
Suriye’nin kuzeyindeki stratejik bölgelerin devrimci güçler tarafından yakın zamanda kurtarılması, özgürlük ve adalet umutlarını yeniden alevlendirdi. Ancak devrim liderleri, kurtarılan bölgelerde sivillerin ve azınlıkların korunmasının önemine dikkat çekiyor.
Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin (SKH) Siyasi İşler Dairesi, Esad rejiminin İdlib ve Halep’te sivilleri hedef alan ayrım gözetmeyen bombalamaları da dahil olmak üzere, süregelen askeri tırmanışını şiddetle kınadı. Bu saldırılar, hem maddi hem manevi kayıplara neden olurken, Suriye halkının çektiği acıları daha da derinleştiriyor.
“Bu rastgele bombalamalar, Suriyelilerin yaralarını daha da kanatıyor ve özgürlük için mücadele eden bir milletin acılarını deeinleştiriyor,” ifadelerine yer veren Siyasi İşler Dairesi, devrimin hiçbir ülke ya da halkı hedef almadığını, amacının yalnızca Suriye halkını on yıllardır süren zulümden kurtarmak olduğunu vurguladı.
Devrimin ilkelerine bağlılıklarını yineleyen SKH, mücadelenin mezhep veya etnik ayrılıklara dayalı olmadığını, aksine onurlu ve özgür bir toplum kurma arzusuyla şekillendiğini belirtti. Devrimin, “Suriyelileri kölelikten ve aşağılanmadan kurtarmak için başlatıldığını” ve adalet ile ulusal çıkarları gözeten devlet kurumlarının tesis edilmesini önceliklendirdiğini dile getirdi.
SKH Başbakanı Muhammed el-Beşir, Halep ve diğer bölgelerin kurtarılmasını, Suriye devrimi için bir dönüm noktası olarak nitelendirdi. “Bu sadece bir adaletsizliğe karşı kazanılmış bir zafer değil; Halep halkı için yeni bir başlangıçtır. Tarih ve medeniyetle dolu bu şehirde, Suriye’yi özgürlüğün ve ilerlemenin simgesi haline getirmek için yeniden inşa sürecine başlıyoruz,” dedi.
Devrimci güçlerin ilerleyişi devam ederken, azınlıkların haklarına yönelik endişeler doğrudan yetkililer tarafından ele alındı. SKH bünyesindeki Azınlık İşleri Müdürlüğü Başkanı Beşir el-Ali, kurtarılan bölgelerde yaşayan Hristiyanlar ve diğer azınlıklara güvenceler sundu.
“Tüm azınlıklara, canlarının, mallarının, ibadet yerlerinin ve özgürlüklerinin güvence altında olduğunu belirtmek istiyoruz. Güvenliğiniz ve haklarınız, tüm Suriyeliler gibi bizim önceliğimizdir,” dedi. “Burası sizin de şehriniz ve burada onur ve güven içinde yaşamaya devam etme hakkınız var.”
Benzer güvenceler, Halep kırsalındaki Nubl ve Zehra’daki Şii çoğunluklu köylere de iletildi. Siyasi İşler Dairesi, bu köylerin sakinlerine Esad rejimi ya da İran’ın Suriye’deki projelerine bağlı hareket etmemeleri çağrısında bulunarak, dini kimlikleri nedeniyle hedef alınmayacaklarını vurguladı.
Devrimci lider Ebu Muhammed El Cevlani ise devrimci savaşçılara, tüm sivillere nazik ve saygılı davranmaları yönünde talimat verdi. “Halep, çeşitlilik ve hoşgörü şehri olarak anılmaktadır. Bu mirası korumalı ve tüm halkının güvenliğini, kökenine bakılmaksızın, sağlamalıyız,” diyerek, mülkiyetin ve canların korunması gerektiğini hatırlattı.
Devrimci güçler, mücadelenin Esad rejimine karşı olduğunu ve Suriye halkını hedef almadığını bir kez daha yineledi. SKH, Rusya’ya Esad ile olan ittifakını yeniden gözden geçirme çağrısında bulunarak, Kremlin’i, Suriye halkının özgürlük ve onur arayışını destekleyecek yapıcı ilişkiler kurmaya davet etti.
“Suriyeliler, tüm dünya ülkeleriyle, Rusya dahil, karşılıklı saygı ve ortak çıkarlara dayalı olumlu ilişkiler arzulamaktadır,” ifadelerine yer veren SKH, tiranlıktan arınmış onurlu bir gelecek isteğini vurguladı.
Halep ve çevresindeki bölgelerin kurtarılması, devrim için kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilirken, liderler adalet, özgürlük ve tüm Suriyelilerin haklarını savunmak için kararlılıkla çalışacaklarına söz verdi. SKH’nin vurguladığı gibi, bu yalnızca bir toprak mücadelesi değil, her vatandaşın hak ve onurunu koruma savaşıdır.