
Suriye Arap Cumhuriyeti’nin (SAC) mevcut devlet başkanı Ahmet Şara, geçtiğimiz hafta Şam’daki Halk Sarayı’nda Suriyeli-Amerikalı kadınlardan oluşan bir heyetle bir araya geldi. Dışişleri Bakanı Es’ad Şeybani’nin de katıldığı bu toplantı, yeni yönetimin ABD’deki Suriyeli diasporayla ilişkileri güçlendirme çabası ile birlikte daha açık ve kapsayıcı bir imaj sunma isteğini yansıtan önemli bir resmi temas olarak değerlendirildi.
Yeni Suriye’de Kadın Hakları ve Liderlik
Heyet, toplantıda kadınların hükümette ve uluslararası temsilciliklerde önemli pozisyonlara atanmasına yönelik çeşitli öneriler sundu. Şara, bu önerilere diplomatik bir yanıt vererek atamaların “ayrımcılık yapılmaksızın liyakat esasına göre” gerçekleştirileceğini ifade etti ve kadın haklarının ilerletilmesine olan bağlılığını vurguladı.
“Suriyeli kadınlar her zaman toplumda etkin ve seçkin bir rol oynamıştır,” diyen Şara, kadınların katkılarının ülkenin yeniden inşasında hayati önem taşıdığını belirtti.
Toplantıya katılan Suriyeli-Amerikalı doktor Rim Bazm, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Şahsım ve Suriyeli-Amerikalı kadınlar heyeti adına, Komutan Ahmet Şara’ya ve Dışişleri Bakanı Es’ad Şeybani’ye bize vakit ayırdıkları için teşekkür ederiz. Ayrıca eşi Latife Şara ile tanışmaktan da büyük mutluluk duyduk,” ifadelerine yer verdi.
Suriye’de Kadın Temsili İçin Yeni Bir Dönem
Kadın İşleri Ofisi Başkanı Ayşe Dib, İsveç Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jessica Svardström ile bir araya gelerek Suriyeli kadınları ve aileleri desteklemeye yönelik somut projeleri ele aldı. Görüşmede, Suriye’nin en savunmasız nüfusunun ihtiyaçlarına yönelik araştırmalar, tahrip olmuş altyapının onarımı ve uluslararası kalkınma projeleri için iş birliği konuları ele alındı. Dib, eski rejime yönelik yaptırımların askıya alınmasının bu alanlarda somut ilerleme kaydedilmesine olanak sağlayacağını dile getirdi.
Suriyeli-Amerikan Barış ve Refah İttifakı tarafından yapılan açıklamada, kadınların yönetimde daha fazla söz sahibi olmasını amaçlayan daha geniş kapsamlı çalışmaların sürdüğü belirtildi. Heyetin Şara ile yaptığı görüşmede eğitim, ekonomik toparlanma, insan hakları ve teknoloji kullanımının yeniden yapılanmadaki rolü gibi konular ele alındı. Ayrıca, savaştan etkilenen aileleri desteklemek için ulusal fonlar oluşturulması ve ekonomik istikrarı teşvik eden mali yardım ve eğitim programlarının başlatılması gibi öneriler gündeme getirildi.
Heyet üyelerinden Dr. Sara Karf, Suriye’nin yeniden inşasında ulusal birliğin temel olması gerektiğini vurgularken, Hind Henavi uluslararası yaptırımların kaldırılması için diplomatik çabaların artırılması gerektiğini belirtti. Bir diğer katılımcı Ran Haşim ise dijital inovasyonun ekonomik engelleri aşma, üretkenliği artırma ve Suriye’nin toparlanmasını hızlandırma konusundaki önemine dikkat çekti.
Şara, bu önerilere karşılık olarak sivil toplumun Suriye’nin geleceğini şekillendirmedeki rolünü güçlendirme taahhüdünü yineleyerek ulusal uyumun ve kalıcı istikrarın sağlanmasında kritik bir unsur olduğunu vurguladı.
Beklenmedik Bir An
Toplantıda beklenmedik bir gelişme yaşanarak Şara, heyete eşi Latife Şara’yı tanıttı. Bu an, Suriye’nin yeni liderinin insani yönünü ön plana çıkarmaya yönelik bilinçli bir çaba olarak değerlendirildi ve geçmişteki katı, otoriter lider imajından bir kopuş olarak yorumlandı.
Şara, kişisel hayatına dair uzun süredir dolaşan söylentilere atıfta bulunarak esprili bir şekilde, “Vallahi, o benim tek eşim ve başka biri yok. Sosyal medyada duyduklarınız sadece dedikodu,” dedi. Bu sözler, heyet üyeleri tarafından sıcak bir şekilde karşılandı ve Latife Şara ile samimi bir sohbet ortamı oluştu.
Toplantıya katılan Dr. Şeref, Latife Şara’yı “saygıdeğer, genç bir kadın; başörtüsü takıyor ancak yüzünü kapatmıyor ve örtülü Suriyeli kadınların geleneksel tarzında giyiniyor” şeklinde tanımladı.
Yaptırımların Kaldırılması ve Geçiş Dönemi Adaleti
Kadın temsili konularının ötesinde toplantıda, Suriye’nin uluslararası yaptırımları kaldırmaya yönelik çabaları da ele alındı. Şara, yaptırımların kaldırılmasının ekonomik toparlanma ve yeniden yapılanma için kritik öneme sahip olduğunu yineledi.
Ayrıca, Beşar Esed sonrası dönemde hesap verebilirlik ve adalet konularına da değinerek, “Geçiş dönemi adaleti hem hesap verebilirliği hem de uzlaşıyı dengelemelidir ki Suriye geçmişe saplanıp kalmadan ilerleyebilsin,” ifadelerini kullandı.