
Kuzeybatı Suriye’de devam eden çatışmalara rağmen, bölge halkı umut ve fırsat dolu bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. Savaşın gölgesinde kalan özgürleştirilmiş bölgelerde yükseköğretim, normalleşme ve çatışma sonrası toplumun temellerini oluşturma yolunda bir ilerleme ışığı olarak ortaya çıkıyor.
İdlib ve çevresindeki üniversitelerde, öğrenciler ve akademisyenler, öğrenim ve gelişimin devam etmesi için önemli engelleri aşmaya çalışıyor. İdlib Üniversitesi ve El-Nahda Üniversitesi gibi kurumlar, Suriyelilerin eğitim yatırımlarını geleceğin temeli olarak görme kararlılığını gözler önüne seriyor.
El-Nahda Üniversitesi Medya Enstitüsü öğrencisi Hassan Kabso, üniversite hayatını istikrar bulmanın önemli bir unsuru olarak görüyor. “Bana göre üniversite hayatı tamamen farklı bir dünya gibi,” diyor. “Bana bilgi sağlayan öğretmenlerden ve benim gibi iyimser diğer öğrencilerden umut alıyorum. Öğrenme isteğim her geçen gün artıyor.”
Ancak Kabso ve arkadaşları, mali zorluklar, yetersiz altyapı ve lojistik sorunlar gibi önemli engellerle karşı karşıya. “Özellikle kış aylarında ulaşım büyük bir sorun çünkü üniversitelerin çoğu şehirlerin dışında,” diyor. “Tesislerimiz kışın yetersiz ısınma, yazın ise sıcaktan dolayı , oldukça mütevazi seviyede, ama yine de derslerimize devam ediyoruz.”
Kabso, medya ve gazetecilik alanında diplomasını tamamlamayı Suriye’nin geleceğine katkı sunmak için gerekli görüyor. “Bir sonraki aşama için önce bir diploma, ardından deneyim gerekiyor,” diyerek, ülkesinin gerçeklerini belgelemeyi ve özgürleştirilmiş bölgelerdeki yerel kurumlarda çalışmayı hedeflediğini belirtiyor.
İdlib Üniversitesi Şeriat Fakültesi Dekanı Dr. Yassin Alloush, kuzey Suriye’nin özgürleştirilmiş bölgelerinde eğitimcilerin şartlara uyum sağlama konusundaki direncini vurguluyor. “Öğretim ve idari kadro, uluslarına ve devrime karşı görevlerini yerine getirdiklerini bilerek yüksek bir moralle çalıştı,” diyor. Rejim bombardımanı tehdidi ve sınırlı kaynaklara rağmen, akademisyenler verimli bir akademik ortam oluşturmayı başardı.
Dr. Alloush, diplomaların uluslararası tanınmamasını “tamamen siyasi bir mesele” olarak nitelendiriyor. Ancak, kritik alanlarda yetkin öğrencilerin mezun edilmesi ve yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla ortaklıklar kurulması gibi başarılar elde edildiğini belirtiyor. Bu çabalar, üniversitenin itibarını artırmayı ve öğrencileri toplumlarının ihtiyaçlarını karşılamaya hazırlamayı amaçlıyor.
Öğrenciler ve eğitimciler, yükseköğretimi Esad rejiminden bağımsız bir Suriye inşa etmek için hayati bir unsur olarak görüyor. Dr. Alloush, “Topluma uzman kadrolar sağlayarak üniversiteler, toplumun ihtiyaçlarını karşılıyor ve kültürü, erdemi ve devrimin değerlerini yaymaya yardımcı oluyor,” diye vurguluyor.
Umut, bireysel başarıların ötesine geçiyor. Kabso, eğitimi daha geniş toplumsal ilerlemeye katkı sunma fırsatı olarak görüyor. “Üniversitedeki her gün, Suriye’nin geleceği için anlamlı bir şey inşa ettiğimize olan inancımı güçlendiriyor,” diyor.
Kuzeybatı Suriye’de öğrencilerin ve akademisyenlerin sergilediği direnç, bölgenin kalıcı ruhunu yansıtıyor. Savaşın gölgesinde, özgürleştirilmiş bölgelerdeki üniversiteler yalnızca hayatta kalmıyor, aynı zamanda çatışma sonrası bir toplumun temellerini olusturmayı hedefliyor. Bu kurumlar, altyapıyı yeniden inşa edecek, sivil toplumu güçlendirecek ve Suriye’yi daha parlak bir geleceğe taşıyacak profesyoneller ve liderler yetiştiriyor.
İdlib’deki dersliklerde odak noktası, bugünün zorluklarına dayanmakla kalmayıp, umut ve fırsat dolu bir yarın tasavvur etmek ve inşa etmek. Dr. Alloush, “Bu bizim görevimiz,” diyerek sözlerini tamamlıyor. “Halkımızı ve ulusumuzu baskıdan ve korkudan uzak bir geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz.”