
Beşar Esed rejiminin çöküşünden bu yana geçen aylarda Süveyda, Suriye’nin geçiş hükümeti için kritik bir sınav haline geldi. Esed döneminde uzun süre marjinalleştirilen bu vilayet, şimdi ulusal güvenin yeniden inşası, reformların uygulanması ve dış tehditlerle ulusal birlik ve toprak bütünlüğünden ödün vermeden mücadele edilmesi çabalarının merkezinde yer alıyor.
Anlaşmalar ve Karşılıklı Anlayış
12 Mart’ta Süveyda Valisi Mustafa Bekkur ile Dürzi topluluğunun ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicrî, temel talepleri belirten bir mutabakat zaptı imzaladı. Talepler arasında adli ve emniyet birimlerinin yeniden faaliyete geçirilmesi, firari subayların Savunma Bakanlığı’na bağlanması, haksız yere işten çıkarılan çalışanların göreve iadesi, geciken maaş ödemelerinin yapılması, idari reformlar ve yeni bir üniversite binasının tahsis edilmesi yer aldı.
Yetkililer bu belgeyi istikrara yönelik bir adım olarak sunsa da, Suwayda 24 bu taleplerin, hükümetin samimi uygulama isteğine bağlı olduğunu belirtti. Yönetim adına bir temsilci bu koşulların yerine getirileceğine söz verdi; ancak aktivistler birçok meselenin hâlâ çözümsüz olduğunu dile getirdi.
Mutabakat, Başkan Ahmed Şara’nın, Şam’daki Halk Sarayı’nda Süveyda’dan gelen bir aktivist heyetini kabul etmesinden birkaç gün sonra gerçekleşti. Bu görüşme, vilayetle ciddi bir angajman çabası olarak değerlendirildi. Ancak, yerel silahlı grupların Savunma Bakanlığı’na entegre edilmesi konusundaki fikir ayrılıkları hâlâ devam ediyor. Bazı gruplar bu entegrasyona direnirken, diğerleri destek veriyor.
Fitne Girişimleri
Durumu daha da karmaşık hale getiren unsurlardan biri ise, kendini “Süveyda Askeri Konseyi” olarak ilan eden grubun ortaya çıkması oldu. Şubat ayında yayınladığı bir bildiride Şam’la iş birliği isteğini dile getiren bu grup, İsrail desteği aldığına dair suçlamalarla eleştirildi. Yeni hükümet de dahil olmak üzere hiçbir resmi kurum veya yerel fraksiyon bu grubu tanımadı; ayrılıkçı eğilimleri nedeniyle meşruiyeti ve hedefleri sorgulanıyor.
İsrail’in güney Suriye’deki artan faaliyetleri, gerginliği daha da artırdı. Süveyda’daki ulusalcı gruplar, Tel Aviv’in Dürzileri koruma iddialarını reddederek İsrail’i çatışmayı istismar etmekle suçladı. Kerame Meydanı’nda düzenlenen gösterilerde protestocular, İsrail’in Dera’ya yönelik hava saldırılarını kınadı ve birleşik bir Suriye’ye bağlılıklarını yineledi.
Başkan Şara’ya Mektup
Bu duruş, 26 Mart’ta önde gelen Dürzi liderler Yusuf Cerbu ve Hamud Hanavi tarafından imzalanan açık mektupta da yankı buldu. Sivil topluma ve geçici başkan Şara’ya hitaben kaleme alınan mektup, ulusal birlik, dış müdahalelerin reddi ve geçici Anayasal Bildiri’nin yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Mektup, adalet, temsiliyet ve güçler ayrılığı esasına dayanan kalıcı bir anayasanın kapsayıcı diyalog yoluyla hazırlanmasını talep etti.
Mektup ayrıca yabancı unsurlarla bireysel temasların durdurulması ve sadece Suriye bayrağının ulusal sembol olarak kullanılması gerektiğini vurguladı. Yargı reformları, keyfi işten çıkarmaların sona erdirilmesi ve halkın siyasi ve ekonomik geleceğin şekillendirilmesinde daha etkin rol oynaması da talepler arasındaydı.
Suriye yeniden inşa sürecine girerken Süveyda, Şam’a net bir mesaj veriyor: Reformlar gerçek olmalı, birlik korunmalı ve egemenlik pazarlık konusu edilmemeli. Kırılgan bir dönemin tam kalbinde yer alan bu vilayet, bu kez sesinin duyulmasını sağlamak istiyor.