Salı günü İdlib’in güney kırsalındaki İblin kasabasına Esad rejimi ve müttefiklerinin yoğun topçu saldırısı sonucu, evli bir çift ve bir kadının da aralarında bulunduğu üç sivil yaşamını yitirdi. Bu son saldırı, şiddetin giderek artması nedeniyle İdlib ve Halep’in kuzey kırsalındaki kasaba ve köylerden zorunlu göçlerin hızlandığı bir dönemde gerçekleşti.
Suriye Sivil Savunması (Beyaz Miğferliler), ambulans ekiplerinin yaralıları hızla bölgedeki bir hastaneye ulaştırdığını ve olay sonrası başka can kaybı olmadığını bildirdi. Bu bombardıman, çatışmaların sürdüğü bölgelerdeki insani krizi derinleştiren sürekli bir şiddet döngüsünün parçası olarak değerlendirildi. Pazartesi günü Esad rejimine bağlı topçu birlikleri, yoğun nüfusun yaşadığı İdlib’in güneyi ve Halep’in batı kırsalındaki alanları hedef alarak, sivillerin yaşam koşullarını daha da kötüleştirdi.
Kuzeybatı Suriye’deki gözlemciler, rejim güçlerinin Cebel el-Zaviye bölgesindeki Benin ve Deyr Sünbül yakınlarına saldırı düzenleyerek yerel halk arasında büyük bir paniğe yol açtığını bildirdi. Ayrıca, 46. Alay’a bağlı birliklerin Halep’in batısındaki El-Kasr, Kefer Amme, Kefer Teal ve Tadil bölgelerini ağır topçu ateşiyle vurduğu kaydedildi.
Son dönemde yoğunlaşan askeri operasyonlar, daha önce çatışmaların azalmasıyla evlerine dönen halkı yeniden göç etmeye zorladı. Kış mevsiminin başlamasıyla birlikte insani yardım sağlanması daha da zorlaşırken, yerinden edilenler için zorluklar giderek artıyor.
Suriye Müdahale Koordinatörleri (SMK), son askeri saldırıların yerleşim yerleri ve tarım arazilerini de kapsayacak şekilde genişlediğini belirtti. SMK’nin verilerine göre, sadece 48 saat içinde Halep’in batı kırsalı ile İdlib’in doğu ve güneyinde bulunan 37 kasaba ve köyden 1.843’ten fazla kişi göç etmek zorunda kaldı. Kadınlar ve çocuklar, zorla göç ettirilenlerin %81’ini oluşturuyor.
SKM, çatışmaların devam etmesinin aşırı kalabalık kamplardaki yaşam koşullarını daha da zorlaştırdığını ve insani yardım kaynaklarının yetersiz kaldığını belirtti. Süregelen istikrarsızlık, yerinden edilenlerin temel ihtiyaçlara, sağlık hizmetlerine ve güvenliğe erişimini ciddi ölçüde etkiliyor. Yerel ve uluslararası yardım kuruluşları, insani durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek için acil bir şekilde saldırıların durdurulması çağrısında bulunuyor.