
Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgelerdeki devrimci güçler, Çarşamba sabahı büyük bir savunma saldırısı başlatarak Esad rejimi, Hizbullah ve İran’a ait mevzileri hedef aldı. Bu operasyon, aylardır sivillere yönelik süregelen saldırılara bir yanıt olarak ve binlerce kişiyi yerinden eden zorunlu göç dalgasını durdurmak amacıyla İdlib’deki Askeri Harekat Komutanlığı (AHK) tarafından yönetiliyor.
Operasyon, Esad rejimine bağlı güçlerin Eriha şehrinde bir yatılı okulu hedef alarak üç çocuğun ölümüne ve çoğu çocuk 14 sivilin yaralanmasına neden olduğu Salı günü gerçekleşen katliamın ardından başlatıldı. Son aylarda rejim ve müttefikleri, 70 binden fazla sivili yerinden eden sayısız saldırı gerçekleştirdi.
AHK’dan askeri komutan Hasan Abdulgani, resmi bir açıklamada, “Saldırıları caydırmak için bir operasyon başlattığımızı duyuruyoruz. Bu askeri operasyonun amacı, düşmanın planlarını bozmak ve milislerinin mevzilerine karşı hesaplı bir önleyici darbe indirmektir,” dedi. Abdulgani, “Suç rejiminin askeri yığınağı, özgürleştirilmiş bölgelerin güvenliğini tehdit ediyor,” diyerek sözlerini sürdürdü.
Görgü tanıkları, operasyonun Halep’in batı kırsalında iki ana eksende başladığını ve sabahın erken saatlerinde topçu ateşi ile çatışmaların başladığını aktardı. Hayat Tahrir el-Şam’a (HTŞ) yakın medya kaynakları, saldırının son sivil kayıplar ve rejim güçlerinin Rusya ve İran’ın desteğiyle düzenlediği artan saldırılar karşısında tamamen savunma amaçlı olduğunu vurguladı.
Buna karşılık, Esad rejimi güçleri Halep vilayetindeki Daret İzze şehrine füze saldırıları düzenledi ve bölgedeki insani krizi daha da kötüleştirdi. İdlib vilayeti üzerinde savaş uçaklarının görüldüğü bildirildi ve bu durum, daha fazla tırmanış endişesi yaratırken siviller doğu kasabalarından Türkiye sınırına doğru kaçmaya başladı.
Özgürleştirilmiş bölgeleri yöneten Suriye Kurtuluş Hükümeti (SKH), askeri harekatın zorunluluğuna dikkat çekti. Başbakan Mühendis Muhammed el-Beşir, “Suç rejiminin özgürleştirilmiş bölgelerdeki halkımıza yönelik bombalamalarının artırmasıyla, son günlerdeki tırmanışa karşı hükümetin tüm birimlerini herhangi bir acil duruma hazırlıklı olmaları için talimatlandırdık,” dedi.
Esad rejiminin sürdürdüğü saldırılar, on binlerce insanı evlerinden ederken düşen sıcaklıklarla birlikte ciddi bir yerinden edilme krizine yol açtı. Türkiye sınırındaki kamplar kapasitesini aşmış durumda ve birçok aile barınma, ısınma ve yiyecek gibi temel ihtiyaçlardan yoksun.
“Özgürleştirilmiş bölgelerdeki halkı savunmak bir seçenek değil,” diyen Abdulgani, “bu bir görevdir ve kararlılıkla hedefimiz yerinden edilenleri evlerine döndürmektir. Bu amacı gerçekleştirmek için hiçbir çabadan kaçınmayacağız,” ifadelerini kullandı.
Devam eden şiddet, kuzeybatı Suriye’de okulları, evleri ve sağlık tesislerini hedef alan saldırılarla sivillerin içinde bulunduğu kırılgan durumu gözler önüne seriyor. Beyaz Baretliler gibi savunuculuk grupları ve yerel yetkililer, uluslararası toplumu Esad rejimi ve müttefiklerini saldırıları durdurmaya ve uluslararası insancıl hukuka uymaya zorlamaya çağırıyor.
Şimdilik, AHK’nın operasyonunun devam etmesiyle İdlib’deki durum gerginliğini koruyor. Siviller, zaten yetersiz bir insani sistem içinde sığınacak yer arayarak şiddetten kaçmaya devam ediyor. Bu savunma harekatının başarısı, özgürleştirilmiş kuzey Suriye’deki ailelerin aylardır süren amansız saldırılardan bir nebze olsun kurtulup kurtulamayacağını belirleyebilir.