
Beşar Esad’ın yolsuzluk ve baskıyla yönetilen rejiminin çöküşüyle birlikte, Suriye ekonomisi kritik bir dönüm noktasına geldi. Suriye Geçiş Hükümeti (SGH), onlarca yıl süren kleptokrasi, kötü yönetim ve çatışmaların izlerini taşıyan bir ülkeyi yeniden inşa etmek için çalışmalara başladı. Bu süreçte, Esad ailesi ve yakın çevresi tarafından yurtdışına kaçırılan milyarlarca doların geri kazanılması için uluslararası bir çaba yürütülüyor. Bu fonların, Suriye halkının yararına kullanılmak üzere geri getirilmesi talepleri giderek artıyor.
İngiltere’de Gizlenen Milyonlar
İngiliz gazetesi The Eye, Esad ve yakın çevresinin İngiliz bankalarında 163 milyon sterlin sakladığını ortaya çıkardı. Bu miktarın 55 milyon sterlinden fazlasının Londra’daki HSBC Bankasında bir kişisel fonda tutulduğu belirtiliyor. Mahkeme belgelerine göre, bu fonlar 2011’de dondurulmuş olmasına rağmen faiz getirisiyle büyümeye devam etmiş. Bu durum, insan hakları örgütleri ve önde gelen İngiliz siyasetçileri arasında öfkeye yol açtı. Fonların el konularak Suriye halkına iade edilmesi yönünde güçlü çağrılar yapılıyor.
“Esad ve yandaşları, bu parayı Rusya’da sürgünde yaşarken kullanmamalıdır,” diyen Muhafazakâr Parti’nin Gölge Dışişleri Bakanı Priti Patel, fonların İngiltere’nin Suç Gelirleri Yasası kapsamında el konulması ve meşru bir Suriye hükümetine aktarılması gerektiğini savundu. Muhafazakâr Parti’nin eski liderlerinden Sir Iain Duncan Smith de bu görüşe destek verdi.
Suriye’nin Çalınan Zenginliği
Esad ailesi, mali suçlarla otoriter yönetimi birleştiren uygulamalarıyla tanınıyor. Wall Street Journal’ın bir raporu, ailenin Rusya’daki lüks mülklerden Viyana’daki butik otellere ve Dubai’deki özel jetlere kadar birçok alana yatırım yaptığını ortaya koyuyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 raporuna göre, bu varlıkların toplam değeri 1 milyar ile 12 milyar dolar arasında değişiyor.
Bu servet, hükümet tekelleri ve yasa dışı faaliyetler, özellikle de uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla birikti. Beşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad’ın yönettiği 4. Zırhlı Tümen, 2020-2022 yılları arasında 2,4 milyar dolarlık Captagon ticaretine olanak sağladı ve bu rejim için hayati bir gelir kaynağı oluşturdu.
Uluslararası bir hukuk kampanyası başlatan Londra merkezli avukat Toby Cadman ve insan hakları savunucuları, Esad ailesinin mal varlıklarını tespit etmek ve dondurmak için çalışıyor. Ancak bu varlıkların geri alınması, Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi’nin servetlerinin geri kazanılmasında olduğu gibi uzun bir süreç olabilir.
Ekonomik İstikrar ve İyileşme
Rejimin saklı varlıklarını geri kazanmanın zorluklarına rağmen, Suriye ekonomisinde istikrar belirtileri görülmeye başladı. Suriye lirası (SL), son yılların en yüksek seviyelerine çıkarak dikkat çekici bir toparlanma yaşadı.
Esad’ın düşüşünden önce lira, tarihi düşük seviyelere gerileyerek Şam’da 1 dolar karşılığında 30.000’den fazla, Halep’te ise 40.000 liranın üzerinde işlem görüyordu. Ancak rejimin çöküşünün ardından, döviz kuru Şam’da alımda 11.800, satışta ise 12.500 seviyelerinde sabitlendi.
Altın fiyatları da önemli ölçüde düştü. Şam’da 21 ayar altının gramı 972.000 SL’na geriledi. Bu istikrar, Suriye’nin ekonomik toparlanması ve yeniden inşa süreci hakkında umutları artırdı.
Varlıkların Geri Alınmasındaki Zorluklar
Esad’ın saklı servetinin Suriye’ye geri dönmesi çağrıları artarken, yasal engeller devam ediyor. Batı bankalarında dondurulan fonlar karmaşık uluslararası yasalara tabi. Dubai ve Rusya gibi vergi cennetlerinde saklanan varlıkların geri alınması ise daha da zor olabilir.
Esad’ın fonunun bulunduğu HSBC Bankası ve İngiliz hükümeti, konunun ayrıntıları hakkında yorum yapmayı reddetti. Ancak insan hakları grupları, bu fonların iadesinin ahlaki bir zorunluluk olduğunu savunuyor.
“Bu fonlar Suriye halkına aittir ve sayısız insanın hayatı pahasına biriktirilmiştir,” diyen Suriye Kampanyası’nın İcra Direktörü Razan Raşidi, bu kaynakların yeniden yapılanma ve kalkınma için kullanılması gerektiğini belirtti. Arap-İngiliz Anlayışı Konseyi Direktörü Chris Doyle da bu paraların, meşru ve şeffaf bir Suriye hükümeti tarafından yönetilmesinin önemine dikkat çekti.
Suriye Ekonomisi İçin Yeni Bir Başlangıç
Suriye, onlarca yıllık sömürünün ardından toparlanmaya başlarken, adaletin sağlanması ve ekonomik kaynakların geri kazanılması ülkenin geleceğini şekillendirmede hayati bir rol oynayacak. İnsan hakları avukatı William Bourdon, bu varlıkların geri kazanılmasının önemini şu sözlerle ifade etti:
“Suriye’nin çalınan servetinin hak sahipleri olan Suriye halkına iade edilmesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur.”
Esad ailesinin sürgünde olduğu, SGH’nin ise şeffaflık ve hesap verebilirlik için çabaladığı bu dönemde, Suriyeliler, ekonomik yağmanın son bulacağı ve özgür, müreffeh, istikrarlı bir ülkenin inşa edileceği yeni bir döneme girmenin umudunu taşıyor.