
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği öncülüğündeki Batılı ülkeler, Beşar Esad rejiminin düşüşünün ardından Suriye’deki siyasi ve insani gelişmeleri yakından takip ediyor. Ürdün’deki son toplantılar ve devam eden diplomatik çabalar, Batılı ülkelerin Şam’daki Suriye Geçiş Hükümeti (SGH) ve devrimci güçlerin ittifakıyla yeni bir etkileşim sürecine girdiğine işaret ediyor.
ABD, İş Birliği İlkelerini Açıkladı
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Cumartesi günü Akabe’de yaptığı ziyarette, ABD’nin, Esad’ın devrilmesinde önemli rol oynayan silahlı gruplar koalisyonu Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile doğrudan temas kurduğunu duyurdu. Washington, HTŞ’yi hâlâ bir terör örgütü olarak tanımlasa da, Biden yönetimi grubun birkaç temel ilkeye uyması durumunda onu Suriye’nin meşru hükümeti olarak tanımaya hazır olduğunu belirtti:
Tüm azınlıkları koruma ve insani yardımlara erişim sağlama,
Suriye topraklarının komşu ülkelere tehdit oluşturacak şekilde kullanılmasını önleme,
Esad’ın kimyasal silah stoklarını güvence altına alma veya imha etme.
Blinken, bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “HTŞ ve diğer gruplarla bu ilkeleri tartışmak üzere temas hâlindeyiz. ABD, tüm Suriyelileri temsil eden kapsayıcı bir yönetim kurmaları ve bu taahhütlere uymaları hâlinde yeni hükümeti tanımaya hazırdır” dedi.
Blinken ayrıca, on yılı aşkın bir süredir Suriye’de kayıp olan Amerikalı gazeteci Austin Tice’ı bulma taahhüdünü yineledi. Dışişleri Bakanı, yeni hükümetin bu kriterleri karşılaması durumunda yaptırımların kaldırılmasının değerlendirilebileceğini belirtti ve ABD’nin Suriye politikasında olası bir değişikliğe işaret etti.
AB Yeniden Etkileşim İçin Hazırlanıyor
Birçok AB ülkesi, Şam’daki büyükelçiliklerini yeniden açmaya hazırlanıyor ve bu durum, ilişkilerde önemli bir yumuşama olarak görülüyor. Kıdemli bir Avrupa yetkilisi, AB’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine saygı duyan bir siyasi çözümü desteklemeye hazır olduğunu doğruladı.
AB’nin Suriye temsilcisi Michael Unmacht, Esad rejiminin düşüşünü “Suriye halkının tarihinde dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Unmacht, istikrarlı bir geçişin sağlanması için tüm siyasi ve sosyal kesimlerin katıldığı kapsayıcı bir diyaloğun önemine dikkat çekti.
AB yetkilileri, HTŞ’nin radikal imajını değiştirme çabalarını yakından izlerken, temkinli bir iyimserlik ifade etti. Yetkili, “Suriye’nin geleceği Suriyeliler tarafından belirlenmelidir” dedi ve AB’nin, STG’nin uluslararası normlara uyum sağlaması durumunda yeniden inşa çabalarına destek olmaya hazır olduğunu ekledi.
BM’den Acil Eylem Çağrısı
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’nin insani krizine dikkat çekerek devlet kurumlarının geçiş sürecinde etkili bir şekilde çalışmasını sağlamanın önemine vurgu yaptı. Pedersen, “Suriye’de büyük bir insani kriz yaşanıyor. Yardımlar artırılmalı ve suçluların adalet önüne çıkarılmasını sağlayacak adalet mekanizmaları oluşturulmalıdır” dedi.
Pedersen, Suriye’nin toparlanmasını engelleyen yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunarak, devam eden siyasi geçişin Suriyeliler tarafından yönlendirilmesini umduğunu belirtti.
İleriye Bakış
Suriye’nin geçiş hükümeti, hem yerel hem de uluslararası zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, Batılı ülkeler, geçiş yönetiminin belirli koşulları karşılaması hâlinde iş birliğine açık olduklarını belirtiyor. Önümüzdeki aylar, Suriye’nin kırılgan toparlanmasının uluslararası destekle ivme kazanıp kazanamayacağını belirlemek açısından kritik öneme sahip.