
Suriye İçişleri Bakanlığı, Esed yönetiminin eski İçişleri Bakanı Muhammed Şaar’ın yetkililere teslim olduğunu ve savaş suçları ile insanlığa karşı suçlardan soruşturma altında bulunduğunu açıkladı. Esad yönetiminde üst düzey güvenlik yetkilisi olarak görev yapan Şaar, güvenlik güçleri tarafından takip edilmesinin ve saklandığı bilinen yerlerin basılmasının ardından teslim oldu.
Bakanlık, Şaar’ın “Güvenlik Dairesi tarafından takip edilmesinin ve son günlerde saklandığı yerlere yapılan baskınların ardından Genel Güvenlik İdaresi’ne teslim olduğunu” duyurdu. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Şaar’ın güvenlik personeli eşliğinde bir araç içinde Şam’daki yetkililere götürüldüğü görüldü.
Baskı ve Şiddet Dolu Bir Miras
73 yaşındaki Muhammed Şaar, eski yönetimin en sert güvenlik yetkililerinden biri olarak biliniyor. 2011-2018 yılları arasında İçişleri Bakanı olarak görev yapan Şaar, daha önce Askerî Polis Komutanı ve Şam’daki 227. Askerî İstihbarat Şubesi Başkanı olarak da çalıştı. Ayrıca Halep ve Tartus’taki Askerî Güvenlik şubelerini yönetti ve Hafız Esed’in Lübnan’daki güvenlik operasyonlarında önemli roller üstlendi.
Şaar, insan hakları örgütleri tarafından birçok katliam ve insan hakları ihlaliyle ilişkilendiriliyor. Bunlar arasında 1986 yılında Lübnan’ın Trablus kentinde gerçekleşen ve yaklaşık 700 sivilin öldüğü Bab el-Tebbane katliamı da bulunuyor. Suriye devrimi sırasında protestoların sert bir şekilde bastırılmasında kilit bir rol oynadı ve muhalif bölgelerin kontrol altına alınmasını yönetti. Batılı ülkeler, 2011 yılında insan hakları ihlalleri, kitlesel tutuklamalar, işkence ve yargısız infazlardaki rolü nedeniyle Şaar’a yaptırım uyguladı.
Esad Yönetiminin En Önemli Uygulayıcılarından Biri
İçişleri Bakanı olarak Şaar, 2011’deki halk ayaklanmasının ardından Esed yönetiminin güvenlik politikalarını uygulamada önemli bir rol oynadı. Rejimin protestoları bastırmak için oluşturduğu “kriz hücresi”nin kilit üyelerinden biri olarak görev yaptı. 2012 yılının Temmuz ayında Savunma Bakanı Davud Racha ve Esed’in kayınbiraderi Asıf Şevket gibi üst düzey güvenlik yetkililerinin öldüğü bombalı saldırıdan sağ kurtuldu.
Şaar, gizli gözaltı merkezlerini ve yargısız infazları yönettiği iddialarını reddetti. Teslim olmasının ardından yaptığı televizyon konuşmasında İçişleri Bakanlığı’nın “sadece resmî cezaevlerinden sorumlu olduğunu” ve “gizli cezaevlerinin bulunmadığını” öne sürdü.
Suriye’de Eski Yetkililere Yönelik Hesap Sorma Süreci
Şaar’ın teslim olması, yeni yönetimin eski rejim yetkililerini adalet karşısına çıkarmak için başlattığı girişimlerin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Yetkililer, Suriye halkına karşı suç işlediği öne sürülen isimleri yakalamak için geniş çaplı güvenlik operasyonları başlattı.
Bu hafta başında Tartus’taki Genel Güvenlik İdaresi, “Yarasa” lakaplı Musa Ahmed Halife’nin yakalandığını duyurdu. Rejim bağlantılı bir suçlu olarak bilinen Halife, savaş sırasında birçok suç işlemekle suçlanıyor. Suriye güvenlik güçleri ayrıca kaçakçılık, haraç ve paramiliter faaliyetlerle bağlantılı eski rejim unsurlarına yönelik operasyonlarını sürdürüyor.
Şaar’ın gözaltına alınması, Suriye’de geçiş dönemi adalet sürecinde önemli bir adım olarak görülüyor. Devlet Başkanı Ahmet Şara, rejimin işlediği suçlardan sorumlu olanları yargı önüne çıkarma sözü vererek geçmişle bağlarını koparma ve ulusal kurumları yeni yönetim altında yeniden inşa etme çabalarını sürdürüyor.
Soruşturmanın Geleceği
Henüz resmî bir suçlama yöneltilmemiş olsa da Suriye’deki hukuk yetkililerinin Şaar’ın protestoların bastırılmasındaki, kitlesel tutuklamalardaki ve gözaltı merkezlerinde yaşanan ihlallerdeki rolünü soruşturması bekleniyor. İnsan hakları örgütleri uzun süredir Şaar’ın yargılanmasını talep ederken, mağdurlar ve aileleri, onun yönetimi altında yaşanan insan hakları ihlalleri için adalet istiyor.
Şaar’a yönelik uluslararası yaptırımlar hâlâ yürürlükte bulunuyor ve uluslararası hukuk uzmanları, Suriye’nin yeni yönetiminin bu davayı nasıl ele alacağını yakından takip ediyor. Eğer suçlu bulunursa, ömür boyu hapis cezası da dahil olmak üzere ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.