Esed rejiminin düşüşünün ardından Suriye’ye dönen mülteci sayısında artış gözlemlenirken, Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptığı bir anket, Suriyeli mültecilerin %27’sinin önümüzdeki yıl içinde geri dönmeyi planladığını ortaya koydu. Bu oran, 8 Aralık 2024’ten önce sadece %1,7 seviyesindeydi. Ancak bu değişime rağmen, mültecilerin büyük bir kısmı güvenlik kaygıları, ekonomik sıkıntılar ve temel hizmetlerin eksikliği nedeniyle geri dönmeye hâlâ temkinli yaklaşıyor. Kış aylarının getirdiği soğuk hava ve yakıt yetersizliği de geri dönüş sürecini zorlaştıran unsurlar arasında yer alıyor.
Dönüşler Artıyor, Ancak Tereddütler Sürüyor
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Aralık ayından bu yana 280 bin mültecinin Suriye’ye döndüğünü, ayrıca 800 binden fazla yerinden edilmiş Suriyelinin de kendi bölgelerine geri göç ettiğini bildirdi. Ancak Suriyeli mültecilerin dörtte üçü, mülkiyet kaybı, iş imkânlarının yetersizliği ve altyapının kırılgan yapısı gibi endişeler nedeniyle yakın zamanda dönmeyi düşünmüyor.
BMMYK Suriye Temsilcisi Gonzalo Vargas Llosa, “Dönüşün önündeki en büyük engeller arasında barınma ve mülkiyet hakları, güvenlik, temel hizmetlere erişim ve ekonomik zorluklar bulunuyor,” dedi. Ayrıca, mültecilerin %60’ından fazlasının, nihai kararlarını vermeden önce Suriye’yi ziyaret etmek istediklerini belirtti.
Dönüşün Gerçekleri
Ülkesine geri dönenler için yeniden entegrasyon süreci oldukça zorlu geçiyor. 52 yaşındaki İbtihal, 13 yıl Ürdün’de kaldıktan sonra Dera’nın Şeyh Miskin bölgesindeki evine döndüğünde, evinin kısmen yıkılmış ve elektriksiz olduğunu gördü. “Memleketime dönmek büyük bir mutluluktu,” diyen İbtihal, ancak karşılaştığı yıkımın kendisini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Birçok geri dönen gibi, İbtihal de sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntı çekiyor. “Tedavi masrafları çok yüksek, Şam’a gitmek ise oldukça maliyetli. Orada basit bir muayene bile 150 bin Suriye lirasına mal oluyor,” diye konuştu. Sağlık çalışanlarının ve ilaçların yetersizliği, onun kanser tedavisine devam etmesini zorlaştırıyor.
İnsani Zorluklar ve Ekonomik Baskılar
BMMYK, Suriye’deki artan insani ihtiyaçların geri dönenlerin istikrarlı bir yaşam kurmasını zorlaştırdığını belirtiyor. Altyapının çökmesi ve kamu hizmetlerinin yetersizliği, geri dönenlerin hayatını daha da zorlaştırıyor. Dera’da geri dönenlerle çalışan koruma görevlisi Hiba Şennan, bölgedeki koşulların vahim olduğunu söyledi. “Birçok aile, temel altyapıdan yoksun evlerde yaşamak zorunda kalıyor. Öncelikler doğrultusunda yardım sağlamaya çalışıyoruz, ancak ihtiyaçlar çok büyük ve kaynaklar sınırlı,” dedi.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (BMİİKO), Suriye’nin kuzeybatısında yaklaşık iki milyon kişinin hâlâ yerinden edilmiş durumda olduğunu ve bu kişilerin büyük çoğunluğunun aşırı kalabalık kamplarda yaşadığını bildirdi. Öte yandan, 27 Kasım 2024’ten bu yana yerinden edilen Suriyelilerin sayısı 615 bini aşarken, bunların çoğu İdlib ve Halep vilayetlerinde yoğunlaşıyor.
Uluslararası Desteğin Gerekliliği
Geri dönenler, hayatlarını yeniden inşa etmeyi umut etse de ekonomik fırsatların yetersizliği, pek çoğunu insani yardımlara bağımlı hâle getiriyor. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, erken toparlanma çabalarının hızlandırılmaması hâlinde, geri dönenlerin tekrar göç etmek zorunda kalabileceğini vurguladı.
“Erken toparlanma çabaları daha cesur ve hızlı olmalı, yoksa insanlar tekrar ayrılacak. Bu, şu anda acil bir konu!” diyen Grandi, Suriye’deki koşulların iyileştirilmesi için uluslararası topluma çağrıda bulundu.
BMMYK yetkilileri, uluslararası destek olmadan Suriye’nin yeniden inşasının sekteye uğrayabileceği uyarısında bulunarak, geri dönenlerin kalıcı bir gelir kaynağı bulmakta zorlandığını ve günlük ihtiyaçlarını karşılamada büyük sıkıntılar yaşadığını belirtti. Pek çok geri dönen, insani yardımların ve mali desteğin hayatlarını yeniden inşa etmeleri için kritik olduğunu ifade etti.
Tüm bu zorluklara rağmen, geri dönenlerin bir kısmı umutlu kalmaya çalışıyor. Şennan, “Geri dönenlerin gözlerinde, tüm zorluklara rağmen eve dönmenin sevincini görüyorum,” diyerek, hizmetlerin yetersiz olmasına rağmen insanların vatanlarına bağlılık hissettiğini söyledi.