
Suriye, uluslararası ekonomik ilişkilerinde Aralık 2024’te Esed rejiminin düşmesinin ardından köklü değişimler yaşadı. Devlet Başkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni hükümet, uluslararası izolasyonu kırmayı ve yeniden inşa ile istikrar için destek çekmeyi hedefliyor. Bu ilişkiler dört temel eksene dayanıyor: Arap ve Körfez ülkeleriyle yenilenen bağlar, küresel güçlerle etkileşim, yeniden inşa ve yatırım arayışı ile kalıcı zorluklar karşısında yeni bir ekonomik sistemin kurulması.
Bölgesel Yeniden Konumlanma ve Körfez İlişkilerinin Güçlendirilmesi
Suriye ile Körfez ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkiler, Aralık 2024’te Esed rejiminin düşmesinin ardından köklü bir değişim yaşadı. Bölgedeki jeopolitik ve ekonomik manzaranın yeniden şekillenmesini yansıtan bu süreç, uzaklaşma ve çatışma halinden stratejik ortaklığa geçişi temsil ediyor.
Suudi Arabistan Krallığı (SAK), BAE ve Katar gibi Körfez ülkeleri, Şara liderliğindeki yeni hükümetle üst düzey ziyaretler, büyükelçiliklerin yeniden açılması ve ortak komitelerin faaliyete geçirilmesiyle somutlaşan güçlü diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurdu.
Körfez ülkelerinin öncelikleri de İran nüfuzunu zayıflatmaktan, bölgesel güvenliğin bir koşulu olarak Suriye’nin istikrarını desteklemeye kaydı. Katar, SAK ile birlikte önemli bir rol oynayarak Suriye’nin Dünya Bankası’na olan 15 milyon dolarlık borcunun geri ödenmesine katkı sağladı.
Körfez’in Ekonomik Destek Mekanizmaları
SAK, Suriye’ye yönelik Batılı yaptırımların kaldırılması için başarılı diplomatik çabalar yürüttü. Bu durum, Suriye lirasında (SL) ani bir iyileşmeye, hava trafiği ve limanların yeniden açılmasına ve Ürdün sınırındaki ticaretin devam etmesine katkıda bulundu. Katar ve SAK ayrıca Suriyeli kamu çalışanlarının maaşları için ortak mali destek sağladı.
Körfez ülkeleri altyapıya da yatırım yaptı. Projeler öncelikle enerji sektörüne odaklandı. SAK, Suriye’nin ihtiyaçlarının %50’sini karşılayacak dört gaz türbini (4.000 megavat) ve bir güneş enerjisi santrali (1.000 megavat) geliştirmek için anlaşmalar imzaladı.
ABD, Avrupa ve Türkiye
Mayıs 2025’te Başkan Trump, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını açıkladı. Bu hamle, Suriye ekonomisinin açılmasını kolaylaştıracak. Washington, yaptırımların kaldırılmasından önce İran ve Rusya etkisinin azaltılmasını ve Captagon stoklarının imha edilmesini önermişti.
ABD açısından bakıldığında, Avrupa 2011 öncesinde Suriye’nin en büyük ticaret ortağıydı ve ihracatın %42’sini karşılıyordu. Şimdi ise Avrupa, yeniden inşa projeleri için 300 milyon dolar taahhüt ederek ve Avrupa ile Orta Doğu arasında altyapı ve transit enerji yatırımları yaparak bir rol üstlenmeye çalışıyor. Türkiye ise özellikle kuzey Suriye’de yeniden inşa sürecinde başlıca ortak olmayı hedefliyor ve hem ekonomik hem de askeri anlaşmalara yönelik çabalarını sürdürüyor.
Yeniden İnşa ve Stratejik Ortaklıklar
Suriye’nin coğrafi konumu, onu Körfez ile Avrupa arasında bir “doğalgaz geçidi” haline getiriyor. Bu durum, Katar ve SAK’ın enerji projelerini finanse etme konusundaki ilgisini açıklıyor. Avrupalı şirketler de ulaşım ve enerji ağlarının rehabilitasyonuna katkıda bulunarak Irak ve Ürdün ile ticaret maliyetlerini düşürme potansiyeline sahip.
Avrupa’da bir milyon Suriyeli mülteci bulunuyor. AB, mültecilerin geri dönüşünü sağlamaya yardımcı olmak için yeniden inşa çabalarını destekliyor. Ancak bu çabaların başarısı, bölgesel çıkarların dengesine ve siyasi sistemin istikrarına bağlı olacak.