
Suriye hükümeti ile Durzi Birliği, Suveyda’daki çoğu önde gelen aşiret ve dini liderin katılımıyla, bölgedeki istikrarı yeniden tesis etmeyi ve Süveyda vilayetini tam anlamıyla yeniden Suriye devletine entegre etmeyi amaçlayan üçüncü ateşkes anlaşmasına vardı. Bu anlaşma, şiddetin tırmanması, siyasi bölünme ve tartışmalı bir Dürzi liderle bağlantılı İsrail hava saldırılarının ardından geldi.
Anlaşma, 16 Temmuz’da Durzi Tevhid Mezhebi’nin ruhani lideri Şeyh Yusuf Cerbua tarafından duyuruldu. Anlaşma, kapsamlı bir ateşkesi, Suriye güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasını ve eyalette devlet kurumlarının yeniden kurulmasını içeriyor. Cerbua, Suriye medyasına yaptığı açıklamada, “Süveyda ilinde güvenlik ve istikrarı yeniden sağlama çabaları çerçevesinde ve halkımızın talepleri doğrultusunda… şu maddeler üzerinde mutabık kalınmıştır,” dedi. Uygulamanın zaman alacağını belirten Cerbua, bu adımın “Suveyda halkına ve tüm Suriyelilere hizmet edeceğini” söyledi.
Durzi Liderliği Bölünmüş Durumda
Ateşkes, Durzi dini ve siyasi liderliği arasındaki derinleşen bölünmeyi gözler önüne serdi. 2024 sonundan bu yana Suriye devletini tanımayı reddeden Şeyh Hikmet el-Hicri, anlaşmayı açıkça reddetti. Hicri, yayımladığı açıklamada, “Kendilerini hükümet sanan silahlı çetelerle ne bir anlaşma, ne bir müzakere, ne de bir yetkilendirme vardır,” ifadelerini kullandı ve Suriye güçleri Suveyda’dan çıkarılana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Hicri’nin tutumu, sivillerin ölümü ve altyapının tahribiyle sonuçlanan huzursuzlukların tırmanmasına neden oldu. Hicri’nin çağrısıyla gerçekleştiği bildirilen İsrail hava saldırıları bugün Şam ve Suveyda’yı hedef aldı; başkentte en az üç kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, saldırıların “Durzi halkına destek” amacı taşıdığını ve Suriye güçleri bölgeden çekilmezse saldırıların süreceğini açıkladı.
Cerbua ise şu sözlerle karşılık verdi: “Şeyh Hikmet el-Hicri’nin anlaşmaya karşı duruşuna saygı duyuyoruz, ancak bizim görüşümüzü gasbetme hakkı yoktur. Suveyda’da ruhani otorite kimsenin tekeline bırakılamaz.”
Uluslararası Endişe ve Arabuluculuk
Yaşanan tırmanma, uluslararası endişelere yol açtı. ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye ve İsrail arasındaki gerilimin düşürülmesi konusunda aktif rol aldıklarını belirtti. Rubio, yaşananları “bir yanlış anlaşılma” olarak nitelendirdi ve her iki ülke ile temas halinde olduklarını vurguladı. “ABD, Suriye’nin istikrara kavuşmasına yardımcı olmak üzere doğru yola geri dönmeyi umut ediyor,” dedi. Axios’a konuşan üst düzey bir ABD yetkilisi, iki ülke arasında daha geniş çaplı bir gerilimi azaltma anlaşmasına varılmak üzere olunduğunu belirtti.
Suveyda’da Düzeni Yeniden Sağlamak
Anlaşma, askeri operasyonların durdurulmasını, ortak bir denetim komitesi kurulmasını, ana yolların güvenliğinin sağlanmasını ve elektrik ile sağlık gibi temel hizmetlerin yeniden canlandırılmasını içeriyor. Ayrıca, silah bulundurmanın düzenlenmesi ve hukuki denetimin yeniden sağlanması da öngörülüyor; bu kapsamda sivil haklara ve toplumsal geleneklere saygı vurgulanıyor.
Suriye İçişleri Bakanlığı, anlaşmayı birlik ve kapsayıcılığa yönelik bir adım olarak nitelendirdi:
“Bu anlaşma, Süveyda halkı ile Suriye devleti arasındaki güvenin yeniden tesis edilmesinde önemli bir adımdır.”
Barışa Doğru Temkinli Bir Umut
Her ne kadar Hicri’nin kampı hâlâ muhalefetini sürdürse de, anlaşma, Suveyda halkının büyük çoğunluğunun şiddetin sona erdirilmesi ve hukukun üstünlüğüne dönüş yönündeki iradesini yansıtıyor.