
Almanya, Suriye’deki eğitim projeleri ve kadın haklarını desteklemek için 62 milyon Euro’luk bir yardım paketi açıkladı. Bu adım, ülkenin yeniden inşa çabaları açısından önemli bir katkı olarak görülüyor. Ancak, fonların yeni kurulan Suriye Geçici Hükümeti’ni (SGH) atlayarak BM ajansları ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yönlendirilmesi, Suriye’nin yeni yönetim yapısı üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında tartışmalara yol açtı.
Eğitim ve Kalkınma Desteği
Almanya Kalkınma Bakanı Svenja Schulze, fonlamayı, Beşar Esad rejiminin düşüşünün ardından yaşanan siyasi değişime bir yanıt olarak nitelendirdi. Schulze, “Suriye için tarihi bir fırsat var ve bu süreci destekleyerek olumlu gelişmelerin sağlanmasına yardımcı olmalıyız” dedi.
Yardımın yarısı, Suriye’nin eğitim sistemini güçlendirmek için ayrılacak. 25 milyon Euro UNICEF’e, 6 milyon Euro ise yaklaşık 3.000 Suriyeli çocuğa eğitim veren Alman kuruluşu Arche Nova’ya tahsis edilecek. Ayrıca 19 milyon Euro, sürdürülebilir kalkınma projeleri için Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP), 7 milyon Euro ise Suriyeli sivil toplum kuruluşlarına dağıtılacak.
Kalan fonlar arasında, kadın haklarını teşvik etmek amacıyla bir BM özel fonuna yönlendirilecek 3 milyon Euro da bulunuyor. Schulze, Suriye’nin eğitim sisteminin “ideoloji, ayrımcılık ve dışlanmadan uzak” tutulması gerektiğini vurgulayarak kapsayıcı ve adil bir öğrenme ortamı oluşturmanın önemine dikkat çekti.
Suriye Hükümetinin Atlanması
Almanya’nın SGH ile doğrudan iş birliği yerine yalnızca BM organları ve sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmayı tercih etmesi, eleştirileri de beraberinde getirdi. Schulze, bu kararı “yararlanıcılara doğrudan erişimi sağlama taahhüdü” olarak savundu.
Eleştirmenler ise bu yaklaşımın, SGH’nin güvenilirlik ve meşruiyet kazanma çabalarını zayıflatabileceğini belirtiyor. Suriye’nin yatırım ve kalkınma programlarına şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemde, mevcut hükümet mekanizmalarını devre dışı bırakmanın, yeni yönetimin kendini kanıtlamasına fırsat tanımadığına dikkat çekiliyor.
Tarihi Çelişkiler
Gözlemciler, uluslararası toplumun yaklaşımında bir tutarsızlık olduğunu belirtiyor. BM ve diğer küresel kuruluşların, yıllarca Esad rejimine doğrudan yardım sağladığı, insan hakları ihlalleri, yardım hırsızlığı ve BM sisteminin kötüye kullanımı gibi belgelenmiş suçlara rağmen destek verdiği biliniyor. Eleştirmenler, Esad sonrası yönetimle benzer bir iş birliğinin, istikrarı artırarak daha birleşik bir iyileşme sürecinin önünü açabileceğini savunuyor.
Bölücü Etki
Fonlama yaklaşımı, Suriye toplumundaki gerilimleri de gün yüzüne çıkardı. Geçici hükümetin Kadın İşleri Ofisi (AOK) başkanı Ayşe el-Debs, uluslararası eğitim programlarının toplumsal parçalanmaya yol açabileceği endişesini dile getirdi. Türk yayın kuruluşu TRT’ye verdiği bir röportajda El-Debs, bu tür programların “boşanma oranlarını artırarak Suriye toplumuna zarar verdiğini” iddia etti.
El-Debs, çözümlerin Suriye geleneklerine dayanması gerektiğini vurgulayarak, “Hazır veya ithal modelleri benimsemeyeceğiz, kendi geleneklerimize ve medeniyetimize uygun özel bir model oluşturacağız” dedi. Bu açıklamalar, Suriye devriminde kadınların katkılarını göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştirilere yol açtı.
Yeniden İnşa ve Egemenlik Dengesi
Almanya’nın finansal desteği, acil insani ve kalkınma ihtiyaçlarını karşılarken, uluslararası yardım ile Suriye’nin egemenliğine saygı arasında hassas bir denge gerekliliğini ortaya koyuyor. Suriye, karmaşık bir yeniden inşa sürecine girerken, SGH ile uluslararası ortaklar arasında güven ve iş birliğinin teşvik edilmesi hayati önem taşıyor. Hizmet sunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve kapsayıcılık ile hesap verebilirlik ilkelerinin korunması, daha istikrarlı ve adil bir gelecek için temel oluşturabilir.