
Esad rejiminin çöküşünün ardından İsrail, Suriye’deki askeri operasyonlarını yoğunlaştırarak tampon bölgeye asker konuşlandırdı ve Suriye topraklarında geniş çaplı hava saldırıları düzenledi. İsrail yetkililerinin “proaktif ileri savunma” olarak nitelendirdiği bu tırmanış, Arap ülkelerinden, Suriye Geçiş Hükümeti’nden (SGH) ve uluslararası kuruluşlardan büyük tepki topladı.
İsrail ordusu, tampon bölgede dört tugay muharebe birimi konuşlandırıldığını açıkladı. Bu birimler arasında piyadeler, komandolar, mühendisler ve keşif birlikleri yer alıyor. 210. Tümen bünyesinde faaliyet gösteren bu güçler, “tehditler ve gözlemlenen terör hedeflerine” karşı bölgenin güvenliğini sağlamakla görevlendirildi.
Tampon bölgede gerçekleştirilen operasyonlarda İsrail askerleri, Suriye ordusuna ait kullanılmamış tanklar, mayınlar, tanksavar füzeler ve diğer askeri ekipmanları ele geçirdi. İsrail güçleri ayrıca Hermon Dağı’nda tarama operasyonları yaparak Suriye ordusuna ait bir noktada saklanan patlayıcılar ve ileri düzey silahları ele geçirdi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hermon Dağı’ndaki birliklerin kış boyunca bölgede kalacağını, bunun da bölgedeki askeri varlığın uzun vadeli olacağını gösterdiğini belirtti.
Aynı zamanda, İsrail Hava Kuvvetleri, Şam, Lazkiye, Humus ve Kuneytra dahil olmak üzere Suriye’nin stratejik askeri noktalarına yüzlerce hava saldırısı düzenledi. İsrail ordusu, bu saldırılarla Suriye’nin hava savunma sistemlerinin %90’ından fazlasını ve savaş uçakları, seyir füzeleri ile radarlar gibi stratejik silahlarını yok ettiğini açıkladı.
Başbakan Benjamin Netanyahu, bu saldırıları savunarak İsrail’in amacının Esad rejiminden kalan ileri düzey askeri kapasitelerin “cihatçıların” eline geçmesini engellemek olduğunu ifade etti. Netanyahu ayrıca, Suriye’nin yeni hükümetiyle ilişkiler kurma niyetinde olduğunu belirterek, “İç işlerine müdahale niyetimiz yok, ancak güvenliğimizi sağlamak için gerekeni yapacağız,” dedi.
Suriye’nin yeni kurulan SGH’si ise İsrail’in eylemlerini egemenliğin ve uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirdi. BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi’ne bir mektup gönderen Suriye’nin Daimi Temsilcisi Kusay Dahhak, İsrail’in saldırılarını durdurması ve Suriye topraklarından çekilmesi için “kesin ve acil” adımlar atılmasını talep etti. Dahhak, “İsrail işgal ordusu, Suriye topraklarının ek bölgelerine sızarak, uluslararası hukukun açık bir ihlali olan sivil ve askeri noktaları hedef almıştır,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, 1974 ayrışma anlaşmasına uyulmasını sağlamak için BM’yi göreve çağırdı.
Askeri Operasyonlar Komutanlığı (AOK) lideri Ahmet Şeraa, İsrail’in Suriye’deki eylemleriyle ilgili olarak, “İsrailliler, Suriye’de açıkça sınırları aşmış durumda ve bu, bölgede haksız bir gerilimi tetikleme riski taşıyor. İsrail’in gerekçeleri zayıf ve son ihlallerini haklı çıkarmıyor,” dedi.
Beyaz Miğferler olarak bilinen Sivil Savunma ise İsrail’i, Suriye’nin kritik bir geçiş sürecinde istikrarını baltalamakla suçladı. “Bu saldırılar, bölgenin barışını tehdit ediyor ve Suriye’nin yaralarını daha da derinleştiriyor,” açıklamasında bulunan grup, BM’yi derhal harekete geçmeye çağırdı. Ahmet Şeraa da uluslararası toplumu, İsrail’in Suriye’deki eylemlerine karşı sorumluluk almaya davet etti.
Arap ülkeleri ise İsrail’in tampon bölgedeki ihlalini, 1974 ayrışma anlaşmasının bir ihlali olarak nitelendiren ortak bir karar yayınladı.
İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve Suriye’nin egemenliğine saygı göstermesi çağrısında bulundular.
Uluslararası tepkilere rağmen İsrail yetkilileri, mevcut operasyonlarını sürdürme niyetinde olduklarını açıkça belirtti. Ordu, ele geçirilen Suriye askeri noktalarını gösteren video kayıtları yayınlayarak, eylemlerinin “potansiyel tehditleri etkisiz hale getirmek” için gerekli olduğunu iddia etti.
İsrail’in Suriye’deki genişleyen operasyonları, bölgesel istikrarsızlığın ortasında gerçekleşiyor. Esad rejiminin çöküşü, jeopolitik dengeleri bozmuş durumda. Ancak eleştirmenler, İsrail’in eylemlerinin bölgeyi daha da istikrarsızlaştırma riski taşıdığını savunuyor. Beyaz Miğferler, “Suriyeliler barış ve güvenlik özlemi içindeyken, İsrail’in saldırıları özgür ve istikrarlı bir devlet inşa etme hayalini baltalıyor,” ifadelerini kullandı. Tansiyonun yükselmesiyle birlikte uluslararası toplum, İsrail’in Suriye’deki işgal ve saldırılarına çözüm bulmak ve bölgede artan gerilimi ele almak için yoğun bir baskıyla karşı karşıya.