
Suriye, savaş sonrası toparlanma sürecinde kritik bir aşamadayken, uluslararası kuruluşlar ve kilit ülkeler, ülkeyi stabilize etmek ve insani yardımları kolaylaştırmak için yaptırımların hafifletilmesi ve yeniden inşa çabalarını tartışıyor.
Ciddi Finansman Açıkları
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçen Salı günü Suriye’nin insani ve siyasi durumunu görüşmek üzere toplandı. Danimarka Dışişleri Bakanı Lokke Rasmussen’in başkanlık ettiği oturumda, BM Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, üye devletlere uluslararası desteğin aciliyetini anlattı.
Fletcher, finansman açıklarının yardım çabalarını ciddi şekilde etkilediğini belirterek, BM’nin 2 milyar dolarlık çağrısının şu ana kadar yalnızca %13’ünün karşılandığını vurguladı. Suriyelilerin dörtte üçünün (16 milyon kişi) gıda, su ve temel hizmetlere erişimden yoksun olduğunu ifade eden Fletcher, “Hareketsiz kalmanın bedeli, gerekli yatırımları çok aşacaktır” dedi.
Türkiye üzerinden artan sınır ötesi yardım sevkiyatları ve Halep’teki Etarib su istasyonunun onarımı gibi altyapı çalışmalarına rağmen, Lazkiye ve Tartus’taki şiddet olayları binlerce kişinin yerinden olmasına ve yardım çabalarının sekteye uğramasına neden oldu.
Yeniden İnşa İçin Yaptırımların Hafifletilmesi Şart
Suriye’nin yeniden inşası, ABD, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. İnsan Hakları Gözlemi (HRW), AB’yi yaptırım politikasını gözden geçirmeye çağırarak, kısıtlamaların sivil halkın çektiği acıları derinleştirdiği uyarısında bulundu. HRW, Suriyelilerin %90’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirterek, sivillere zarar vermemek için kapsamlı bir inceleme yapılmasını talep etti.
Türkiye de yaptırımların kaldırılması için çağrıda bulundu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Washington’ı ziyaret ederek ekonomik rahatlama talebini iletti ve ABD yetkilileriyle ortak insani girişimleri görüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha önce ABD Başkanı Donald Trump’a yaptırımların hafifletilmesi çağrısı yapmış ve bu kısıtlamaların istikrarı ve mültecilerin geri dönüş çabalarını engellediğini savunmuştu.
Bu arada ABD, yaptırımların kademeli olarak hafifletilmesi için koşullu bir çerçeve önerdi. Reuters’ın haberine göre, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Natasha Franceschi, Suriye’ye kimyasal silah stoklarının imhası, terörle mücadele işbirliği ve yabancı savaşçıların devlet pozisyonlarında yer almasının kısıtlanması gibi bir dizi talep sundu. Karşılığında ABD, kısmi yaptırım hafifletmesi teklif etti, ancak bir zaman çizelgesi belirtilmedi.
Anlaşmazlıklar Engelleri Büyütüyor
ABD yönetimi içinde Suriye politikası konusunda diplomatik gerilimler devam ediyor. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, terörle mücadele ve yönetişim konularında sert bir tutum sergilerken, Dışişleri Bakanlığı Şam ile ilişkilerde daha dengeli bir yaklaşım benimsemeyi savunuyor.
Uluslararası toplum da nasıl ilerleneceği konusunda bölünmüş durumda. Avrupa Birliği, enerji ve ulaşım sektörlerindeki bazı kısıtlamaları hafifletti, ancak HRW daha fazla adım atılması gerektiğini savunuyor. AB, 2026’ya kadar Suriye’ye 2,5 milyar euroluk yardım taahhüdünde de bulundu.
BM yetkilileri, kararlı adımların aciliyetine dikkat çekiyor. Fletcher, “Suriyeliler hayatlarını ve ülkelerini yeniden inşa etmek istiyor. Uluslararası toplumun harekete geçme zamanı şimdi” ifadelerini kullandı.