Suriye’de barış için bir yol haritası belirleme amacıyla Türkiye, Rusya, İran ve Esad rejimi temsilcileri, Astana görüşmelerinin 22. turu için bugün Kazakistan’da bir araya geldi. Siyasi çözümler, güven artırıcı önlemler ve insani kriz konularının ele alındığı görüşmelere rağmen, Esad rejimi ve müttefiklerinin kuzey Suriye’deki sivil alanları hedef alan saldırıları sürüyor. Zirve öncesinde saldırıların yoğunlaştığı bildiriliyor.
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, bugünkü gündemin heyetler arasında ikili ve üçlü istişarelere odaklanacağını ve 12 Kasım’da düzenlenecek genel oturum ve basın toplantısıyla tamamlanacağını duyurdu. Bakanlık, görüşmelerin yeniden yapılanma, kayıp kişiler ve Suriyeli mültecilerin dönüşü gibi kritik konuları ele alacağını belirtti.
Yetkililer Astana’da barış üzerine görüşmeler yaparken, Esad rejimi ve müttefiklerinin özgürleştirilmiş bölgelerde sivil altyapıyı bombalamaya devam ettiği bildirildi. Pazar günü, zirveden sadece saatler önce rejim güçleri İdlib ve Halep kırsalındaki birkaç köyü hedef alarak evlere ve tarım alanlarına ciddi zarar verdi. Yerel kaynaklara göre, topçu ve füze saldırıları, İdlib’in doğusundaki Neyrab kasabası ve San köyü ile Halep’in batısındaki Balanta ve Meklebis bölgelerine yoğunlaştı.
İdlib’deki siviller, rejimin patlayıcı yüklü FPV dron saldırıları ve topçu bombardımanına maruz kaldıklarını belirtti. Zeytin hasadı yapılan alanlar ve birçok kırsal bölge sakini için hayati öneme sahip atölyeler hedef alındı. Suriye Sivil Savunma (Beyaz Baretliler), Esad’ın bu taktiklerini “sivilleri kasıtlı hedef alma” olarak tanımlayarak, özellikle çiftçilere yönelik tehdit oluşturduğunu vurguladı. Kurumdan yapılan açıklamada, “Bu saldırılar, sivillerin tarlalarına erişimini ve ürünlerini hasat etmelerini engelliyor, geçim kaynakları üzerinde ciddi sonuçlar doğuruyor” ifadeleri kullanıldı.
Yerel aktivist Muhammed el-Mustafa, El-Arabi El-Cedid’e yaptığı açıklamada, bombardımanın İdlib ve Halep’teki siviller için günlük bir tehdit haline geldiğini söyledi. El-Mustafa, “Bu saldırılar, kuzey Suriye’de şiddetin azaltılması yönünde Rusya ve Türkiye arasında varılan anlaşmaya rağmen gerçekleşiyor,” dedi. Sivil kaynaklar, çiftçiler ve diğer sakinler arasında yaralanmalar olduğunu belirterek, zirvedeki barış söylemi ile sahadaki gerçeklik arasındaki büyük farkı vurguladı.
Rejim ve müttefiklerinin devam eden saldırıları, kuzey Suriye’deki sivillere büyük zarar vermeyi sürdürüyor. Pazar günü itibarıyla, güney İdlib kırsalında devam eden topçu ve füze saldırılarında birçok sivilin yaralandığı ve tarım faaliyetlerinin kesintiye uğradığı bildirildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SİHG), Felefil ve Marbalit yakınlarındaki köylerde ayrım gözetmeyen topçu atışları ve hava saldırılarının dramatik sonuçlarini belgeledi.
Durumu daha da karmaşık hale getiren bir diğer gelişme, Rusya’nın cumartesi günü Esad rejimi güçleriyle Halep’te gerçekleştirdiği ortak askeri tatbikat oldu. Rusya Savunma Bakanlığı, tatbikatın Suriye’nin kuzey bölgelerinde “kara hedefleri, insansız hava araçları ve tahkimatlar” üzerine simüle edilen saldırıları içerdiğini duyurdu. Tatbikatta, düşük irtifa uçuşları ve gece operasyonları pratiği yapan Rus Su-34 ve Su-24 taktik uçakları yer aldı; bu, Esad rejiminin devam eden askeri operasyonlarına verilen bir destek olarak yorumlandı.
Rusya ve rejim güçleri, bu yıl Suriye’de birçok ortak tatbikat gerçekleştirdi. Eylül ayında Tartus üssü yakınlarında yapılan deniz tatbikatları, Moskova’nın bölgedeki güç gösterisini sürdürme taahhüdünü vurgulayan adımlar arasında yer aldı.
Astana görüşmelerinin son turu, Suriye’nin on yıldır süren çatışmasına yönelik önemli bir fırsat sunsa da “barış” söylemi ile sahadaki şiddet arasındaki tutarsızlık, sürecin başarılı olacağına dair şüphe uyandırıyor.
Gözlemciler, Rusya, İran ve rejime bağlı güçlerin askeri eylemlerde birlik sergilediğini ancak diplomatik alanda aynı performansı göstermediklerini ifade ediyor; zira tekrarlanan ateşkes anlaşmaları, bölgede kalıcı bir barışı henüz saglamış değil.
Astana zirvesinin kayda değer bir ilerleme sağlayıp sağlamayacağı belirsizliğini koruyor. İnsani yardım kuruluşları, uluslararası toplumu Esad rejimi ve müttefiklerini hayati sivil altyapılara yönelik saldırılarından dolayı sorumlu tutmaya çağırıyor ve Suriye’nin istikrarını tehlikeye atan şiddetin sona ermesi için baskı yapılmasını talep ediyor.