
Suriye’nin güneyindeki Suveyda vilayetinde salı günü ilan edilen kırılgan ateşkes, hükümet güçlerinin ayrılıkçı ve düzene karşı çıkan grupları bastırmak amacıyla kontrolü yeniden tesis etme çabalarıyla sarsıldı. Günler süren çatışmalar, İsrail hava saldırıları ve yerel ile uluslararası aktörlerden gelen çelişkili mesajların ardından bölgede tansiyon yüksek.
Savunma Bakanı Marhaf Ebu Kasra, yerel kanaat önderleri ve din adamlarıyla yapılan görüşmeler sonrası ateşkesi duyurarak, ordunun yalnızca “ateş açan unsurlara veya yasa dışı grupların hedefli saldırılarına” karşılık vereceğini bildirdi. Askeri polis birimleri, kamuoyunda yaşanan tepki üzerine şehirdeki güvenlik operasyonlarını denetlemek ve birliklerde disiplin sağlamak üzere görevlendirildi.
Suveyda İç Güvenlik Müdürü Ahmed el-Dalati, müdahalenin bölgede düzensiz silahlı grupların neden olduğu karmaşayı kontrol altına almak için gerekli olduğunu savundu. “Bugün yeni bir dönem başlıyor,” diyen Dalati, Suveyda’nın hukuk devleti çerçevesinde tamamen Suriye devletine entegre edileceğini belirtti.
Dürzi Liderliğinde Bölünme
Ateşkese ilk etapta destek veren Dürzi Ruhani Meclisi, ilerleyen saatlerde tutumunu değiştirerek yeni bir gerilim dalgasına kapı araladı. Dürzi din adamı Şeyh Hikmet el-Hicri, yayımladığı video mesajında anlaşmayı reddetti ve Şam yönetimini sözünü tutmamakla suçladı. Hicri, bölge halkına “baskı ve aşağılamaya karşı onurluca durmaları” çağrısında bulundu.
Bu açıklama, Dürzi liderliği içindeki derin görüş ayrılıklarını gözler önüne serdi. Bazı kanaat önderleri devletle iş birliğini desteklerken, Hicri müdahalenin baskıyla empoze edildiğini ve yerel meşruiyetten yoksun olduğunu savunuyor.
Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat, ateşkesi memnuniyetle karşıladı ancak iç bölünmeler konusunda uyarıda bulundu. “İsrail kimseyi korumaz,” diyen Canbolat, bu huzursuzluğun Suriye’yi istikrarsızlaştırmak isteyen yabancı aktörlere hizmet ettiğini belirtti. Canbolat, silahlı grupların silahsızlanmasını ve Şam’ın kapsayıcı siyasi uzlaşıyı öncelemesini istedi.
Uluslararası Tepkiler ve Diplomatik Denge Arayışı
Suudi Arabistan, Ürdün ve Katar, Suriye’nin egemenliğine destek verdiklerini belirterek ateşkesi memnuniyetle karşıladı. Riyad, ayrıca Süveyda yakınlarında bir Suriye askeri konvoyuna yönelik İsrail hava saldırılarını kınayarak bu eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, tüm taraflara itidal çağrısında bulundu ve sivillerin korunması için diyaloğun önemine vurgu yaptı. Ankara, Suriye’nin toprak bütünlüğüne olan desteğini yineledi.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Washington’un bölgesel ve yerel aktörlerle diplomatik temas halinde olduğunu belirtti. Barrack, uzun vadeli bir çözümün Şam yönetimi, Dürzi toplumu, Suveyda’daki Arap aşiretleri ve aynı zamanda İsrail’in güvenlik kaygılarını da gözetmesi gerektiğini söyledi.
Krizin Siyasi Kökenleri
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Direktörü Fadıl Abdulğani, yaşanan krizin temelinde Suriye’de kapsayıcı yönetişimin sağlanamaması olduğunu savundu. “Bu mesele yalnızca güvenlik değil. Siyasi katılımın dışlanması, istikrarsızlığı körüklüyor,” dedi.
Her ne kadar ateşkes ilan edilmiş olsa da, çatışmalar aralıklarla sürüyor ve hükümet güçleri yüksek alarm seviyesinde kalmaya devam ediyor. Suveyda’daki durum, yerel talepler, bölgesel çıkar çatışmaları ve dış müdahalelerle mücadele eden merkezi hükümetin istikrar arayışındaki karmaşık mücadelesini gözler önüne seriyor.