
Savaşın yıktığı binalar ve moloz dolu sokaklarda, genç bir Suriyeli bir duvarın üzerinden atlıyor, dengede duran bir kirişe zıplıyor ve zarif bir şekilde yere iniyor. İdlib’in bu gençleri için parkur, bir spor olmanın ötesinde, şehirlerini ve hayatlarını geri kazanmanın bir yolu.
Fransa’da 1980’lerde ortaya çıkan parkur, engelleri çeviklik, güç ve yaratıcılıkla aşmayı hedefleyen bir hareket sanatı. İdlib’de, özellikle kuzeydeki özgürleştirilmiş bölgelerde, gençler bu sporu umut ve direnişin bir sembolü haline getirdi.
Parkur koçu Ahmad Sawas, gençlerin bu spora olan sevgisini vurguluyor ancak koruyucu ekipman ve altyapı eksikliğinin bu spor dalının gelişimini engellediğini belirtiyor. Bölgenin popüler sporu futbol, maddi destek ve altyapıya sahipken, parkur cesaret ve yaratıcılık isteyen yapısıyla dikkat çekiyor.
“Parkur, burada spor hayatını canlandırıyor ve gençlere fiziksel dayanıklılık, hızlı düşünme ve özgüven kazandırıyor,” diyen Sawas, sporun moral ve sağlığa katkısını da vurguluyor.
Desteksizliğe rağmen, İdlib’de parkur, savaşın gölgesinde yaşamı yeniden inşa etme kararlılığını simgeliyor. Gençlerin molozların üzerinden yaptıkları akrobatik hareketler, bu topraklarda hayata tutunan bir umut mesajı taşıyor.