
Suriye Ulusal Diyalog Konferansı (SUDK), iki gün süren görüşmelerin ardından 25 Şubat’ta tamamlandı. Ülkenin geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan konferansta yaklaşık 600 katılımcı, yönetim, ekonomik kalkınma ve ulusal egemenlik konularında öneriler sundu. Şam’daki Halk Sarayı’nda gerçekleştirilen konferans, 60 yılı aşkın süredir düzenlenen ilk geniş kapsamlı toplantı olarak dikkat çekerken, farklı siyasi figürler, sivil toplum temsilcileri, aşiret liderleri ve muhalif isimleri bir araya getirdi.
Temel Sonuçlar ve Siyasi Yol Haritası
Konferansın kapanış bildirisi, hazırlık komitesinden Huda Atassi tarafından okundu. Bildiri, Suriye’nin geçiş sürecine rehberlik edecek 19 ilkeyi içerirken, ülkenin birliği ve egemenliğinin korunmasının önemine vurgu yaptı. Bölünme girişimleri ve dış müdahaleler kesin bir dille reddedilirken, İsrail’in güney Suriye’ye yönelik saldırıları kınandı. Bildiride, İsrail güçlerinin derhal ve koşulsuz olarak bölgeden çekilmesi gerektiği ifade edilirken, uluslararası topluma İsrail’in saldırılarını durdurması için baskı yapma çağrısında bulunuldu.
Siyasi öneriler arasında, geçiş sürecinde hukuki boşluğu dolduracak geçici bir anayasal bildirinin hızla yayımlanması öne çıktı. Ayrıca, adil temsile ve liyakate dayalı bir geçici yasama meclisinin oluşturulması çağrısında bulunuldu. Bu meclisin, kalıcı bir anayasa hazırlanana kadar yönetimi denetlemesi öngörülüyor.
Bildiride, adaletin sağlanması adına geçiş dönemi yargı reformlarına dikkat çekildi. Geçmişte işlenen suçlardan sorumlu olanların hesap vermesi, mağdur haklarının korunması ve adalet mekanizmalarının yeniden inşası gerektiği vurgulandı. Aynı zamanda, ifade özgürlüğü, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve gençler ile sivil toplumun devlet inşasına dahil edilmesi gerektiği belirtildi.
Ekonomi alanında ise tarım ve sanayi sektörlerinde reformların hayata geçirilmesi, yatırımların teşvik edilmesi ve yeniden yapılanma sürecinin hızlandırılması önerildi. Bildiride, uluslararası yaptırımların kaldırılması yönünde çağrıda bulunulurken, bu yaptırımların Suriye’nin toparlanmasını ve yerinden edilmiş vatandaşların geri dönüşünü engellediği ifade edildi.
Geniş Katılım ve Yapıcı Tartışmalar
Konferansta katılımcılar, geçiş dönemi adaleti, anayasa taslağı, yönetim, bireysel özgürlükler, ekonomik iyileşme ve sivil toplumun rolü olmak üzere altı çalışma grubuna ayrıldı. Konferansın kapsayıcı niteliği, eski muhalif figürler, entelektüeller, gazeteciler ve iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla öne çıktı.
Eski Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Halid Hoce, tartışmaların “olgun bir zeminde” ilerlediğini belirterek, farklı bakış açılarını bir araya getiren konferansın önemini vurguladı. Ancak, sürenin yetersiz olduğunu dile getiren Hoce, güvenlik tehditleri ve İsrail’in güneydeki saldırıları gibi konuların daha derinlemesine ele alınması gerektiğini söyledi.
Gazeteci Suad Carus, diyalog sürecinin sürdürülmesi gerektiğini belirterek, konferansta alınan kararların hayata geçirilmesini sağlayacak kalıcı bir diyalog kurumunun oluşturulması çağrısında bulundu. Carus, “Bu konferans, Suriyelilerin geleceğini tartıştığı ilk toplantı değil. Yıllardır evlerde, kamusal alanlarda bu tartışmalar yapılıyor. Bu buluşma, toplum içindeki diyaloğun bir yansımasıydı,” ifadelerini kullandı.
Anayasa Taslağı ve Gelecek Süreç
SUDK tarafından alınan kararlar yasal olarak bağlayıcı olmasa da, önümüzdeki ay kurulacak yeni Suriye hükümetinin çalışmalarına yön vermesi bekleniyor. Geçiş sürecinin en önemli adımı, üç yıl süreceği öngörülen kalıcı anayasanın hazırlanması olacak. Hükümet ayrıca, serbest ve adil seçimlerin düzenlenmesini denetleyecek. Seçim sürecinin en az dört yıl sürebileceği belirtiliyor.
Konferansın hazırlık komitesi sözcüsü Hasan Duğeym, konferansın süresinin kısa olmasıyla ilgili eleştirileri kabul ederken, katılımcıların talep etmesi halinde ilerleyen süreçte yeni oturumların düzenlenebileceğini söyledi. “Bu sadece bir başlangıç. Diyalog burada bitmiyor,” ifadelerini kullandı.
Suriye, kritik bir geçiş sürecine girerken, Ulusal Diyalog Konferansı’nda alınan kararlar, ülkenin siyasi ve ekonomik geleceğini şekillendirmede belirleyici bir rol oynayacak. Uzun yıllar süren çatışma ve istikrarsızlığın ardından, konferansın sonuçları Suriye için yeni bir dönemin başlangıcını temsil edebilir.