Kuzey Suriye’deki siviller, Rus kuvvetleri, İran destekli milisler (Hizbullah dahil) ve Esad rejiminden gelen artan saldırılarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Son haftalarda İdlib ve Halep kırsalında hava saldırıları, top atışları ve intihar dronlarıyla gerçekleştirilen saldırılarda, aralarında çocukların da bulunduğu onlarca kişi öldü ve yaralandı. Bu saldırılar, Esad ve müttefiklerinden gelen kışkırtmalar ve tehditlerin arttığı bir döneme denk geliyor ve yakında bir askeri operasyonun başlayacağına dair endişeleri artırıyor.
Pazar günü rejim güçleri, ağır topçu ateşi ve dronlar kullanarak İdlib’deki El-Bara ve Afes, Halep’teki Tedil kasabalarını bombaladı. Cumartesi günkü saldırılar, Afes’teki yerleşim yerlerini, bir camiyi ve pazarı hedef aldı bir kadınında yaralanmasına neden oldu. Daret İzze’de Aşrafyah bölgesinde bir dron, bir sivil araca zarar verdi, ancak can kaybı bildirilmedi.
Son günlerde saldırılarda artış gözlendi; Rus hava saldırıları, geçen hafta bir günde 10 sivili öldürdü ve 32 kişiyi yaraladı. Bu saldırılar, İdlib vilayetinde bir mobilya ve zeytin pres atölyelerini hedef aldı. Aynı gün, Marbalit’teki topçu ateşi bir genç kızın ölümüne sebep olurjen, Etarib’deki füze saldırıları sekiz sivili yaraladı.
Beyaz Baretliler olarak da bilinen Suriye Sivil Savunması da dahil olmak üzere insani yardım grupları, devam eden şiddeti kınadı. Beyaz baretliler, 2024 yılı başından bu yana yaklaşık 700 saldırıya müdahale etti ve bu saldırılar sonucunda 66 sivil öldü, 272 kişi yaralandı; bunların 18’i çocuk, 34’ü kadındı. Şiddet arttıkça, Rusya ve Esad rejimi, Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) kendi halkına kimyasal saldırılar düzenlemeyi planladığını iddia eden açıklamalar yaptı. Rusya’nın Suriye’deki Uzlaşma Merkezi’ne göre, bu saldırılar Beyaz Baretliler ile koordine edilerek Esad rejiminin kimyasal silah kullandığı yönünde bir suçlama oluşturulmaya çalışılacak.
Rus yetkililer daha önce de benzer suçlamalarda bulunmuştu; bu iddialar genellikle büyük bir askeri tırmanıştan hemen önce veya sırasında yapılır. Bu iddialar, genellikle sivil nüfusa karşı aşırı güç kullanımını, hatta kimyasal silahları meşrulaştırma girişimi olarak görülmektedir. İnsan hakları örgütleri bu iddiaları, daha fazla sivili yerinden etmeye yönelik devam eden bir stratejinin parçası olarak tanımlıyor ve Suriye’nin zaten mevcut olan insani krizini daha da derinleştireceğinden endişe duyuyor.
İdlib’deki Rus hava saldırıları ve top atışları, sadece geniş çaplı can kaybına neden olmakla kalmadı, aynı zamanda hastaneler, okullar ve pazarlar gibi önemli yaşam alanları ve hizmetlerede ciddi zararlar verdi . Kuzey Suriye’deki durum zaten felaket boyutunda; milyonlarca iç göçmen (IDP) zor koşullar altında yaşıyor. Bölge, Esad rejimine karşı direnişin son kalelerinden biri olmuş durumda ve devam eden saldırılar daha fazla sivili yerinden etmeye devam ediyor. İnsani yardım sınırlı ve yeni saldırı tehditleri, daha fazla göç olasılığını artırarak, zaten kötü olan yaşam koşullarını daha da kötüleştiriyor.
Rusya’nın kimyasal silahlarla ilgili son suçlamaları, birçok kişi tarafından gelecekte yaşanabileceklerin karanlık bir işareti olarak görülüyor. Bu iddialar ve saldırıların artan yoğunluğu, Esad rejimi ve müttefiklerinin kuzey Suriye’nin tam kontrolünü ele geçirmek için bir saldırıya hazırlandığını düşündürüyor. Kuzey Suriye’deki şiddet arttıkça, sivil nüfus hava saldırıları, top atışları ve olası kimyasal silah kullanımından giderek daha fazla tehlike altında kalıyor. Daha yıkıcı saldırıların olasılığı her geçen gün artarken, siviller devam eden çatışmanın bedelini ödemeye devam ediyor.