
(Al Jazeera/Screen Capture)
Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) uluslararası düzeyde terör örgütü olarak sınıflandırılması ve Suriye’ye uygulanan yaptırımlar, bölgedeki jeopolitik dinamiklerin değişmesiyle yeniden sorgulanmaya başlandı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Batılı ülkelere HTŞ’nin terör listesine alınma kararını yeniden gözden geçirme çağrısında bulundu. Fidan, örgütün şu anda Ankara’nın meşru bir ortak olarak tanıdığı Suriye Geçiş Hükümeti (SGH) çerçevesinde faaliyet gösterdiğini belirtti.
“Terör Listesinden Çıkarmanın Zamanı Geldi”
18 Aralık’ta El Jazeera English’e konuşan Fidan, “Bence uluslararası toplum, özellikle Birleşmiş Milletler, HTŞ’yi terör listesinden çıkarma zamanının geldiğini düşünmeli” dedi. Ayrıca, BM, AB ve diğer uluslararası kuruluşların, Beşar Esad rejiminin düşüşünden sonra ortaya çıkan yeni Şam yönetimiyle iletişim kurmaya başladığını vurguladı.
Türkiye’nin HTŞ konusundaki tutumunu yeniden değerlendirme niyetinde olduğunu belirten Fidan, bu politika değişikliğini yansıtacak şekilde Türkiye’nin Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açtığını ve büyükelçisinin SGH ile iş birliği içinde olacağını ifade etti.
Suriye’deki Değişen Dinamikler
Bir dönem Suriye’de baskın bir silahlı grup olan HTŞ, şu anda Devrimci Güçler Koalisyonu olarak bilinen Askeri Operasyonlar Komutanlığı’nın (AOK) bir parçası olarak hareket ediyor. Bu grup, Suriye’nin geçici hükümetini destekleyen bir yapı haline geldi. HTŞ, 27 Kasım’da Esad rejiminin çöküşüyle sonuçlanan “Saldırıyı Caydırma” kampanyasında önemli bir rol oynadı.
AOK lideri Ahmet Şeraa, Esad sonrası Suriye’nin önde gelen isimlerinden biri olarak ortaya çıktı. 18 Aralık’ta BBC’ye konuşan Şeraa, Suriye’nin çeşitliliğe ve kadın haklarına bağlılığını vurguladı. İdlib’deki üniversite öğrencilerinin %60’ından fazlasının kadın olduğunu belirten Şeraa, yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.
Şeraa, “Suriye, ikinci bir Afganistan olmayacak” diyerek, iki ülkenin kültürel ve toplumsal yapılarının farklı olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, etnik ve dini azınlıklar için yasal korumalar sağlayacak bir anayasa hazırlanmasının önemine değindi.
Uluslararası Tepkiler
2017 yılında HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandıran ABD, temkinli bir yaklaşım benimsemiş durumda. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yaptırımların kaldırılması veya HTŞ’nin terör listesinden çıkarılması konusunda yeni Suriye hükümetinin eylemlerini değerlendireceklerini belirtti.
Miller, “Kadınlara ve azınlıklara saygı duyan ve Suriye’yi terörizm için bir sığınak haline getirmeyen bir hükümet görmek istiyoruz” dedi. Avrupa ülkeleri de benzer şekilde seçeneklerini değerlendiriyor. İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, yeni Suriye yönetimiyle diyalog çağrısı yaparken, yaptırımların kaldırılması için net kırmızı çizgilerin olması gerektiğini savundu.
Caesar Yasası’nın Mirası
2019 Caesar Yasası kapsamında uygulanan yaptırımlar, Suriye’nin uluslararası topluma tam entegrasyonu önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Bu yasa, Esad rejimini ve Rusya ile İran gibi destekçilerini hedef aldı. Yasanın uygulanmasına neden olan belgelerde, Esad rejiminin hapishanelerinde işkenceyle öldürülen mahkumlara dair kanıtlar yer alıyordu.
Geçiş hükümeti, bu yaptırımların hafifletilmesini talep ederken, Batılı güçler temkinli bir tutum sergiliyor.
İleriye Dönük Yol
HTŞ’nin terör listesinden çıkarılması ve Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması, geçiş hükümetinin anlamlı reformlar gerçekleştirme ve uluslararası normlara uyma yeteneğine bağlı olacak. Şeraa, terör sınıflandırmasının siyasi olduğunu ve mevcut gerçeklikle bağdaşmadığını savunsa da, eleştirmenler erken bir tanımanın risklerine dikkat çekiyor.
Bu tartışma, geçmiş rejimin işlediği suçların hesabını sorma gerekliliği ile uzun süredir çatışmalarla sarsılmış bir bölgeye istikrar getirme ihtiyacı arasındaki dengeyi yansıtıyor. Uluslararası toplumun, Suriye’nin yeni hükümetini bir ortak olarak kabul edip etmeyeceği veya temkinli duruşunu sürdürüp sürdürmeyeceği belirsizliğini koruyor.