İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (İHİÖ) bugün yayınladığı bir rapora göre, Lübnan’da artan şiddetten kaçarak rejim kontrolündeki Suriye’ye dönen Suriyeliler, gözaltı, işkence ve gözaltında ölüm gibi ciddi risklerle karşı karşıya. Rapor, Lübnan genelinde yoğunlaşan İsrail hava saldırıları nedeniyle geri dönmek zorunda kalan Suriyelilerin yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Son dönemlerde artan sivil kayıplar, yerinden edilme ve insani krizin derinleşmesi nedeniyle yüz binlerce kişi Suriye’ye dönmek zorunda kalıyor. Suriye İnsan Hakları Örgütü’ne (SİHÖ) göre, Eylül 2024’ten bu yana İsrail’in Lübnan’daki saldırılarında en az 2,710 kişi, bunlar arasında 207 Suriyeli hayatını kaybetti.
Suriye Arap Kızılayı (SAK), Eylül sonu ve Ekim arasında, %71’i Suriyeli olmak üzere 440,000 kişinin Lübnan’dan Suriye’ye geçtiğini bildirdi. (İHİÖ) Orta Doğu Yardımcı Direktörü Adam Coogle, Esad rejiminin kontrolündeki bu bölgelere dönenlerin zorla kaybetmeler ve gözaltında işkenceler gibi ciddi risklerle karşılaştığını belirtti. Coogle, “Lübnan’daki şiddetten kaçan Suriyeliler, Suriye’nin güvenli ve insan onuruna yakışır bir dönüş için hâlâ uygun olmamasına rağmen, geri dönmeye zorlanıyor,” dedi. Gözaltında ölümler, sığınma arayışında olanların gözaltına alınma ve zulüm görme riskini açıkça ortaya koyuyor.”
(İHİÖ) raporunda, Suriyelilerin resmi sınır kapılarından geçerken keyfi gözaltı ve tutuklanmalarının sistematik bir şekilde gerçekleştiğine vurgu yapılıyor. Örgüt, Eylül’den bu yana dört tutuklamayı belgelendirirken, Suriye İnsan Hakları Örgütü (SİHÖ) gibi diğer insan hakları örgütleri ise çok daha fazla vakadan bahsediyor. Tutuklamalar genellikle Suriye Askeri İstihbarat Müdürlüğü tarafından yapılıyor ve ailelere tutuklananların durumu hakkında neredeyse hiç bilgi verilmiyor.
Ekim ayında Suriye’ye dönen 33 yaşındaki bir kadın, kocası sınırdan geçerken hemen gözaltına alındığını İHİÖ’ne anlattı. On yıldır Lübnan’da yaşayan eski bir asker olan eşinin durumu hakkında bugüne kadar hiçbir bilgi alamamış. Kadın, “Bana ‘Yoluna devam et, o bizimle kalacak’ dediler. Keşke roketler altında kalmaya devam etseydik de bunu yaşamasaydık,” şeklinde konuştu.
İHİÖ, Suriyelilerin daha önce de Lübnan’da zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini, artan yabancı düşmanlığı, sınır dışı edilme tehditleri ve kaynak kıtlığına maruz kaldıklarını belirtiyor. Son hava saldırıları sonrasında bazı barınma merkezlerinin Lübnanlı ve Filistinli vatandaşlara öncelik verdiği ve birçok Suriyelinin kalacak yer bulamadığı bildiriliyor.
Bu kötüleşen ortamda bazı Avrupalı liderler, Suriye’nin mülteciler için güvenli bir dönüş yeri olduğu görüşünü öne sürüyor. İHİÖ bu değerlendirmeyi erken bulduğunu belirterek, ev sahibi ülkeleri zorla geri göndermeleri durdurmaya ve Suriye’deki yerinden edilme koşullarının altında yatan sebeplerin çözülmesine çağırdı.
İHİÖ raporunda ayrıca, Suriye’ye iade edilenlerin Esad rejiminin gözaltı merkezlerinde şüpheli ölümlerine de dikkat çekiliyor. Mayıs ayında Lübnan’dan sınır dışı edilen Ahmed Nemer el-Halli, Temmuz ayında Şam’ın kötü şöhretli Filistin Şubesi gözaltı merkezinde işkence gördüğü iddialarının ardından hayatını kaybetti. Ailesi, gözaltındayken kendisiyle hiç temas kuramadı ve ölüm haberini yalnızca hastaneye nakledildiğinde aldı. Türkiye’den kuzey Suriye’ye sınır dışı edilen bir başka Suriyeli mühendis Abdulkani Münir ise Halep’teki evine dönmeye çalışırken gözaltına alındıktan 24 gün sonra Esad rejiminin gözaltında öldüğü ve cesedinde elektrik çarpmasına işaret eden izler olduğu bildirildi. Bu vakalar, Coogle’un vurguladığı gibi, geri dönenlerin kötü muamele ve ölüm riski taşıdığını gösteriyor.
Esad rejiminin Suriye genelindeki insani yardımlara, özellikle gözaltı merkezlerine erişimi kısıtlaması, hak ihlallerini izlemeye yönelik çabaları baltalamaya devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) uzun süredir Suriye’nin güvenli olmadığını bildirerek, “güvenli ve onurlu” koşullar sağlanana kadar dönüşlerin teşvik edilmemesi gerektiğini belirtiyor. İHİÖ, raporunda, Suriye’deki hak ihlallerini belgelemek için bağımsız izleme mekanizmaları kurulması çağrısında bulundu.
Cinsel Saldırı Danışma Merkezi (CSDM), Lübnan’dan Suriye’ye geri dönen 440,000 kişinin 57,000’inin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerine yerleştiğini belirtiyor. Bu geri dönenlerin çoğunluğunu kötüleşen koşullardan kaçan kadınlar ve çocuklar oluştururken, İHİÖ’ü destek yetersizliği ve güvenilir bilgi eksikliğinin onları savunmasız ve güvensiz bir gelecekle karşı karşıya bıraktığı konusunda uyarıyor.
Lübnan’daki bir Suriyeli kadın, özellikle askeri hizmet yükümlülüğü ve tutuklanma risklerinden endişe duyan Suriyeliler arasında sosyal medyada yaygın bir kafa karışıklığı yaşandığını ifade etti. İHİÖ araştırmacıları, ana yollardaki askeri kontrol noktalarında gözaltıların arttığını ve askeri istihbarat personelinin tutukluları serbest bırakmak için rüşvet talep ettiğini bildiren yakınlarıyla görüştü. İHİÖ ve diğer gruplar Suriyeli mülteciler için güvenli ve yasal koşulların sağlanması yönündeki çabalarını sürdürürken, Coogle geri gönderilmelerin ve zorla dönüşlerin artışının “Suriye’deki koşulların iyileştiğine değil, güvenli alternatiflere erişimin kapatıldığı ve insanların gözaltı, kötü muamele ve ölüm riskiyle karşı karşıya kaldığı gerçeğine işaret ettiğini” vurguladı.