
Rus yetkililer, Beşar Esad rejiminin düşüşünün ardından Suriye ile ilişkilerde “nitelikli bir dönüm noktası” yaşandığını duyurdu. Moskova, Suriye Geçiş Hükümeti (SGH) ile stratejik bağlarını sürdürme niyetini dile getirirken, ülkenin toparlanma ve yeniden inşa sürecine katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı.
Tarihi Bağlar Üzerine İnşa
Rusya Devlet Başkanı’nın Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, iki ülke arasındaki derin tarihi bağlara dikkat çekti. Russia Today’e konuşan Bogdanov, “Rusya Federasyonu ve Suriye arasındaki ilişkiler bugün nitelikli yeni bir dönüm noktasına giriyor,” ifadelerini kullandı.
Bogdanov, Moskova’nın “on yıllar süren ortaklık” temelinde hareket etmeye kararlı olduğunu belirtti. Bu ortaklığın, Sovyetler Birliği’nin Suriye’nin egemenliği ve bağımsızlığına desteğine dayandığını vurguladı. Ayrıca Rusya’nın Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve iş birliğinin karşılıklı faydalarına bağlı kaldığını ifade etti.
“Geçtiğimiz yaz, Rusya-Suriye ilişkilerinin 80. yılını kutladık ve bu, Sovyet ve Rus yardımlarıyla Suriye’de inşa edilen projeleri hatırlamak için bir fırsattı,” dedi. Bu dönemde on binlerce Suriyeli, Sovyetler ve Rusya’daki enstitülerde eğitim gördü.
Moskova’nın Stratejik Çıkarları
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Şam’daki büyükelçiliği ile SGH arasındaki günlük iletişime dikkat çekerek, ülkesinin Suriye’nin yeni liderliğiyle iş birliğine devam edeceğini vurguladı.
“Durumu normalleştirme çabalarına faydalı olmak istiyoruz,” diyen Lavrov, kapsayıcı bir siyasi sürecin önemine dikkat çekti. Bu sürecin tüm ulusal ve mezhepsel grupları ve uluslararası aktörleri içermesi gerektiğini belirtti.
Lavrov, ayrıca Esad rejiminin çöküşüne kısmen anlamlı siyasi reformlara yanaşmamasının neden olduğunu belirtti. “Rejimin uzlaşmaz tutumu ve muhalefetle iktidarı paylaşmayı reddetmesi çöküşüne yol açtı,” dedi.
Miras ve Gelecek Arasında Dengede Kalmak
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı, özellikle Tartus deniz üssü ve Hmeymim hava üssü, bölgedeki stratejisinin temel taşlarını oluşturuyor. Bu üsler, Esad yönetimi sırasında yapılan uzun vadeli anlaşmalarla güvence altına alınmış ve Rusya’nın Akdeniz ve Afrika’daki nüfuzunu genişletmesini sağlamıştı.
Ancak birçok Suriyeli, Rusya’yı Esad rejimi döneminde yaşanan ölümler ve yıkımlarda suç ortağı olarak görüyor. Duma’daki bir devrimci lider olan Ahmed Taha, “Rusya bu ülkeye zalimleri ve istilacıları desteklemek için geldi,” ifadelerini kullandı.
Rusya’ya yönelik suçlamalar sadece savaş alanıyla sınırlı değil. Suriye’deki Hristiyan topluluklar da dahil olmak üzere sivil liderler, Moskova’nın rolünden duydukları hayal kırıklığını dile getirdi. Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği İgnatius Afram II, “Rusya’dan koruma görmedik… Onlar buraya kendi çıkarları için geldiler,” dedi.
İlişkileri Yeniden İnşa Etmek
Bu eleştirilere rağmen SGH, Rusya ile stratejik ilişkileri keşfetmeye istekli olduğunu gösterdi. Suriye’nin mevcut lideri Ahmet El Şeraa, iki ülke arasındaki tarihi bağları iş birliği için potansiyel bir temel olarak nitelendirdi.
Lavrov da bu görüşleri destekleyerek, “Rusya’nın Suriyeli dostlarıyla birçok ortak paydası var,” dedi. Moskova, Suriyeli mültecilerin dönüşünü kolaylaştırmak ve ülkeyi istikrara kavuşturmak için insani yardım ve yeniden inşa desteği sözü verdi.
Zor Bir Yol
Rusya ve Suriye arasındaki köklü askeri ve ekonomik bağların çözülmesi zorlu bir süreç olacak. Analistler, Suriye ordusunun yeniden inşasının ya Rusya ile iş birliğinin sürmesini ya da tamamen yeni bir başlangıç yapılmasını gerektireceğini belirtiyor.
Birçok Suriyeli, Rusya’nın niyetleri konusunda şüpheci olsa da, önümüzdeki yıllar Moskova’nın geçmişte Suriye’de desteklediği diktatörlüklerden yapıcı bir ortaklığa geçiş yapıp yapamayacağını ve geçmişteki suçları telafi etmeye yönelik adımlar atıp atamayacağını gösterecek.