
5 Syria – Geir O. Pederson, Special Envoy for Syria
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Salı gecesi acil bir oturum düzenleyerek Suriye’deki artan krizle ilgili gelişmeleri ele aldı. Halep, İdlib ve Hama’daki şiddet olaylarının tırmanması, konseyin bu toplantıyı gerçekleştirmesine neden oldu. BM Genel Sekreteri’nin Suriye özel temsilcisi Geir Pedersen, durumu “son derece istikrarsız ve tehlikeli” olarak nitelendirerek, dört yıldır devam eden mevcut durumun ciddi şekilde değiştiğine dikkat çekti.
Pedersen, Suriye’nin ikinci büyük kenti olan Halep de dahil olmak üzere geniş bölgelerin devrimci güçler ve BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) kontrolünde olduğunu bildirdi. Bu bölgelerde yaklaşık yedi milyon insanın yaşadığı tahmin ediliyor. Pedersen ayrıca, Türk destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile ABD destekli ve PKK bağlantılı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında devam eden çatışmalar ve İsrail’in hava saldırıları gibi çeşitli cephelerde artan şiddet olaylarına dikkat çekti.
“Daha fazla askeri gerilim, kitlesel yerinden edilmelere ve sivil kayıplara yol açabilir,” diyen Pedersen, gerilimin azaltılması, uluslararası hukuka uyulması ve Suriye krizine çözüm bulmak için güvenilir bir siyasi sürecin yeniden başlatılması çağrısında bulundu.
Toplantıda uluslararası temsilciler arasında sert tartışmalar yaşandı. Rusya temsilcisi, son dönemde yaşanan devrimci ilerlemeleri “terörist saldırı” olarak nitelendirerek, Ukrayna istihbaratını HTŞ güçlerini desteklemekle suçladı. Buna karşılık, ABD’nin vekil temsilcisi Robert Wood, Amerikan müdahalesine ilişkin iddiaları reddetti ve Washington’un Esad rejimini çatışmayı sürdürmekle suçladığını yineledi.
“HTŞ’nin terör örgütü olarak sınıflandırılması, Esad rejiminin ve Rusya’nın işlediği vahşetleri haklı çıkarmaz,” diyen Wood, Esad’ın BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla öngörülen siyasi sürece katılmayı reddetmesinin Suriye’nin çektiği acıları uzattığını ifade etti. Ayrıca, Rusya ve İran’ı barış yollarını tıkamakla suçladı.
Türkiye’nin vekil büyükelçisi Seren Özgür ise gerilimin azaltılması gerektiğine dikkat çekerek, Suriyelilerin öncülüğünde bir siyasi çözüm çağrısında bulundu. “Ulusal bir uzlaşma süreci olmadan ülke şiddet, istikrarsızlık ve acı döngüsüne hapsolmaya devam edecektir,” dedi.
BM kuruluşları, insani duruma ilişkin çarpıcı değerlendirmeler sundu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Halep’te yalnızca sekiz hastanenin faal olduğunu ve bu sayının bir hafta önce 100 olduğunu açıkladı. Aşırı kalabalık barınaklar, su kaynaklı ve solunum yolu hastalıkları riskini artırırken, 65 sivil toplum kuruluşunun güvensizlik nedeniyle faaliyetlerini askıya aldığı belirtildi.
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence, özellikle kadınlar ve çocuklar arasında sivil kayıpların olduğu “çok endişe verici olayları” rapor etti. BM tarafından yayımlanan bir raporda, on binlerce insanın yerinden edildiği, kış mevsimiyle beraber aşırı soğuklar ve diğer etkenlerin yardım erişimini ciddi şekilde kısıtladığını ifade etti.
Toplantı, hesap verebilirlik ve yenilenmiş bir diyalog çağrılarıyla sona erdi. Pedersen, gerilimin azaltılmasına yönelik çabaların kapsamlı bir siyasi süreçle ilişkilendirilmesi gerektiğini vurguladı ve devam eden çatışma yönetiminin çözüm getirmeden istikrarsızlığı sürdüreceği uyarısında bulundu.
“Son 14 yıl, bu çatışmanın askeri bir çözümü olmadığını gösterdi,” diyen Pedersen, terörist gruplarla mücadele ederken Suriyeli sivillerin haklarının ve hayatlarının korunmasını sağlayacak işbirlikçi bir yaklaşımın önemine işaret etti.
BM Güvenlik Konseyi’nin tartışmaları, Suriye’de artan krizi ele almak, sivillerin korunmasını sağlamak ve durma noktasına gelen siyasi müzakereleri yeniden canlandırmak için acil eylem ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi.