
Lübnan’ın önde gelen Durzi ruhani lideri Şeyh Sami Ebu’l-Muna, Cumartesi günü Suriye’deki son şiddet olaylarının, ülkeyi mezhep temelinde parçalamayı hedefleyen daha geniş bir ‘fitne projesinin’ parçası olduğu uyarısında bulundu. İsrail’in hesaplı müdahaleleriyle istikrarsızlığı körüklediğini vurguladı.
Lübnan Durzi Cemaati’nin Büyük Şeyhi Ebu’l-Muna, Beyrut’taki Durzi Cemaat Evi’nde Arap ve Türk diplomatlarla yaptığı görüşmede itidal ve birlik çağrısı yaptı. Suriyelileri özellikle Durzileri çatışmaya çekilmekten kaçınmaya davet ederken, devletin yeniden inşası için Suriye hükümetiyle işbirliği ihtiyacını vurguladı.
‘Bu olaylar organik değil’ diyen Ebu’l-Muna, ‘Bunlar, iç çatışma yaratmak ve azınlık korkularını istismar ederek Suriye’yi zayıflatmak için tasarlanmış bir projenin parçası’ ifadelerini kullandı. Uluslararası güçlere diplomatik müdahale çağrısı yaparken, kışkırtıcı söylemleri ve ülke dışından dayatılan ‘şüpheli projeleri’ kınadı.
Güney Suriye’de, Hz. Muhammed’e hakaret içeren provokatif bir ses kaydının tetiklediği şiddetli protestolar ve ölümlü çatışmalar gerilimi tırmandırdı. İsrail, Durzi nüfusu koruma gerekçesiyle Şam’ın Eşrefiye Sahnaya banliyösüne askeri müdahalede bulundu sivil kayıplara yol açan bu saldırılar gerilimi daha da artırdı.
Eleştirmenler, İsrail’in eylemlerinin çıkar odaklı ve tehlikeli olduğunu belirtiyor. ‘İsrail, bölgesel emellerini meşrulaştırmak için kendini Durzilerin koruyucusu olarak sunmak istiyor’ diyen siyaset bilimi uzmanı Dr. Selim Barik, ‘Ancak bu politika yalnızca ayrışmayı derinleştiriyor ve Suriye’deki Durzileri tehlikeye atıyor’ şeklinde konuştu.
Suriye’deki Durzi bölgelerine yaptığı ziyaretlerin ardından İsrail’de bir yıl hapis yatan eski İsrail parlamentosu Knesset üyesi Said Nafa da İsrail’in müdahalesini kınadı: ‘Bu destek değil, manipülasyondur. Sözde koruma vurgusu, Durzileri izole ediyor ve ayrımcılık suçlamalarını körüklüyor.’
İsrailli Durzi liderler (Şeyh Muvaffak Tarif dahil) açıkça İsrail müdahalesini talep etti. Ancak Lübnan ve Suriye’deki Durzi figürler, dış destek veya ayrı bir Durzi kimliği fikrini reddetti. ‘Bizler Arap İslam Marufi kabilesiyiz’ diyen Şeyh Ebu’l-Muna, ‘Herhangi bir yabancı gündemin aracı olmayı reddediyoruz’ açıklamasını yaptı.
Suriye Müftüsü Şeyh Usame Rufai de birlik ve itidal çağrılarını yineledi: ‘Fitneye karşı uyanık olun. Düşmanlarımız bölünmemizi istiyor. Tüm Suriyeli kanı kutsaldır’ dediği televizyon konuşmasında.
Velid Canbolat gibi siyasi liderler, Suriye’nin net bir seçimle karşı karşıya olduğunu vurguladı: ‘Ya uzlaşma ve birliği seçeceğiz ya da dış manipülasyon tuzağına düşeceğiz. İsrail projesi Dürzileri korumayacak, onları kullanıp atacak.’
Derin yaralara rağmen, sınır ötesindeki Durzi liderler şiddet ve yabancı müdahalesi yolunu reddederek diyaloğun yeniden başlatılması çağrısı yaptı. Özgür Cebel el-Arap grubunun lideri Şeyh Süleyman Abdulbaki, ‘Suriye’nin iç işlerine herhangi bir yabancı müdahalesini reddediyoruz. Bizler Suriyeliyiz, kimliğimiz Suriyeli ve ülkeyi inşa edip barış içinde yaşamak istiyoruz’ açıklamasında bulundu.