
Beşar Esad’ın geçen yıl Aralık ayında devrilmesinin ardından, uluslararası politikalarda Suriye’ye yönelik temkinli bir değişim gözleniyor. ABD ve Avrupa, yaptırımların büyük ölçüde yürürlükte kalmasına rağmen, insani ve ekonomik ihtiyaçları karşılamak için sınırlı bir gevşeme sinyali verdi.
ABD’den Geçici Rahatlama
6 Ocak’ta ABD Hazine Bakanlığı, altı ay boyunca Suriye devlet kurumlarıyla belirli işlemlere izin veren 24 No’lu Genel Lisans’ı duyurdu. Bu lisans, enerjiyle ilgili malların satışı ve tedariki, kişisel finansal transferler ve insani yardımlara izin verirken, yaptırımların tamamen kaldırılmasını içermiyor.
“Bu karar, ekonomik yaptırımların neden olduğu sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan insani bir hedefi yansıtıyor ancak siyasi reformlar için baskıyı sürdürmek önemini koruyor,” dedi ekonomik araştırmacı Khaled Turkawi.
Lisansın etkileri hızla görüldü. 7 Ocak’ta Suriyeli yetkililer, Katar ve Türkiye’nin Suriye kıyılarına yüzen elektrik santralleri göndereceğini ve ülkenin elektrik üretimini %50 artıracağını doğruladı. Ayrıca, Körfez ülkelerinin kamu sektörü maaşlarında %400’lük bir artışı finanse etmesi için görüşmelerin sürdüğü belirtildi.
Ancak ABD lisansı, Suriye’nin askeri veya istihbarat birimleriyle işlemleri yasaklıyor ve yeniden inşa projelerine yatırım yapılmasını engelliyor.
Avrupa’dan Politika Değişikliği Sinyalleri
ABD’nin temkinli yaklaşımına karşın, Avrupa ülkeleri Suriye ile angajmanlarını hızlandırmaya hazırlanıyor gibi görünüyor. 3 Ocak’ta Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, Suriye’nin geçici lideri Ahmet El Şeraa ile Şam’da bir araya geldi. Almanya, yaptırımların kaldırılması için henüz erken olduğunu söylese de, diplomatlar Suriye’nin küresel finans sistemine yeniden bağlanmasını içeren hedefli gevşeme tedbirlerini tartıştı.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de 10 Ocak’taki Şam ziyaretinde benzer açıklamalarda bulundu. Tajani, “Bugünden itibaren İtalya ve Suriye arasında siyasi, diplomatik ve dostane ilişkiler için yeni bir yol açıyoruz,” diyerek Suriye’nin toparlanmasını desteklemek adına yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.
Suriyeli Dışişleri Bakanı Esad El-Şeybani ile düzenlenen ortak basın toplantısında, Tajani, yasa dışı göç ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleye kararlı olduklarını ve enerji, tarım ile eğitim alanlarında ekonomik bağları güçlendireceklerini vurguladı.
Yaptırımların Hafifletilmesine Yönelik Zorluklar
Bu adımlara rağmen ciddi engeller devam ediyor. Yaptırımların büyük bir kısmı, Esad rejimiyle bağlantılı kişi ve kurumları hedef alıyor ve bunların kaldırılması için siyasi reformlar ve hesap verebilirlik şart koşuluyor. Durumu daha da karmaşık hale getiren bir diğer unsur, Esad’ı deviren operasyonu yöneten Hayat Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) rolü.
ABD, AB ve BM tarafından terör örgütü olarak tanınan HTŞ’nin Suriye geçiş sürecindeki varlığı hukuki ve siyasi zorluklar yaratıyor. HTŞ’yi bu listelerden çıkarmaya yönelik çabalar sürse de, örgütün dağılması durumunda bile bu sürecin yıllar alabileceği belirtiliyor. Geçici lider Ahmet El Şeraa, HTŞ’nin feshedilmesini önerse de bu konuda ilerleme sağlanması zaman alabilir.
Ayrıca ABD yetkilileri, yaptırımların, Suriye’nin yeni hükümetinin kapsayıcı ve katılımcı politikalar benimsemesini sağlamak için önemli bir araç olmaya devam ettiğini savunuyor.
Kırılgan Bir İyileşme Süreci
Sınırlı yaptırımların hafifletilmesi, ağır ekonomik koşullarla mücadele eden Suriyeliler için umut ışığı olsa da, büyük çaplı yeniden inşa çalışmalarını mümkün kılmıyor. Yüzen elektrik santralleri ve havale kanalları geçici bir istikrar sağlasa da, geçiş hükümeti reformları ve yönetişim yeteneklerini kanıtlamak için artan bir baskı altında.
“Bu bir sınav dönemi,” diyor Turkawi. “Uluslararası toplum, Suriye’nin yeni liderlerinin siyasi istikrar sağlayıp uluslararası standartlara uyup uymadığını yakından izliyor.”
Washington, Brüksel ve Şam’daki tartışmalar sürerken, insani yardım sağlama ile hesap verebilirliği sürdürme arasındaki hassas denge, Suriye’nin geleceğini şekillendirecek. Son değişimlerin kapsamlı bir politika dönüşümünün başlangıcını mı yoksa geçici önlemler mi olduğunu, ülkenin istikrarlı ve kapsayıcı bir gelecek inşa etme ilerlemesi belirleyecek.