Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, ülkesinin ulusal çıkarlarını gözetmesi koşuluyla Rusya’nın Akdeniz kıyısındaki askeri üslerini korumasına izin verebileceğini belirtti. Kasra’nın bu açıklamaları, Beşar Esed rejiminin düşüşünden sonra Şam’ın stratejik bakış açısını ortaya koyuyor.
Yabancı Askeri Anlaşmalar Yeniden Değerlendiriliyor
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı konusundaki müzakereler devam ediyor. 2015 yılında Esed rejimini desteklemek için Suriye’ye müdahale eden Moskova, son dönemde ülke genelindeki birçok üssünü boşaltarak Tartus ve Lazkiye’deki Hmeymim üssüne yoğunlaşmış durumda. Bu iki üs, özellikle Akdeniz’e erişim sağlaması nedeniyle Kremlin açısından büyük stratejik öneme sahip.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Ocak ayı sonunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmede, Rus askeri tesislerinin statüsünün “ek müzakereler gerektirdiğini” doğruladı. Moskova, askeri varlığını sürdürmek istediğini belirtirken, Şam herhangi bir anlaşmanın “karşılıklı fayda sağlaması” gerektiğini vurguluyor.
Kasra ayrıca, Suriye’deki ABD ve Türk askeri üslerinin geleceğiyle ilgili de müzakereler yürütüldüğünü açıkladı. Ankara ile yapılan görüşmelerde, kuzeydeki Türk askeri varlığının azaltılması veya yeniden düzenlenmesi ihtimalinin ele alındığı belirtiliyor.
“Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin askeri varlığını sürdürüp sürdürmeyeceği müzakere konusu,” diyen Kasra, şu anda ülkede PKK ile bağlantılı Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) destek veren yaklaşık 2.000 Amerikan askerinin bulunduğunu hatırlattı.
Rusya’nın Esed’ın Kaderindeki Rolü
Suriye’nin Moskova ile ilişkilerini yeniden gözden geçirdiği süreçte, en önemli konulardan biri Beşar Ese d’ın akıbeti. Eski lider, Aralık ayında rejiminin çöküşünün ardından Rusya’ya kaçmıştı ve iadesi konusu Suriye-Rusya müzakerelerinin merkezinde yer alıyor.
Savunma Bakanı Kasra, Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın resmi olarak Esed’in iadesini talep edip etmediğini doğrulamaktan kaçınsa da, konunun son dönemdeki üst düzey görüşmelerde gündeme geldiğini söyledi. “Beşar Esed Rusya’ya gittiğinde, bizim Ruslarla bir anlaşmaya varamayacağımızı düşünüyordu,” diyen Kasra, “Belki de ilişkilerimiz, öncelikle Suriye’nin çıkarlarına, ardından Rusya’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden şekillenir,” ifadelerini kullandı.
Silahlı Grupların Entegrasyonu ve Kürtlerle Müzakereler
Suriye hükümeti, güvenlik stratejisi kapsamında silahlı grupları tek bir askeri yapı altında toplamaya çalışıyor. Kasra, yaklaşık 100 fraksiyonun Savunma Bakanlığı’na katılmayı kabul ettiğini ancak bazı grupların direniş gösterdiğini belirtti.
“Savunma Bakanlığı yönetimine katılacak grupların bağımsız birimler olarak kalmasına izin verilmeyecek,” diyen Kasra, tüm askeri oluşumların zamanla feshedileceğini ifade etti.
Bu süreçte Şam yönetimi, Suriye’nin yaklaşık %25’ini kontrol eden SDG ile hassas müzakereler yürütüyor. Hükümet, SDG’nin birleşik bir blok olarak Suriye ordusuna entegre olma önerisini reddederken, bölgenin tamamen Şam yönetimine bağlanması gerektiğini vurguluyor.
“Askeri çözüm her iki taraf için de kan dökülmesine yol açacaktır,” diyen Kasra, mevcut değerlendirmelerine göre çözümün barışçıl olacağını belirtti. “Askeri çözüm yanlısı değiliz.”
Ancak hükümet, Suriye içinde herhangi bir özerk yönetimi kesin bir şekilde reddediyor. ABD yetkilileri, SDG’nin bazı unsurlarının Suriye güvenlik güçlerine entegre edilebileceğini öne sürse de, şu ana kadar resmi bir anlaşmaya varılmış değil.
Pragmatik Ama Belirsiz Bir Gelecek
Suriye, karmaşık bir jeopolitik ortamda yol alırken, yeni yönetim ülkenin genel çıkarlarına hizmet ettiği sürece eski düşmanlarla iş birliği yapmaya açık görünüyor. Yabancı askeri üslerin statüsü belirsizliğini korurken, Şam yönetimi Suriye’nin güvenliği ve egemenliği konusunda karar verici bir aktör olarak kendini konumlandırmaya çalışıyor.