
Beşar Esad’ın zalim diktatörlüğünün ardından, Suriye adalet ve hesap verebilirlik için zorlu bir yola çıktı. Diktatörün on yıllar süren yönetimi boyunca işlenen savaş suçları ve insan hakları ihlallerine ilişkin kanıtlar birikmiş durumda. Bu bağlamda, suç kanıtlarının korunması, kayıpların bulunması ve zulümlerde sorumluluğu olanların yargılanması çabaları yoğunlaşıyor.
Kanıtların Korunması
Geçici Başbakan Muhammed el-Beşir, Suriye Geçiş Hükümeti’nin (SGH) Esad rejimi tarafından işlenen suçlarla yüzleşme konusundaki kararlılığını vurguladı. El-Beşir, “Hapishaneleri yönetmek, tutukluların durumunu izlemek ve suçlarla ilgili verileri toplamak için komiteler görevlendirildi” dedi. “Bu belgeler, suçların kanıtlanması ve sorumluların hesap vermesi için muhafaza ediliyor.”
Geçici hükümet, toplu mezarların ve gözaltı merkezlerinin korunmasına da odaklanarak, aileleri ve uzman olmayan kişileri yetkisiz kazılardan uzak durmaya çağırdı. Bu çabalar, suç mahallerinin bütünlüğünü korumayı ve kurbanların doğru bir şekilde kimliklerinin belirlenmesini sağlamayı amaçlıyor.
Uluslararası Mekanizmaların Çalışmaları
Birleşmiş Milletler Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizması (IIIM) Başkanı Robert Petit, Esad rejimi döneminde işlenen suçlara ilişkin kanıt toplamada kritik bir rol oynadı. Petit, ekibinin yüzlerce gözaltı merkezini belgelediğini ve Suriye dışında çalışırken “büyük miktarda” kanıt topladığını açıkladı.
“İnceleme ekibi, failleri yargılamak için fazlasıyla yeterli kanıt bulma potansiyeline sahip” diyen Petit, gözaltı merkezlerinin, toplu mezarların ve diğer kritik kanıt noktalarının gelecekteki davalar için korunması gerektiğini vurguladı.
Birleşmiş Milletler Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu da bu çağrıyı yineleyerek, uluslararası yargı süreçleri için kanıt toplamak üzere Suriye’ye girmeye hazır olduklarını belirtti. Komisyon, kayıtların ve fiziksel kanıtların yerinde korunmasının hesap verebilirlik çabalarını desteklemek açısından önemine dikkat çekti.
Tutuklamalar ve Yargılamalar Başladı
Esad rejiminin kilit isimlerinin hesap vermesi için yürütülen çabalar hız kazandı. Lübnan geçici Başbakanı Necib Mikati, Lübnan’ın Interpol’ün, Suriye Hava Kuvvetleri İstihbarat Direktörü Cemil Hasan’ın tutuklanması talebine yanıt vereceğini doğruladı. Hasan, işkence ve soykırım dahil olmak üzere savaş suçlarıyla suçlanıyor.
Lübnan makamları, Esad rejiminden yaklaşık 30 eski Suriyeli subayı tutukladı ve uluslararası baskılar nedeniyle tutuklamaların genişletilmesi bekleniyor. Eski Suriye Ulusal Güvenlik Ofisi Başkanı Ali Memlük gibi isimler hala firarda olsa da, bombalama ve şiddet organizasyonu gibi suçlar nedeniyle uluslararası yakalama kararları bulunuyor.
Devasa Bir Görev
Toplu mezarların ve gözaltı merkezlerinin keşfi, Esad rejimi altında işlenen zulümlerin boyutunu ortaya çıkardı. Ancak, kayıp kişilerin aileleri tarafından yapılan yetkisiz aramalar adli soruşturmaları tehlikeye atma riski taşıyor. Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi, bu tür eylemlerin kanıtları tehlikeye atabileceği ve kurbanların kimlik tespitini zorlaştırabileceği konusunda uyardı.
SGH, uluslararası kuruluşların desteğiyle, kanıtların korunması ve adaletin sağlanması konusunda büyük bir görevle karşı karşıya. Sorumluların yargılanması ve Suriye’nin yeni bir döneme geçişinin hesap verebilirlik ve uzlaşıyı içermesi için iş birliği çabaları hayati önem taşıyor.
Küresel Adalet Çağrısı
Uluslararası toplum, Suriye’nin adalet çabalarını desteklemek için seferber oldu. Esad rejiminin kilit isimlerinin tutuklanması ve yargılanması çağrıları artarken, Lübnan gibi ülkeler zanlıların yakalanmasında kritik bir rol oynuyor. Öte yandan, IIIM ve BM Soruşturma Komisyonu gibi kuruluşlar, gelecekteki davalar için kanıtları güvence altına almak için çalışıyor.
Suriye yeniden inşa edilirken, adalet arayışı ülkenin iyileşmesinin merkezinde yer alıyor. Suriyeliler için geçmişte işlenen suçlara yönelik hesap verebilirlik, onur ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir gelecek inşa etmek adına hayati önem taşıyor.