Avrupa Birliği (AB) üye devletleri arasında Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne yönelik yeni bir baskı dalgası, insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler’in uyarılarına rağmen endişe yaratıyor. BM ve insan hakları savunucuları, Suriye’nin hâlâ Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçları ve insan hakları ihlalleri nedeniyle güvenli olmadığını vurgulamaya devam ediyor. Bu uyarılara rağmen, bazı AB ülkeleri Şam ile ilişkileri yeniden gözden geçirerek mültecilerin dönüşünü kolaylaştırmak için adımlar atmaya hazırlanıyor.
İtalyan gazetesi Folio, AB’nin Avusturyalı diplomat Christian Berger’i Suriye özel temsilcisi olarak atadığını duyurdu. Bu karar, İtalya öncülüğünde alındı ve birkaç üye devlet tarafından desteklendi. Daha önce Türkiye ve Mısır’da AB büyükelçisi olarak görev yapan Berger, Suriye meselelerinde geniş bir deneyime sahip ve AB politikasını şekillendirmesi bekleniyor. Bu atama, İtalya’nın baskısıyla AB’nin Suriye’ye yönelik “üç hayır” politikasını yaptırımları kaldırmama, normalleşmeme ve siyasi ilerleme olmadan yeniden inşa etmeme ,gözden geçirme çağrısına işaret ediyor.
İtalya’nın sağcı Başbakanı Giorgia Meloni, AB’nin Suriye politikalarında bir ayarlama yapılması için önemli bir rol oynadı ve mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmek için liderlerle görüşmeler gerçekleştirdi. Yedi AB dışişleri bakanı tarafından hazırlanan ve ” Kayıt Dışı Belge” başlıklı sızdırılmış bir belge, uzun süredir sürdürülen bu politikaların terk edilmesini ve mülteciler konusunda Şam ile yeniden görüşmelerin yapılmasını öneriyor. Belge, altyapının yeniden onarılmasına destek verilmesi ve dönüşleri kolaylaştırmak için sivil belge erişiminin iyileştirilmesi önerilerini içeriyor. Ancak, bu adımların Esad rejimini güçlendirebileceği ve mülteciler için güvenlik garantileri sağlamadan geri dönüşlerin teşvik edilmesinin eleştirilere neden olduğu belirtiliyor.
BM ve insan hakları örgütleri, bu önlemlerin AB’nin mevcut ilkeleriyle çeliştiğini ve Suriye’deki süregelen ihlalleri ele almadığını belirtiyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Lübnan’dan dönen mültecilerin, Suriye hükümetinin kontrolündeki gözaltı merkezlerinde baskı, tutuklanma ve hatta işkenceye maruz kalma riski altında olduklarını bildirdi. Bu durum, son zamanlarda çatışmaların artmasıyla Lübnan’dan dönen dört Suriyelinin tutuklanmasını belgeleyen komisyon bulgularıyla vurgulandı.
Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro, dikkatli olunması gerektiğini belirtti. BM Genel Kurulu’nda konuşan Pinheiro, Suriye’deki tehlikeli tehditlerin hem ülkede hem de yurtdışında Suriyelileri hedef aldığını, bu nedenle mülteci dönüşlerinin henüz güvenli olmadığını ifade etti. “Ülkelerine geri dönen ve zulümden kaçan Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı zorluklar, onları zor seçimlerle karşı karşıya bırakıyor,” diyen Pinheiro, geri dönmenin onları şiddet, zorla askere alınma veya gözaltı riskiyle karşı karşıya bırakabileceğini vurguladı.
İtalya, Avusturya ve Yunanistan gibi AB ülkelerinden oluşan bir koalisyon, Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki değişen ittifaklar gibi mevcut jeopolitik değişimlerin, AB’nin daha “esnek” bir yaklaşım benimsemesini gerektirdiğini savunuyor. Ancak, bu yaklaşım, Esad rejimini meşrulaştırmaktan çekinen diğer üye ülkeler tarafından dirençle karşılanıyor.
Avrupa’da sağcı siyasi grupların artan baskısı ve bölgedeki istikrarsızlıkla bağlantılı göç ve güvenlik endişeleriyle birlikte tartışmalar yoğunlaşmış durumda. Gözlemciler, herhangi bir politika değişikliğinin insan hakları ve şiddetten kaçanların korunmasını önceliklendirmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. AB’nin Berger’i ataması ve geri dönüşlerle ilgili yapılan tartışmalar, Suriye ile gelecekteki ilişkilerinin şekillendirilmesinde önemli bir etken olarak görülüyor ve bu durumun insani ve diplomatik tutumlarına yeni bir yön kazandırabileceği belirtiliyor.