
Suriye’nin devrimci güçlerinin hızlı ilerleyişi, uluslararası düzeyde acil yanıtları tetikledi. Batılı güçler ve İsrail, bölgesel istikrar ve Esad rejiminin olası çöküşü konusundaki endişelerini dile getiriyor.
AB yetkilileri, Suriye’de siyasi bir çözüme bağlılıklarını yineleyerek, BM 2254 sayılı Kararına uyulmasının önemini vurguladılar. AB’nin Suriye temsilcisi Michael Ohnmacht, yabancı müdahalelere karşı olduklarını belirterek, mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlayacak koşulların sağlanması çağrısında bulundu. Ohnmacht, “Suriye krizi askeri olarak çözülemez,” dedi.
ABD de bu görüşü paylaştı; Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Esad’ın kendi inatçılığının mevcut tırmanışı körüklediğini belirtti. Blinken, “Bu, Esad’ın on yılda karşılaştığı en büyük zorluk,” şeklinde konuştu.
Devrimci saldırıya katıldıklarını reddetmelerine rağmen, ABD, IŞİD ile mücadele ve bölgesel müttefiklerini koruma taahhütlerini yineledi. Eski ABD özel elçisi James Jeffrey, Rusya’nın Esad rejiminin çökmesine izin vermeyeceğine inandığını ancak Moskova’nın sınırlı kara kabiliyetlerinin, kesin bir yanıt verme yeteneğini zorlaştırdığını belirtti.
İsrail’de, istihbarat yetkilileri Esad’ın savunma hatlarının hızla çökmesine şaşırdıklarını ve Şam’ın düşmesinin gerçek bir olasılık olduğunu ifade ettiler. Başbakan Benjamin Netanyahu, olası senaryoları ele almak üzere acil güvenlik toplantıları düzenledi; bu senaryolar arasında devrimci güçlerin eline gelişmiş silahların geçmesi veya İran’ın Suriye’deki etkisinin artma riski bulunuyor.
İsrail medyası, İsrail sınırlarını korumak için güneybatı Suriye’de bir tampon bölge oluşturma tartışmalarını bildirdi. Gazete Maariv, “Muhalefetin ilerleyişi, füzelerin çoğalmasından kimyasal silahların potansiyel kullanımına kadar bir dizi tehdidi beraberinde getiriyor,” uyarısında bulundu.
Suriye çatışmasında önemli bir aktör olan Türkiye, kendisini bir arabulucu olarak konumlandırdı ve devrimci kazanımlar hakkında temkinli bir iyimserlik ifade etti. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptığı açıklamada, “İdlib, Hama, Humus ve elbette nihai hedef Şam. Muhalefetin yürüyüşü devam ediyor,” dedi.
Erdoğan, “Umudumuz, bu yürüyüşün Suriye’de herhangi bir kaza veya sorun olmaksızın devam etmesidir,” şeklinde devam etti. Türkiye’nin siyasi bir çözüm bulma çabalarını ve Esad ile görüşme girişimlerini dile getiren Erdoğan, ancak Türkiye’nin tekliflerinin kabul edilmediğini belirtti.
Devrimci güçler Humus ve Şam’a yaklaşırken, uluslararası aktörler Esad sonrası bir Suriye’nin olası sonuçlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. İttifakların değişmesi ve bölgesel gerilimlerin artmasıyla birlikte Suriye’nin geleceği belirsizliğini koruyor, ancak bir şey kesin: Esad’ın sorgusuz sualsiz egemenlik dönemi sona eriyor.