğini savunuyor.
Bu yıl “Suriye’nin Yanında Durmak: Başarılı Bir Geçiş İçin İhtiyaçların Karşılanması” başlığıyla düzenlenen konferans, uluslararası toplumun Şam ile etkileşiminde yeni bir dinamik yaratsa da, AB’nin yaptırım politikasında herhangi bir değişiklik yapma taahhüdü bulunmuyor.
AB, ABD’nin Çekilmesiyle Yardım Kaynakları Arıyor
Konferans, Suriye’de insani yardıma olan ihtiyacın rekor seviyeye ulaştığı kritik bir dönemde gerçekleştiriliyor. Birleşmiş Milletler’e göre 16,7 milyon Suriyeli uluslararası yardıma muhtaç durumda ve süregelen ekonomik çöküş nedeniyle nüfusun neredeyse tamamı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Geçen yıl düzenlenen bağış konferansında yaklaşık 7,5 milyar euro (8,1 milyar dolar) toplandı ve AB, 2024-2025 yılları için 2,12 milyar euro yardım taahhüdünde bulundu.
Ancak bu yılki bağış toplama süreci, ABD’nin yardım katkısını önemli ölçüde azaltma kararı alması nedeniyle belirsizlikle karşı karşıya. ABD, Suriye’ye en büyük bağış yapan ülkelerden biri olmuştu. Avrupa yetkilileri, bu açığı kapatmak için Arap ülkelerinden daha fazla destek sağlamaya çalışıyor.
Konferansın planlamasında yer alan bir AB yetkilisi, “Bir fırsat penceresi var, ancak yeterince büyük değil. Hızlı hareket etmezsek ivmeyi kaybedebiliriz,” dedi.
Siyasi ve Ekonomik Zorluklar
Suriye’nin uluslararası tartışmalara yeniden dahil olması, bazı Arap ülkelerinin Şam ile ilişkileri normalleştirme çabaları da dahil olmak üzere, daha geniş çaplı jeopolitik değişimlerin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ancak Batılı hükümetler, Suriye ile insani yardımların ötesinde bir ilişki kurma veya yaptırımları hafifletme konusunda bölünmüş durumda.
Almanya, 300 milyon euro yeni yardım taahhüdünde bulunarak, bu fonların doğrudan Suriye hükümetine gitmeyeceğini, gıda yardımı, sağlık hizmetleri ve komşu ülkelerdeki mültecilere destek için kullanılacağını açıkladı. Diğer Avrupa ülkelerinin de benzer bir yaklaşımı benimsemesi bekleniyor.
Suriye’nin Brüksel Konferansı’na katılımı önemli bir gelişme olsa da, bu durumun ülkedeki zor durumdaki nüfus için somut bir iyileşmeye dönüşüp dönüşmeyeceği belirsizliğini koruyor. Yaptırımlar, yeniden inşa süreci ve siyasi reformlar konusundaki uluslararası anlaşmazlıklar devam ederken, önümüzdeki yol hâlâ belirsiz görünüyor.