
16 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki şiddetli çatışmaların ardından Suveyda Ulusal Hastanesi’nde onlarca cesedin bulunmasıyla sonuçlanan katliam hakkında çelişkili bilgiler ortaya çıktı. BBC, ölümlerden Suriye hükümet güçlerini sorumlu tutarken, Eekad adlı araştırma platformunun saha çalışmaları ve video kanıtları farklı bir tablo çiziyor.
Hastanenin Kontrolünü Kim Aldı?
Eekad’ın zaman çizelgesine göre, 15 Temmuz akşamı, Şeyh Hikmet el-Hicrî’ye bağlı silahlı Dürzî gruplar hastaneyi kuşattı ve kontrolü ele geçirdi. Eekad’ın doğrulayıp konumunu belirlediği videolarda bu gruplar çevrede kontrol sağladıklarını ilan ediyor ve içeride sıkışmış güvenlik güçlerini “yok edeceklerini” söylüyor. Aynı gece bir Dürzî ileri geleni, “içeridekilerin ortadan kaldırıldığını” açıkladı. Hükümet güçleri hastaneye girdiğinde ise içerisi çoktan bir katliam alanına dönüşmüştü.
Kimler Öldü? Kim Tarafından?
Suriye Sağlık Bakanlığı, ölenlerin bir kısmının sivil, bir kısmının ise Genel Güvenlik ve Ordu mensubu olduğunu duyurdu. Ancak ölülerin çoğu kimliksiz toplu mezarlara gömüldü. Bu durum, Suveyda’da alışılagelmişin dışında ve ölenlerin gerçek kimliklerine dair soru işaretleri yaratıyor.
Zaman Al-Wasl’a göre, Hicrî yanlısı güçlerin yönlendirmesiyle en az 134 ceset, farklı noktalarda belgelenmeden ve adli inceleme yapılmadan, buldozerlerle toplu mezarlara gömüldü. Gözlemciler ve bazı tanıklar, bu kişilerin güvenlik güçleri veya kuşatma sırasında sıkışmış Bedevi siviller olabileceğini ileri sürdü.
Hukukçu Manhal el-Alou, Facebook’ta şu soruyu sordu: “Ne zamandan beri siviller sessizce, milisler tarafından kimliksiz şekilde gömülüyor?” ve olayı “soykırımsal bir katliam” olarak niteledi. Ölümler arasında kurşunla infaz, boğma ve bıçaklama vakaları bildirildi.
BBC’nin Haberinde Ne Eksikti?
BBC muhabiri Jon Donnison’ın haberinde, tüm sorumluluk hükümet güçlerine yüklendi, ancak olayın kronolojisi ve mevcut video delilleri dikkate alınmadı. Donnison daha önce de 2023 Gazze’deki Ahlî Hastanesi patlaması sırasında yanlış bir Suriye’li çocuğun fotoğrafını, Gazzeli gibi servis etmiş, daha sonra BBC editörleri tarafından hatalı haber yaptığı kabul edilmişti.
BBC gazetecilik birimi olaya dair şöyle demişti:
“Hastane patlamasının nedenine dair spekülasyon yapmak yanlıştı… İzlenim spekülasyon olduğu yönündeyse, bu düzeltme yapılmalı.”
Eleştirmenler, Donnison’ın Suveyda haberi için de benzer şekilde aceleci davrandığını ve sahadaki görüntüler ile Dürzî liderlerin açık beyanlarını görmezden geldiğini söylüyor.
Henüz Cevaplanmamış Bir Hikâye
Katliamın sorumluluğu halen netleşmemiş olsa da eldeki kanıtlar, başta sunulan anlatıdan çok daha karmaşık bir gerçeğe işaret ediyor. Hastanenin, hükümet güçleri tarafından çalışan bir sağlık tesisine saldırı şeklinde değil; zaten silahlı gruplar tarafından ele geçirilmiş, ardından içerideki kişilere yönelik ölümcül şiddetin uygulandığı bir yer olduğu görülüyor.
Suveyda Ulusal Hastanesi olayları, özellikle iç ve dış aktörlerin anlatı üstünlüğü için yarıştığı kriz bölgelerinde, aceleyle yargıya varmanın ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kez daha ortaya koyuyor.