
4 Şubat 2025, Washington (Fotoğraf: Joshua Sukoff/AP)
İsrail, ABD’nin Şam’a yönelik yaptırımları kaldırmasının ardından Suriye’deki jeopolitik manzaranın dramatik şekilde değişmesiyle temkinli adımlar atıyor. Başkan Donald Trump’ın Orta Doğu turu sırasında açıkladığı bu karar, özellikle gelecekte Suriye üzerinde daha az söz sahibi olacağı endişesi taşıyan İsrail güvenlik çevrelerinde dalgalanmalara yol açtı.
Air Force One uçağında gazetecilere konuşan Trump, kararını savunarak, Türkiye ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere bölgesel desteğe dikkat çekti. “Bu konuda [İsrail’le] istişare etmedim. Bunun doğru bir karar olduğunu düşündüm,” diyen Trump, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’yı “karizmatik” ve “gerçek bir lider” olarak övdü. Bu sözler, ABD’nin Şam’daki yeni tanınan hükümete güçlü destek verdiğinin sinyali olarak değerlendirildi.
Bu ani rota değişikliği, İsrail’i diplomatik olarak dışarıda bıraktı. Reuters, 15 Mayıs’ta yayımladığı haberinde, İsrail hükümetinin, Washington’un Şam ile derinleşen ilişkilerine ve BAE ile Azerbaycan’ın dahil olduğu arka kapı diplomasisiyle Suriye-İsrail normalleşmesini teşvik etmesine karşı kayda değer bir sessizlik içinde olduğunu aktardı. Trump, Suriye’nin Abraham Anlaşmaları’nı imzalamasını, yabancı ve Filistinli savaşçıları sınır dışı etmesini ve IŞİD’in yeniden canlanmasını engelleme taahhüdünde bulunmasını teşvik etti.
Türkiye’nin Artan Etkisi
Ancak İsrailli analizciler, ABD’nin bu yeni duruşunun, Türkiye gibi bölgesel aktörleri cesaretlendirebileceği konusunda uyarıyor. Zaman Israel askeri muhabiri Amir Bar-Shalom, Türkiye’nin son dönemde Suriye hava sahasındaki askeri hamlelerinin artan özgüveni yansıttığını belirtiyor. Bar-Shalom’a göre Türkiye, kuzey Suriye’deki varlığını Osmanlı dönemi etkisine dayandırıyor ve buradaki çıkarlarına yönelik tehditleri tolere etmeyecek.
Bar-Shalom, Arabi21 tarafından çevrilen yazısında şöyle diyor: “Erdoğan sadece bölgesel bir güç simsarı olarak değil, aynı zamanda neo-Osmanlı mirasının koruyucusu gibi hareket ediyor. Türkiye, Şara’yı desteklerken, İsrail giderek daha fazla yalnızlaşıyor ve durum hızla değişiyor.”
Nitekim, Türkiye-İsrail diplomatik ilişkileri soğurken, askeri gerilimler tırmanıyor. Erdoğan, Başbakan Netanyahu’nun Bakü ziyareti sırasında uçağının Türk hava sahasını kullanmasına izin vermedi. Analistler, Erdoğan’ın stratejisinin, Suriye konusunda daha geniş çaplı bir bölgesel anlaşma sağlanana kadar İsrail’e ekonomik ve diplomatik baskı uygulamak olduğunu söylüyor.
Suriye-İsrail Diplomasisi İhtimali?
İsrail’in endişesi, Suriye’nin Arap komşularıyla kendi kontrolü dışında normalleşmeye gitme olasılığından da kaynaklanıyor. İbranice yayın yapan medya kuruluşları, yaptırımların kalkmasının ardından Suriye ve İsrailli iş insanları arasında yatırım fırsatlarını keşfetmeye yönelik ilk temasların gerçekleştiğini bildirdi.
Şam’ın yaptığı bazı açılımlara rağmen, Tel Aviv temkinli davranıyor. Netanyahu, güney Suriye’nin silahsızlandırılmasını talep etti; bu tutum Şam’ın öfkesine neden oldu ve gerginliği azaltmak amacıyla Suriye hükümeti Dürzi liderlerle görüşme gerçekleştirdi.
ABD, Körfez ülkeleriyle ekonomik anlaşmaları önceliklendirip Suriye politikasını yeniden kalibre ederken, İsrailli yetkililer kendilerini daha az etki sahibi oldukları bir ortamda buluyor. Şimdilik İsrail, yeniden yükselen Ankara, diplomatik açıdan atak bir Washington ve bölgedeki yerini yeniden tanımlamak isteyen bir Suriye liderliği arasında sıkışmış durumda görünüyor.