Orta Doğu Enstitüsü’nün son analizine göre, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmanın Lübnan’da tırmanarak devam etmesi, Suriye’de zaten kırılgan olan ekonomik krizi daha da kötüleştiriyor. Lübnan ticaretine ve altyapısına büyük ölçüde bağımlı olan Esad rejimi, ekonomisinin ciddi aksamalara uğramasıyla baş etmeye çalışıyor. İsrail’in Lübnan’daki askeri operasyonlarını genişletmesi, kritik tedarik yollarını keserek Suriye’ye temel malzemelerin akışını durdurmuş, rejim kontrolündeki bölgelerde fiyat artışları ve kıtlıklara yol açmıştır.
Bu etkiler hızlı ve şiddetli olmuştur. Şam’daki karaborsada yakıt fiyatları son günlerde 12,000 Suriye lirası (0,81 $) seviyesinden 30,000 liraya (2,30 $) çıkarak iki kattan fazla artmıştır. Yakıt maliyetlerindeki bu artış, meyve ve sebze gibi temel gıda maddelerinin taşınma maliyetini de iki katına çıkarmış ve temel ihtiyaçların fiyatlarına %15-25 oranında bir zam eklemiştir.
Esad, yıllardır uluslararası piyasalardan izole edilmesini dengelemek için Lübnan’ı kritik bir ticaret hattı olarak kullanıyordu. Lübnan sınır kapıları, rejimin sınırlı üretim sektörüne can simidi olmuş, hammadde ithalatını ve pamuk, plastik ürünler ve gıda gibi malların ihracatını kolaylaştırmıştı. Ancak İsrail’in güney Lübnan’daki ulaşım merkezlerine yönelik saldırıları bu bağlantıları neredeyse tamamen kesmiş, ihracat kanallarında büyük kesintilere neden olmuştur. Lübnan’ı ana ticaret ortağı olarak kaybetmek, rejimin birkaç kalan döviz kaynağından birini daha keserek zaten yaptırımlar, yolsuzluk, kötü yönetim, sömürücü ekonomik politikalar ve düşük alım gücünden ötürü zayıflamış olan ekonomisini daha da çökertmiştir.
Rejimin ekonomik sıkıntılarını artıran bir diğer etken ise Lübnan’dan Suriye’ye gelen büyük insan akınıdır. Geçen ay içinde 425.000’den fazla kişi Suriye’ye geçiş yapmış, bu da zaten aşırı yüklü olan konut piyasasında talebi daha da artırmıştır. Şam ve diğer kentsel merkezlerdeki ev sahipleri, düzenleyici denetimin olmamasını fırsat bilerek bazı bölgelerde kira fiyatlarını iki katına çıkarmış ve genellikle peşin olarak altı aylık kira istemeye başlamıştır; üstelik çoğu kez ödeme ABD doları cinsinden talep edilmektedir. Sonuç olarak, uzun süredir burada yaşayan yerel halk, ev sahiplerinin yüksek kirayı ödemeye istekli gelen mültecilere öncelik vermesi nedeniyle evlerinden çıkmak zorunda kalmaktadır.
Sıradan Suriyeliler için ekonomik dalgalanmalar yıkıcı boyutlara ulaşmıştır. Zaten durgun maaşlarla geçinmeye çalışan, baskıcı bir otoriter ekonomide yaşayan çoğu aile artık temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Beş kişilik bir ailenin aylık geçim maliyeti 8,5 milyon Suriye lirasına (575 $) çıkarken asgari ücret ise 19 $ seviyesinin altında kalmaktadır. Bu derin gelir uçurumu, birçok aileyi daha da yoksullaştırmış ve rejim kontrolündeki bölgelerdeki hoşnutsuzluğu artırmıştır.
Ekonomik baskı, özellikle 2023’te yakıt sübvansiyonlarının kesilmesine tepki olarak başlayan ve zamanla daha geniş kapsamlı siyasi değişim taleplerine dönüşen Suveyda’daki protestolar başta olmak üzere çeşitli yerlerde zaman zaman protestolara neden olmuştur. Suveyda’nın benzersiz sosyo-politik dinamikleri bölgeyi diğerlerinden ayırırken, analistler, krizin derinleşmesi halinde bu hoşnutsuzluğun kırsal Şam ve sahil bölgeleri gibi geleneksel olarak istikrarlı bölgelere yayılabileceği konusunda uyarıyor.
Esad rejiminin kısa vadede tamamen istikrarsızlaşması pek olası görünmese de, uzmanlar uzun süreli ekonomik zorlukların rejimin kilit destekçilerinin sadakatini aşındırabileceğini ve iktidar üzerindeki hâkimiyetini kırılgan hale getirebileceğini öne sürüyor. Esad’ın muhalefeti bastırmak için şiddete dayalı yaklaşımı, ekonomik çaresizliğin baskı korkusunu aşması durumunda ters tepki verebilir.
Rejimin güvenlik yapısı sağlam bir şekilde yerinde dururken, Lübnan ticaretinin kaybı ve mülteci akınının da eklenmesiyle birleşen ekonomik zorlukların çözülmemesi, baskıcı iktidarın koltuğunu sallayabilir.
Uzun süreli zorluklar, sadık kesimlerde derinleşen ayrışmalara neden olabilir ve gelecekteki huzursuzlukları bastırma kapasitesini tehdit edebilir. Suriyeli aileler için hayat pahalılığı giderek artarken, rejimin bu temel ekonomik sorunları çözmeden istikrarı ve iktidarını koruma kabiliyeti giderek daha da kırılgan bir hal almaktadır.