
Suriye Enformasyon Bakanı Hamza Mustafa, ülkede giderek artan dezenformasyon ve söylenti temelli anlatıların yarattığı tehdide ilişkin bir açıklama yayımladı. Mustafa, bu tehdidin Suriye’nin hassas siyasi istikrar yolculuğunda ciddi bir engel oluşturduğunu belirtti.
X (eski adıyla Twitter) platformunda paylaştığı açıklamada Bakan Mustafa, dijital dezenformasyon sorununun yalnızca Suriye’ye özgü olmadığını, yerleşik demokrasileri bile etkilediğini vurguladı. Bu tür tehditlerin, siyasi ve toplumsal geçiş sürecindeki ülkelerde daha tehlikeli olduğunu çünkü kurumların manipülasyona açık, halkın ise güveninin zayıf olduğunu söyledi.
“Bugün Suriye’yi bekleyen yakın tehdit artık gizli değildir. Ülke istikrar ve siyasi sağlamlaşma yoluna girerken, yüzbinlerce sahte hesap gece gündüz kutuplaşmayı ve toplumsal ayrışmayı körüklemektedir,” dedi.
Mira ve Ahmed Olayı Dezenformasyon Tartışmasını Ateşledi
Mustafa’nın açıklaması, Mira Celal Thabat ve Ahmed adlı genç bir çiftin sosyal medyada geniş yankı uyandıran olayı sonrasında geldi. Humus’taki eğitim kurumundan kaçırıldığı ve İdlib’e götürülerek zorla evlendirildiği iddia edilen Mira hakkında çeşitli söylentiler hızla yayıldı.
Ancak çift, Levant 24 ve diğer medya organlarına verdikleri röportajlarda bu iddiaları yalanladı. Mira, ailesinin ilişkisine karşı çıktığı için evi kendi isteğiyle terk ettiğini ve iki yılı aşkın süredir birlikte olduğu Ahmed’le rızaya dayalı ve yasal bir evlilik yaptıklarını ifade etti. Evliliğin tanıklar huzurunda resmen kaydedildiğini de sözlerine ekledi.
Bu açıklama söylentilerin yayılmasını önlemek için geç kalmıştı. Olay bazı çevrelerce mezhepsel bir zemine çekilmeye çalışıldı ve toplumsal gerilimi artırmak için kullanıldı. Yaşananlar, yanlış bilgilerin ne kadar hızlı yayıldığını ve bu tür çarpıtmaların savaşın yaralarını sarmaya çalışan bir ülkede toplumsal fay hatlarını nasıl daha da derinleştirebileceğini gözler önüne serdi.
Profesyonellik ve Sivil Sorumluluk Çağrısı
Bakan Mustafa, ulusal ve yerel medya organlarını profesyonel gazetecilik ilkelerine bağlı kalmaya ve doğrulanmamış bilgileri yaymaktan kaçınmaya çağırdı. Toplumsal barışı teşvik etmek ve kapsayıcı vatandaşlık kültürünü geliştirmek için toplumla iş birliğinin önemine dikkat çekti:
“Farkındalığa yatırım yapmak ve akılcı, kapsayıcı söylemleri teşvik etmek şarttır. Siyasi farklılıklar barışçıl ve sorumlu bir şekilde yönetilmelidir.”
Ayrıca, dünya genelinde bazı ülkelerin dezenformasyonla mücadelede kullandığı yasal, teknik ve editoryal araçlara atıfta bulunan Mustafa, Suriye’nin ilerleyişinin yalnızca kurumsal reformlarla değil, halkın eğitimi ve sivil katılımla sağlanabileceğini belirtti.
Suriye, devlet otoritesini yeniden inşa etmeye çalışırken, Enformasyon Bakanlığı’nın bu uyarısı sosyal medyanın ulusal söylem üzerindeki karmaşık rolünü vurguluyor. Güvenin hâlâ kırılgan olduğu bir ülkede, kontrolsüz söylentiler, kurumların tek başına onaramayacağı çatlakları derinleştirme riski taşıyor.