
Esad rejiminin düşüşünün ardından geçiş sürecini sürdüren Suriye’de, uluslararası yaptırımların hafifletilmesi ve yeniden inşa çabalarının desteklenmesi çağrıları artıyor. Biden yönetimi, insani yardım teslimatını hızlandırmak için Pazartesi günü bazı önlemler açıklayacak, ancak Şam’daki yeni hükümete daha geniş yardım sağlanmasını kısıtlayan yaptırımları tamamen kaldırma planı şimdilik yok.
İnsani Yardım Kısıtlamalarının Hafifletilmesi
The Wall Street Journal tarafından ilk kez bildirilen karar kapsamında, ABD Hazine Bakanlığı’nın altı aylık muafiyetler sağlayarak yardım grupları ve şirketlerin su ve elektrik gibi temel hizmetleri sağlamasına, vaka bazlı lisans gereksinimi olmadan izin vermesi bekleniyor.
Bu adım, Suriye’nin acil insani ihtiyaçlarını ele alırken, yönetimin temkinli yaklaşımını yansıtıyor. Yetkililer, daha önce terör örgütleri olarak sınıflandırılan gruplar tarafından yönetilen yeni hükümete temkinli yaklaşarak kadınlar ve azınlık haklarının korunmasını sağlayacak garantiler talep ediyor.
“Bu adım, insani yardımların ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlarken yardımın kötüye kullanılmasını önlemek için koruma mekanizmalarını koruyor,” dedi üst düzey bir yetkili.
İnsani ve Ekonomik Kriz
Suriye’nin ekonomik yıkımı, yeniden inşa çabalarının aciliyetini ortaya koyuyor. Nüfusun %70’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşarken, ülkenin GSYH’si 2011’deki 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Yeniden inşa maliyetleri 400 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Başlangıçta Esad rejimine yönelik uygulanan yaptırımlar, yatırımları caydırarak ve temel kaynaklara erişimi kısıtlayarak ekonomik toparlanmayı engelledi. Analistler, ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmak ve geçmişteki insan hakları ihlalleri için hesap verebilirliği sağlamak adına yaptırımların daha incelikli bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguluyor.
“On yıllardır uygulanan yaptırımlar, sıradan Suriyelileri ciddi şekilde etkiledi,” diyen Suriyeli siyasi aktivist Muhammed Ganem, “Bu kısıtlamaların hafifletilmesi, yeniden inşa, istihdam ve yaşam koşullarında iyileşme yollarını açabilir,” dedi.
Endişeler ve Fırsatlar
Biden yönetiminin temkinli duruşu, yeni liderliğin geçmişteki radikal gruplarla bağlarına yönelik devam eden endişeleri yansıtırken, aynı zamanda istikrarı teşvik etme çabalarını da içeriyor. Biden, Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Suriye’nin geçiş sürecini dikkatlice değerlendireceklerini belirterek, “Sadece söylediklerini değil, eylemlerini de değerlendireceğiz,” demişti.
Ganem, planlanan muafiyetlerin uluslararası kuruluşlara güvence sağlayacağını ve bağışçı ülkelerin maaşları finanse etmesine, altyapıyı onarmasına ve enerji ile sanitasyon gibi temel hizmetleri genişletmesine olanak tanıyacağını belirtti. Ancak, istisnalar, yolsuzluk ve güvenlik riskleri nedeniyle telekomünikasyon ve savunma gibi kilit sektörleri kapsam dışı bırakıyor.
Küresel Koordinasyon
Suriye’nin yeniden inşasına yönelik çabalar uluslararası alanda ivme kazanıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Perşembe günü Roma’da Avrupa dışişleri bakanlarıyla bir araya gelerek Suriye’nin geçiş sürecine destek verilmesini görüşecek. Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri de Suriye liderliğiyle temas kuruyor ancak yaptırımları tamamen kaldırma konusunda temkinli davranıyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Şam’da Suriyeli yetkililerle yaptığı görüşmenin ardından, azınlıkların korunmasının ve Avrupa fonlarının “yeni İslamcı yapılar” oluşturmamak için kullanılmasının önemine dikkat çekti.
Bu arada, BM ve bölgesel güçler, Suriye’nin toparlanmasına yardımcı olmak için daha fazla uluslararası koordinasyon çağrısında bulunuyor. AB’nin, hükümete insan hakları ve yönetişim reformlarına bağlılık yükümlülüğünü sürdürürken yardım akışını kolaylaştıracak adımları değerlendirdiği bildiriliyor.
ABD ve müttefikleri bu karmaşık manevrayı sürdürürken, Suriye’nin toparlanma yolu, sürdürülebilir iş birliğine, dikkatli izlemeye ve yardımın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlama taahhüdüne bağlı olacak.