İsrail Kabine Bakanı Gideon Saar, Esad rejimini İran’dan Hizbullah’a silah transferi için bir koridor olarak hizmet etmeye devam etmesi durumunda olası müdahale ile tehdit etti. İsrail’in, Hizbullah’ın İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve topraklarına yönelik faaliyetlerini güçlendirebilecek silah transferlerine karşı süregelen muhalefeti bu açıklama ile daha da tırmandı. İsrail’in Yeni Sağ partisine mensup olan ve savaş kabinesinde görev alan Saar, pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail’in devrim sırasında Esad’ı iktidardan indirme fırsatını “kaçırdığını” belirtti ve “Eğer Esad İsrail güvenliğine bu şekilde zarar vermeyi seçerse, rejimini tehlikeye atar” dedi. Suriye’nin “İran’dan Hizbullah’a silah tedarikine izin vermemesi gerektiğini” vurgulayan Saar, Suriyenin bu konudaki duruşunun net olması gerektiğini ifade etti.
Saar’ın açıklamaları, İsrail ve Esad rejimi arasındaki, aynı zamanda İsrail ile İran ve Suriye bağlantılı Lübnan’daki paramiliter grup Hizbullah arasındaki artan gerilimi gözler önüne seriyor. Geçen yıl Gazze ve Lübnan’da yeniden patlak veren çatışmaların ardından İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye’deki Hizbullah’a silah sevkiyatlarını hedef alan hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Genellikle Lübnan-Suriye sınırı yakınlarında gerçekleşen bu saldırıların Lübnanlı yetkililere göre büyük bir yıkıma ve sivil can kayıplarına yol açtığı iddia ediliyor; Birleşmiş Milletler, bu tür saldırıların yoğun nüfuslu bölgelerde gerçekleştirilmesini eleştirerek sivil kayıpları önlemek için itidal çağrısında bulundu.
Lübnan merkezli İran destekli bir terör örgütü olan Hizbullah, İsrail’in Lübnan ve Suriye’deki operasyonlarına direndiğini iddia ederken, ne örgüt ne de Esad rejimi İsrail’in son dönemdeki Suriye’ye yönelik ihlallerine karşı herhangi bir savunma yapmamıştır. Hizbullah, İsrail’e karşı en gelişmiş silahlarını kullanmaktan kaçındığını belirtse de askeri kapasitesinin İsrail hava saldırılarına rağmen “güçlü” kaldığını iddia ediyor. İsrail ise Hizbullah’ın Suriye’de güç kazanmasını engellemekte kararlı. İsrailli yetkililere göre, İran-Hizbullah bağlantısını kesmek, Hizbullah’ın geniş roket cephaneliği ve gelişmiş silahları göz önüne alındığında, İsrail güvenliği için hayati önem taşıyor. Saar, Esad’ın Tahran ve Hizbullah ile olan bağlarını koparmasının İsrail’in güvenlik çıkarlarına hizmet edeceğini savundu.
Uluslararası hukuk uzmanları, hem İsrail hem de Esad rejimini insani hukuk ihlalleriyle suçluyor; sivil bölgelere yönelik hava saldırıları, yerinden edilmiş siviller ve yabancı milislerin dahil olması gibi örneklerle bu durumu dile getiriyorlar. Esad yönetimindeki Suriye, sivilleri hedef alma, kimyasal silah kullanımı gibi savaş suçlarıyla suçlanmakta ve Birleşmiş Milletler ile küresel insan hakları örgütleri tarafından kınanmaktadır. İki binden fazla can kaybı ile braber Suriye ve Lübnan’da yoğun çatışmalar nedeniyle yaşanan kitlesel göç dalgası, sınır bölgelerinde son dönemde yaşanan istikrarsızlığın bir göstergesi. İsrail güçleri, Hizbullah’a silah taşındığı iddia edilen geçiş noktalarına yoğunlaşmış durumda ve sınır bölgelerinde gerilim sürüyor.
İsrail’in, Hizbullah’ın Suriye üzerinden gelişmiş silahlara erişimini engelleme çabası kesintisiz devam ediyor. Öte yandan Suriye’nin İran ve Hizbullah ile olan ittifakı da zayıflama belirtisi göstermiyor. Ancak birçok kişi, Esad’ın “Direniş Ekseni” olarak bilinen İran ve Hizbullah ile olan destek ilişkisinin sadece temkinli açıklamalarla sınırlı kaldığını ve güçlü kınama ya da savunma hamleleri içermediğini belirtiyor.
Bölgesel aktörlerin seçeneklerini değerlendirmeye devam ettiği bu süreçte, uluslararası hukuka saygı gösterilmesi ve askeri güç kullanımında itidalin korunması çağrıları kritik önem taşıyor. Bu durum, bölgede hassas güç dengelerinin sürdüğüne işaret ediyor; İsrail, Esad rejimi, İran ve Hizbullah karmaşık ittifaklar ve tarihsel gerilimler arasında kendi pozisyonlarını koruma çabası içerisindeler.