ABD destekli bir milis grubu olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), kuzeydoğu Suriye’de terör örgütleriyle bağlantıları, muhalifleri bastırma yöntemleri ve hayati kaynakları tekelleştirmesi nedeniyle endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Merkezi hükümete entegrasyon için devam eden müzakereler ve Suriye Savunma Bakanlığı’nın milis yapısının feshedilmesi taleplerine rağmen, SDG’nin faaliyetleri ve siyasi manevraları, merkezi yönetim dışında kalma niyetini açıkça ortaya koyuyor. SDG’nin Suriye Geçiş Hükümeti (SGH) ile uzlaşmayı reddetmesi, Suriye’nin toprak bütünlüğü, bölgesel güvenlik ve hukukun üstünlüğü için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Terör Bağlantıları ve Bölgesel İstikrarsızlık
Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) bünyesinde barındıran SDG, Suriye ve Türkiye’deki sivillere yönelik saldırılardan sorumlu olan ve terör örgütü olarak tanımlanan PKK ile bağlantılıdır. Ankara, SDG’nin kendi topraklarından PKK militanlarının operasyon düzenlemesine izin verdiğini ve bunun bölgedeki şiddeti artırdığını uzun süredir eleştirmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin “terörü ezmek” ve bölgenin daha fazla istikrarsızlaşmasını önlemek konusunda kararlı olduğunu vurgulamıştır.
Münbiç’teki son araç bombalamaları, SDG’nin neden olduğu güvenlik tehditlerine dair endişeleri artırmıştır. Son olayda, Kabarca köyünde bir araç bombası patlamış, üç sivil yaralanmıştır. Bu patlama, bir ay içinde gerçekleşen dördüncü saldırı olup, daha önce El-Tajnid ve El-Saraya caddelerinde meydana gelen patlamalarda çok sayıda can kaybı ve büyük maddi hasar meydana gelmiştir.
SDG’nin bombalı araç ve keskin nişancı saldırıları, topçu atışları gibi zorlayıcı yöntemler kullanarak siyasi ve ideolojik hedeflerine ulaşma çabası, terör olarak tanımlanan yöntemlerle uyum göstermektedir. Bu tür eylemler, sivil kayıplara neden olmakta ve bölgede gerilimi artırarak kapsayıcı ve birleşik bir Suriye inşa etme çabalarını baltalamaktadır.
Devam Eden Müzakereler
Reuters’in raporlarına göre, kuzeydoğu Suriye’de SDG’nin geleceğiyle ilgili karmaşık müzakereler sürmektedir. Bu görüşmelere Suriye Geçiş Hükümeti (SGH), SDG, ABD ve Türkiye temsilcileri katılmakta olup, milis yapısının geleceğini belirlemek ve SDG’nin Suriye Savunma Bakanlığı’na entegrasyonu için yollar araştırılmaktadır.
Diplomatik çabalara rağmen önemli zorluklar devam etmektedir. Reuters’e göre, müzakereler sabır ve esneklik gerektiren bir süreçtir. Görüşmeler, bazı Kürt savaşçıların kademeli olarak çekilmesi ve diğerlerinin ise Suriye ulusal askeri yapısına entegre edilmesi üzerine odaklanmaktadır. Ancak SDG liderliği, bu sürece anlamlı bir şekilde katılmakta yavaş davranmaktadır. SDG komutanı Mazlum Abdi, şu aşamada kendilerini feshetmeyi düşünmediklerini belirtmiştir.
Abdi, petrol sahalarının Şam’a devredilmesine yönelik herhangi bir anlaşmanın, Suriye illeri arasında “adil bir servet dağılımı” sağlaması gerektiğini ifade etmiş ve bu talebi müzakerelerde bir baskı unsuru olarak kullanmıştır. Ayrıca SDG savaşçılarının bireysel olarak değil, birleşik bir askeri blok olarak entegre edilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu tutum, SGH’nin hizipçiliği sona erdirme ve uyumlu bir ulusal savunma yapısı oluşturma vizyonuyla çelişmektedir.
Entegrasyonun Tıkanması ve Siyasi Etkiler
SDG, Suriye Geçiş Hükümeti (SGH) ve diğer paydaşlar arasında süren müzakerelerde ilerleme sağlanamamıştır. SDG liderliği, güçlerini Savunma Bakanlığı’na birleşik bir askeri blok olarak dahil etme talebinde ısrarcıdır; ancak bu talep Suriye yetkilileri tarafından reddedilmektedir. Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, SDG’nin Suriye silahlı kuvvetleri içinde bağımsız bir yapı olarak varlık göstermesine izin verilmeyeceğini açıkça belirtmiştir.
“SDG liderliği, bu karmaşık meseleyle ilgili yavaş hareket ediyor,” diyen Ebu Kasra, “Entegrasyon, Suriye devletinin hakkıdır ve birliği sağlamak için gereklidir,” ifadelerini kullanmıştır.
Bu arada, SDG lideri Mazlum Abdi, grubun kendini feshetme veya silahsızlanma niyetinde olmadığını vurgulamıştır. Bu uzlaşmazlık, hükümetin birleşik ve kapsayıcı bir ulus vizyonuyla çelişen etnik ayrılıkçılığı sürdürme çabasını işaret etmektedir.
