
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail’in güney Suriye’deki Suriye askeri varlığını tolere etmeyeceğini ve bölgenin tamamen silahsızlandırılmasını talep edeceğini yineledi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz da bu görüşü destekleyerek, İsrail ordusunun herhangi bir tehdit algıladığı durumda harekete geçeceğini söyledi.
Netanyahu “İsrail, güney Suriye’deki Suriye ordusunun silahsızlandırılmasını talep edecek ve Dürzi topluluğuna yönelik herhangi bir tehdidi tolere etmeyecektir,” dedi. Ayrıca, İsrail’in Kuneytra, Dera ve Suveyda’dan Suriye güçlerinin “tamamen tahliye edilmesini” istediğini belirtti.
Katz, İsrail güçlerinin bölgede sınırsız bir süreyle kalacağını vurgulayarak “Bugün gözlerimiz tüm bölgeye, özellikle de Suriye’ye odaklanmış durumda,” ifadelerini kullandı.
Askeri Varlığın Genişletilmesi
İsrail, güvenlik tehditlerini engellemeyi savunsa da, son raporlar Suriye’deki askeri varlığın derinleştiğini gösteriyor. The Washington Post tarafından analiz edilen uydu görüntüleri, İsrail’in Suriye’nin silahsızlandırılmış bölgesinde askeri üsler inşa ettiğini ve 1974 ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini ortaya koyuyor.
Raporlara göre, İsrail, Suriye topraklarında kuzeydeki Hermon Dağı’ndan güneydeki Tel Kodna’ya kadar uzanan en az yedi üs inşa etti. Gözlem noktaları, kışlalar ve lojistik destek merkezleri gibi kalıcı askeri altyapıların görülmesi uzun vadeli bir İsrail varlığına işaret ediyor.
Cubata Haşab Belediye Başkanı Muhammed Maryud, İsrail’in inşaat faaliyetlerini doğruluyor. İşgalci güçleri, yerleşimler için tarım alanlarını ve doğal rezervleri yok etmekle suçlayarak “Buna bir işgal olarak bakıyoruz,” ifadelerini kullanıyor.
İsrail’in Saldırıları ve Hava Taarruzları
Askeri genişlemesinin ötesinde, İsrail, Suriye köylerine yönelik ihlalleri artırdı. Cuma günü, İsrail devriyesi, Kuneytra’nın kuzeyindeki Ofania’ya girdi ve yerel halk ile hizmetler üzerine anketler yaptı. Aktivistler, bunun bölgenin demografisini değiştirmeyi amaçlayan ekonomik normalleşme çabalarına zemin hazırlayabileceğinden endişe ediyor.
Sivil aktivist Said al-Muhammed, İsrail’in amacının Suriye halkı arasında ekonomik bağımlılık yaratmak olduğunu, gençleri kontrol etmek için istihdam teşviklerini bir araç olarak kullanmayı planladığını söylüyor: “Bu, yoksulluk sınırının altındaki gençler için bir tuzaktır.”
Bu arada, İsrail savaş uçakları Perşembe günü Humus kırsalındaki Suriye-Lübnan sınırına hava saldırıları düzenleyerek sivil geçiş noktalarını hedef aldı. Salı günü ise İsrail güçleri, bölgede askeri hedefler olmamasına rağmen Dera’daki Yermuk Vadisi’ni topçu ateşiyle bombaladı.
Böl ve Yönet
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Suriye’nin federal bir devlet haline getirilmesini ve özerk bölgeler kurulmasını savundu, bu da Suriye iç işlerine yeni bir müdahale anlamına geliyor. Brüksel’deki AB-İsrail Ortaklık Konseyi toplantısında konuşan Saar, Suriye’deki istikrarın yalnızca federalizm ile sağlanabileceğini belirtti. AB bakanlarına İsrail ile bağları güçlendirmeleri çağrısında bulunarak, ülkenin bölgesel istikrarın bir dayanağı olduğunu söyledi.
Uluslararası Eylem Çağrıları
Golan Tepeleri ve çevresindeki bölgelerin işgal altındaki Suriye toprakları olduğuna dair Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 497 numaralı kararı olmasına rağmen, İsrail’in ihlalleri devam ediyor. Gözlemciler, İsrail’in Suriye’deki askeri varlığını artırmasının, bölgedeki gerilimi tırmandırarak,halkın yeniden yapılanma ve mevcut yaralarını sarmaya çalıştığı bir dönemde, kalıcı ilhak girişimini simgelediğine dikkat çekiyor.
Yeni üsler, devam eden hava saldırıları ve artan ihlallerle İsrail’in eylemleri, uluslararası hukuku hiçe sayıyor ve işgali durdurmak için diplomatik ve hukuki önlemler alma çağrılarını artırıyor.