
Beşar Esed yönetiminin Aralık 2024’te sona ermesi, Suriye’nin siyasi dengelerini değiştirdi. Ancak son İsrail açıklamaları, Esed’in iktidardan uzaklaştırılmasının İsrail’in çıkarına olmadığını gösteriyor. Daha önce özellikle İran ve Hizbullah gibi müttefiklerini zayıflatmaya yönelik çabaları destekleyen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son basın toplantısında Esed yönetiminin sınır istikrarının korunmasına yardımcı olduğunu kabul etti.
Öte yandan İsrail, Suriye’deki askeri operasyonlarını yoğunlaştırarak hava saldırıları düzenlemeye ve Suriye topraklarındaki işgalini genişletmeye devam ediyor. Haaretz gazetesinin uydu görüntülerine dayandırdığı haberine göre İsrail, Golan Tepeleri ve tampon bölgede en az yedi yeni askeri üs inşa etti. Ayrıca İsrail’in, Suriye’nin güney sınırını yeniden kontrol altına almasını engellemek amacıyla ülke içinde 15 kilometrelik bir “kontrol bölgesi” oluşturmayı ve 60 kilometrelik bir istihbarat ağı kurmayı planladığı bildiriliyor.
Yeni Suriye yönetimi, bu ihlalleri sert bir şekilde kınadı. Dışişleri Bakanı Es’ad Şeybani, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada İsrail’in “Suriye’nin güneyini istikrarsızlaştırdığını” ve 1974 tarihli ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini belirtti. Ancak İsrail, uluslararası tepkilerin yetersizliği nedeniyle operasyonlarını sürdürmeye devam ediyor.
İsrail’in son hava saldırılarının, özellikle Sa’sa kasabasını hedef alan saldırıların, Suriye’nin yeni yönetimine bir mesaj vermeyi amaçladığı öne sürüldü. İbranice medya kaynakları, İsrail’in bölgesel gücüne meydan okunmasına izin vermeyeceğini vurgularken, Jerusalem Post gazetesi İsrail’in Suriye’den çekilme planı olmadığını bildirdi. Bu durum, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler tarafından eleştiriliyor.
Suriye’nin yeni yönetimi egemenlik için mücadele ederken, İsrail’in askeri varlığını artırması bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. İsrail’in devam eden saldırıları ve yasa dışı işgali, uzun vadede bölgesel istikrara yönelik ciddi endişeleri beraberinde getiriyor.